Hdp Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Kobani protestosu ile başlayan ve bir çok yerde PKK-Hizbullah çatışmasına dönüşen olayları değerlendirirken, \"Her ne pahasına olursa olsun bir PKK-Hizbullah çatışması engellenmelidir. Bunu ısrar ile isteyen güçler vardır\" dedi.
Kobani\'ye yönelik IŞİD saldırılarının protesto edilmesi ile başlayan ve Türkiye\'nin bir çok yerinde insanların yaşamını yitirmesine neden olan olayları değerlendiren HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, uluslararası güçlerin hem Türkiye\'yi, hem Kürt siyasetini yani PKK\'yi, PYD\'yi, HDP\'yi belli politikalara mecbur kılmak, tabiri caiz ise ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istediğini iddia etti. Burada Kürt siyasetinin eksiklikleri ve AK parti hükümetinin de yanlışları bulunduğunu belirten Tan şunları söyledi:
ERDOĞAN, BARZANİ VE PKK ÖNÜNDE TEK SEÇENEK
\"Türkiye hükümetinin yanlışı Türkiye\'de toplumsal uzlaşma sağlamadan, yeni bir anayasa koymadan, Kürt, Alevi, sorunlarını dindarların meselelerini, laiklerin endişelerini gidermeden Ortadoğu\'da bir imparatorluk hayalinin peşine düştü. İkincisi de Türkiye hükümetinin Ortadoğu\'yu hiç tanımadığı ortaya çıktı. Kürt siyaseti de Rojava\'da, dünya ile batı ile Türkiye ile ciddi bir diyalog, anlaşma ve ne ise o siyasi proje kurmadan, anlaşmadan orada kalabileceğini düşündü. Bu da mümkün değil. Bu son hadiseler bunu getirdi. Defalarca söyledim, bir taş ile 10 kuş vuruluyor, belki 25 kuş daha vurulacak. Barzani\'nin Kerkük referandumu ve bağımsızlık açıklamalarını rafa kalktı, kimse ağzına almıyor, Nuri El Maliki gitmem diyordu, sesiz sedasız çekti gitti. Mahmur boşaltıldı, Rojava kuşatıldı ve PKK\'ye de şu anda söylenen şu: Uluslararası sistem ile hareket edersen desteğimiz ve yardımımız devam eder, etmez isen senin imha olmana göz yumarız. Önce olan biteni doğru anlamak lazım. Recep Tayyip Erdoğan ise, söylediklerinin tam tersi bir tezkereyi Meclisten geçirdi. Tabiri caiz ise Erdoğan, Barzani, Maliki ve PKK öyle bir cenderenin altına alındılar ki şu an önlerine iki yol bırakıldı, ya uluslararası güçlerle bir politika yapacaklar, veya büyük sıkıntı yaşayacaklar.\"
\"TÜRKİYE\'NİN YENİ BİR BOY VE GUSUL ABDESTİ ALMASI GEREKİR\"
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Türkiye\'nin acilen girdiği yanlış yoldan dönmesi gerektiğini, yeni bir boy ve gusul abdesti alıp imanını ve niyetini tazelemesi gerektiğini vurguladı. Yeni bir anayasa, toplumsal uzlaşma ve Kürt sorununun acilen çözülmesi, cem evlerinin açılması ve tarikatlara ve Heybeliada ruhban okulunun açılmasına kadar ne kadar sorunu varsa bir toplumsal uzlaşma, yumuşak bir dil ve önce iç barışın sağlanması gerektiğini söyleyen Tan, \"Sonra da Ortadoğu\'ya bu iç barışı taşıma. Son olaylar ile ilgili PKK\'nin de mutlaka bir durum değerlendirmesi yapması lazımdır\" dedi.
PKK-HİZBULLAH ÇATIŞMASI ENGELLENMELİDİR
Protestolarda çıkan ve PKK-Hizbullah çatışmasına dönüşen olayları da değerlendiren Altan Tan, \"Ortadoğu daha Beyrut\'u ve Güney Kürdistan\'daki Barzani-Talabani çatışmasını unutmadı. Her ne pahasına olursa olsun bir PKK-Hizbullah çatışması engellenmelidir. Bunu ısrar ile isteyen güçler vardır. Bir PKK-Hizbullah çatışması ya da diğer büyükşehirlerde PKK-Milliyetçiler, PKK diğer güçler çatışmasını isteyen çok sayıda güç vardır. Dünyada da var, Türkiye içinde de vardır. Bize düşen ne pahasına olursa olsun bu kavga ve çatışmaları engellememiz lazımdır\" dedi.
KARDEŞ KAVGASI TEHLİKESİ
Son 2 yıldır Kürt siyasetinin içinde de bazı güçlerin, ısrar ile her eylemde Hüda-Par ile PKK kitlesini çatıştıracak sataşmalarda bulunduğunu söyleyen Tan, \"Bir Kürt, Müslüman ve insan olarak bu kavga bana göre brakujidir (kardeş kavgası), Türkiye\'nin tekrar 1990\'lara dönmesidir. Bu kavga Kürdistan\'ın ateşe verilmesidir diyorum\" diye konuştu.
BİNGÖL\'DEKİ POLİSE SALDIRI
Bingöl\'de polise yönelik gerçekleştirilen saldırıyı da değerlendiren Milletvekili Tan şöyle devam etti:
\"Tabi ki çözüm sürecini etkiler. Şimdi Allah korusun dün gece Antep\'te oldu, Adana, Mersin İstanbul bütün bir ülkeye yayılırsa, Hükümet ülkeyi yönetemez hale gelirse, bunun sonu nereye varır belli olmaz. Tankların sokağa çıkması ve halkların panik içinde eve kapanması, hayra alamet değil. 1 milyonluk Diyarbakır\'da sokağa çıkıp demokratik eylemlerinizi yapın denilmesinden sonra ve sokağa çıkma yasağından sonra halkın büyük kısmı evlerine kapandı. Bütün tepkilerin bundan sonra demokratik olması lazım. Sayın Demirtaş ve İmralı\'da sayın Öcalan\'da altını çizdi. Ama siz şehirleri yakarak, yıkarak, yağmanın önünü açarak tam kim olduğu ne olduğu hedeflere ateşli silahlara yönelerek hiçbir yere varamazsınız, bu sadece halkı korkutur ve sindirir, Bundan da Kürt siyasal hareketi bir fayda görmez.\"