Dengir Mir Mehmet Fırat, Güneydoğu\'da süren yasaklar ve sivillerin tahliyesi devam ederken, bölgeyi, sivil siyaseti, HDP için hazırlanan fezlekeleri RS RM\'de Yavuz Oğhan\'ın hazırlayıp sunduğu \'bidebunudinle\' programında değerlendirdi. AK Parti\'nin kutuplaştırıcı politikasının çatışmaların temelini oluşturduğunu söyleyen Fırat, PKK\'yi da eleştirdi.
\'DİYARBAKIR AYAKTAYDI\'
Sur yürüyüşü sonrası çıkan tabloda partinin ağırlığının azaldığı yönündeki iddialara karşı çıkan Fırat, şöyle konuştu:
\"Geçen hafta Mersin\'de bir mitingimiz vardı. Görebildiğim kadarıyla herhangi bir siyasi partinin toparlamayacağı büyüklükte kalabalık vardı. Diyarbakır\'daki yürüyüş yanlış değerlendiriliyor. İnsanlar bulunduğu yerden Sur\'a yürüyecekti. Şunu göz önünde tutmak lazım. Devlet 15 bin kişilik güvenlik gücüyle müdahale etti. 300\'den fazlada TOMA vardı. Çevre illerden gelen güvenlik güçleri ve zırhlı araçlar çeşitli yerlerde müdahalede bulundu. Buna rağmen Diyarbakır bana göre ayaktaydı. Cizre\'de insanlığa karşı suç işlendi. Sivil insanlar teslim alınabilecekken çoğu infaz edildi. Ümit ediyoruz ki bu durum Sur\'da tekrar etmez, ettiği takdirde bu tam bir kopuşa gider.\"
\'YASAKLAR TOLEDO\'DA BU KADAR UZUN SÜRMEDİ\'
Bölgede var olan çatışmalar sonucu HDP\'nin Batı\'daki sempatisinin azaldığı yönündeki görüşe de katılmayan Fırat, sürecin bu noktaya gelmesinde hem AK Parti\'nin uzlaşmadan uzak politikalarını hem de PKK\'nin şiddet eğilimini eleştirdi. Halkın her iki taraftan da yakındığını ifade eden Fırat, Başbakan Ahmet Davutoğlu\'nun Sur için yaptığı \'Toledo\' benzetmesine de göndermede bulundu.
Fırat, \"Bugünkü şartları yaratan reel anlamda hükümet. Barış sürecini başlatan da bunu sonlandıran da hükümet oldu. Ama PKK de çatışmadan kaçmadı. Şu anki çatışmalar yerleşim alanlarında meydana geliyor. Çoluk çocuk o alandasınız. Devlet gücü karşınızda en ağır silahları kullanabiliyor. Halk PKK\'ye \'Niye benim oturduğum evde rahatsız edebilecek çatışmanın içine giriyorsun\' diyor. Ama bunun yanında devlete de şikayet içerisinde. \'Benim güvenliğimi savunduğun iddiasıyla bir yeri yok ederek gidiyorsun. Ben yok olanların içerisindeyim\' diyor. Devlete karşı bir kızgınlık PKK\'ye karşı da bir kırgınlık var. Yasaklar 90 günü geçti. 1. Dünya Savaşı\'ndaki Toledo\'da bu kadar uzun sürmedi\" dedi.
Hendek meselesine de değinen Fırat, Meclis\'i adres göstererek, \"Yerel yönetimlerin güçlendirmesinde merkezi hükümetle yerel yapıların bir yetki bölüşümü gerekiyor. Bunun yapılacağı yer de Meclis\'tir. Hendek ile özyönetim kazanmak mümkün değil\" diye konuştu.
\'KUTUPLAŞMA SİYASİ ARGÜMAN OLDU\'
Güneydoğu\'da yaşanan koşullarından sonra kamuoyunda sıkça duysal kopuştan bahsedildi. Dengir Mir Mehmet Fırat, Türkiye\'nin yüzde 50\'ye-50 olarak bölündüğünü, hatta bunun Kürt meselesinde daha fazla oranda olduğunu söyledi.
Fırat, \"Sayın Elçi\'nin katledilmesinden sonra kin ve nefret duygularının şahlandığını gördük. Burada temel olan kişi değildir. Devletin veya devlet organlarının bu kin ve nefreti köpürtmesinden dolayıdır. Kutuplaşma Türkiye\'de bir siyasi argüman olarak kullanılıyor. AK Parti kendi tabanındaki seçmeni mobilize edebilmek, onu koruyabilmek için ayrışma gündeme getirdi. Uzun süredir de devam ettiriyor. Bugün müşterek bir kıvanç, bir elemi paylaşma imkânı bulamadığımız bir ülkede yaşıyoruz\" şeklinde konuştu.
\'DOKUNULMAZLIĞIN KALKMASI ÜLKE BÖLÜNMESİNE KATKIDIR\'
Deneyimli siyasetçinin HDP\'li vekillere ardı ardına gelen fezlekeler ve dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili söyleyedikleri ise uyarı niteliğinde:
\"O bir çılgınlık olur. Ben AK Parti\'de görevliyken de bu konu vardı. Ama aklıselim davranıldı. HDP olarak bütün dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda müracaatımız var. Ama siz; hırsızlıkları, rüşveti koruyup bir yandan da ‘protesto ettin\' diye fezleke hazırlattırırsanız ülkenin bölünmesine bir katkı daha sunarsınız.\"