AP raporuna ilişkin BDP\'nin görüşlerine BDP Eşbaşkanı Nazmi Gür\'ün imzasını taşıyan bir açıklamada yer verildi. Gür, \"Avrupa Parlamentosu\'nun Dış İlişkiler Komitesi adına Sayın Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan 2013 Türkiye İlerleme Raporu\'nda Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan ile Hükümet arasında süren görüşmelerle ilgili olarak son anda eklenen bazı ifadeler, partimizi ve bu sürece destek veren herkesi derinden kaygılandırmaktadır\" diye belirtti.
\"Açıkça belirtmek isteriz ki, PKK\'nin de dahil olduğu bu siyasal çözüm sürecinde her iki tarafın da asıl hedefi uzlaşma yoluyla Cumhuriyet Tarihi\'nin en köklü sorunlarından birine çözüm getirmektir\" diyen BDP, devamla şu ifadeleri kullandı:
\"Karşılıklı olarak şiddet içeren yöntemlerin sona erdirilebilmesi için fiilen de olsa bir ateşkesin yürürlükte olması ve 1 yıldır çatışmaların yaşanmaması, bu sürecin bir ürünüdür. Türkiye Hükümeti\'nin baskıcı politikalarının devam ettiği bir dönemde Sayın Abdullah Öcalan\'ın 21 Mart 2013\'te yapmış olduğu duyuru ile sürecin daha uygun bir zeminde yürütülmesine imkan sağlanmıştır. 2013 Raporu\'nda da teyit edildiği üzere aralarında BDP\'li seçilmişlerin ve binlerce BDP üyesinin yıllardır tutuklu bulunmasına rağmen, açıkça eleştirilen Gezi Park eylemlerindeki gibi, Kürt kentlerinde polis şiddetinin sivil ölümlerine varmasına rağmen, PKK\'nin sürece verdiği önem sebebiyle yapıcı tavrını sürdürmeye devam ettiği görülmüştür. Ancak, AKP Hükümeti, PKK\'nin geri çekilmesi sürecinde tüm ülke vatandaşlarının ihtiyacı olan demokratikleşme adımlarını atmayarak, ciddi bir samimiyetsizlik içinde olmaya devam etmiştir. Yine de tüm bu olumsuzluklara rağmen, her iki taraf şiddet dışı yöntemlerle bir çözüm yolunun bulunabilmesi için çaba harcamaya devam etmektedir.\"
KÜRTLERİ \'TÜRK VATANDAŞI\' OLARAK TANIMLAMAKTAN VAZGEÇİLMELİ
BDP, ön açıcı bir paragrafa yer verilmesini beklerken, \"PKK terörinin sonlandırılması\" gibi bir ifadenin rapora eklenmesinin \"en hafif deyimle haksızlık\" olduğunun altını çizdi.
BDP şöyle dedi: \"Böylesi kritik bir dönemde BDP olarak 2013 Türkiye Raporu\'nun bu süreç konusunda ön açıcı bir paragrafa yer vermesini beklerdik. Ancak raporda Ortadoğu\'nun istikrarlı bir coğrafyaya evrilmesine imkan sağlayabilecek tarihi bir süreçle ilgili olarak konunun amaç yönünden sadece \"PKK Terörü\'nün sonlandırılması\" olarak tanımlanmış olması en hafif deyimle haksızlıktır. Partimiz, barış sürecinin başarılı bir şekilde sonuçlanması amacıyla Avrupa Parlamentosu\'nun üstlenebileceği tarihi sorumlulukları bu vesileyle tekrar hatırlatmayı gerekli görmektedir. Bu bağlamda;
Avrupa Parlamentosu\'nun halkların bir nevi meşru temsil kurumu olması hasebiyle, Müzakere süreci devam eden Türkiye\'de asli unsur olan milyonlarca nüfusluk Kürt toplumunu bir \"halk\" olarak kabul etmesi ve halk olmaktan doğan temel haklarını tanıması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye Hükümeti ile AB arasında yürüyen müzakere sürecinde sadece bireysel değil, kolektif hakları da kapsayan demokratikleşme adımlarının atılabilmesi konusunda ön açıcı bir tutum geliştirmesi gerekmektedir.
Türkiye ile PKK arasında devam eden diyalog sürecine daha yapıcı yaklaşılmalı ve bu temelde PKK\'nin terör örgütleri listesinden çıkarılması için gerekli adımların atılması gerekmektedir.
Avrupa\'da yaşayan milyonlarca Türkiyeli Kürdün \'Türk vatandaşı\' olarak tanımlanmasından vazgeçilmesi ve talep ettikleri üzere Avrupa\'nın Kürt asıllı yurttaşları olarak kabul edilmesi en temel talebimiz ve hakkımızdır.
Fıratnews