Diyarbakır Barosuna kayıtlı avukatlarla adliye önünde yeni adli yıla ilişkin basın açıklaması yapan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Kürt sorununda hak ve hukuk çerçevesinde adil bir çözümü amaçlayan yeni bir sürecin başlatılması çağrısında bulunarak yaşanabilir ve yeni bir dünya için devam eden savaşlara karşı uluslararası toplumu göreve davet etti.
'Kürt sorunu diyalogla çözülür'
Ülkenin hukuk, demokrasi ve insan hakları alanında yaşadığı sorun ve sıkışmışlığın en önemli nedeninin Kürt meselesinin çözümsüzlüğü olduğunu vurgulayan Eren, "Hak ve hukuk çerçevesinde adil bir çözümü amaçlayacak yeni bir sürecin başlatılması çağrısında bulunuyor, sorunların yegâne çözüm yönteminin diyalog ve barış olduğuna olan inancımızla, tüm halkların Dünya Barış Gününü kutluyor ve yaşanabilir bir dünya için devam eden savaşlara karşı uluslararası toplumu göreve davet ediyoruz” diye konuştu.
‘Yargı bağımsızlığı en temel meseledir’
Mesleki sorunlarına da değinen Eren, geçen adli yılda dile getirdikleri mesleki sorunlara çözüm bulunmadığı gibi mesleki sorunların arttığını dile getirerek, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı sorununun devam ettiğini, insan hakları ihlalleri kesintiye uğramadan yaygın ve sistematik bir hal aldığını söyledi. Hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda, bireyin ve toplumun en temel güvencesi bağımsız ve tarafsız yargı olduğunun altını çizen Eren, “Türkiye’de, kronik bir hal alan yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı meselesi bu dönemin de en önemli sorunudur. Siyasal iktidarın gündemine aldığı dava dosyalarındaki yargılamalarda, başta savunma hakkı olmak üzere adil yargılanma hakkı ihlal edilmekte ve insanlar ağır cezalara mahkûm edilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Anayasa ve AİHM kararlarına uyulmamasın hatırlattı
Hukuk isteminin bir diğer kronik sorununun zorunlu yargı yetkisi kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmamasına yönelik olduğunu hatırlatan Eren, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uygulanmamasına Halkların Demokratik Partisi eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve İşadamı Osman Kavala dosyalarını örnek gösterdi. Anayasa Mahkemesi’nin Cumartesi Annelerinin oturma ve açıklama yapmalarının engellenmesinin “barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal ihlali yönünde karar verdiğini ve buna rağmen, bu ihlalin sürdüğünü vurgulayan Eren, “Kişiye, yere ve zamana göre yargı kararlarını uygulamadığınız takdirde hukuk devleti ilkesinden vazgeçmişsiniz demektir.” dedi.
Demokratik ve sivil bir anayasa talebi
Son günlerde Ceza İnfaz Kurumlarında yaşanan yoğun hak ihlallerinin ve hasta tutuklu ve hükümlülerinin ölümüne değinen Eren bu durumun kaygı verici boyuta ulaştığının belirterek, ilgilileri görev davet etti. İfade özgürlüğü ile seçme ve seçilme hakkının demokratik bir toplumun temel değeri olduğunu vurgulayan Eren, gazetecilerin yargı tehdidine maruz kaldıklarına tanıklık ettiklerini, seçme ve seçilme hakkının açık ihlali olan kayyım uygulamasının devam ettiğini kaydetti. Eren, “Yeni adli yılda ifade ve basın özgürlüğü ile seçme seçilme hakkına gereken saygının gösterilmesini bekliyor; toplumsal sorunların çözümünü amaçlayan, tüm farklılıkları içerisinde barındıran demokratik ve sivil yeni bir anayasanın ertelenemez toplumsal bir ihtiyaç olduğunu da yineliyoruz.” şeklinde konuştu.