Azadi Hareketi'nin basın açıklaması şöyle:
"Dün (8 Nisan Çarşamba, 2020) Diyarbekir ilimizin Pasûr (Qulp) ilçesi kırsalında saat 06.30 sıralarında, orman kesimine giden sivil vatandaşların bulunduğu aracın geçişi esnasında, yola döşenen patlayıcının infilak etmesi sonucu 5 masum vatandaşımız yaşamını yitirmiştir.
Maalesef bu ve benzeri ölüm haberleri ülkemizin gündemini sürekli meşgul etmekte ve bitmek bilmeyen bu üzücü gelişmeler halkımızın huzurunu ciddi anlamda bozmaktadır.
40 yıla yakındır devam eden çatışma ve şiddet ortamının hiç bir tarafa kazandırmadığı aksine halka büyük acılar yaşattığı da ortadadır. Çatışmalı süreç devam ettikçe hem masum insanların ölümü hem de sivil demokratik siyasetin önü kapanmaktadır.
Şu ana kadar resmî olmayan rakamlara göre 100 binlerce ölüm, binlerce köyün yakılması, milyonlarca insanın mülteci konumuna düşmesi, sermayenin bölgeden uzaklaşmasıyla bu savaşın en çok kaybedeni yine Kürdistan halkı olmuştur.
Kürd ve Kürdistan halkının yasadığı sorunların şiddet eksenli çözülmeye çalışılması sorunu daha da derinleştirip tüm ülkede ekonomik, psikolojik ve toplumsal barışın oluşturulmasına zarar vermektedir. Tüm aksaklıklarına rağmen topluma az da olsa umut veren Kürd Açılımı / Çözüm Süreci denen çatışmasızlık sürecine dönülmelidir.
PKK, halkımıza zarar veren ve haklı taleplerini sabote eden şiddet eylemlerine bir an önce son vermelidir. Bu, Kürdistan halkının yaşadığı ekonomik, siyasi ve sosyal çıkmazların iyileştirilmesi için zaruri bir ihtiyaçtır.
Kürdistan halkının dinamikleri, toplumumuzun vicdanını ve sesini yansıtmaktadır. Bu dinamikler rolünü oynayıp sorumluluğunu yerine getirdikçe halkımızı özgürlük ve huzur ortamına taşıyacaklardır. Bu kirli savaş ve yarattığı tahribatlar karşısında kayıtsız kalmaları, kendilerini anlamsız bir hale sokup varoluş nedenlerini yitirmelerine sebep olacaktır.
Bu nedenlerle, özellikle Kurdistan’daki STK, Siyasî Parti ve aydınların şiddet ve silaha son verilmesi için bir çağrı yapmaları gerektiğini düşünüyoruz.
AZADÎ HAREKETÎ olarak, yaşanan acıların son bulması ve sivil demokratik siyasetin önünün açılması için silahların susması gerektiğini, demokrasinin tesis edilmesi iddiası ile yürütülen bir silahlı mücadelenin demokratik mücadele önünde hem engel hem de büyük bir çelişki olduğunu hatırlatırız."