Diyarbakır Barosu’ndan yapılan yazılı açıklamada şöyle dendi:
“Yargı reformu, avukatları ve sivil toplum örgütü temsilcilerini gözaltına almakla başladı. Bu sabah saat 4:30’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında ‘Demokratik Toplum Kongresi binasında farklı tarihlerde yapılan aramalarda elde edilen fiziki ve dijital dokümanlarda isimlerinin bulunduğu’ iddiasıyla, Baromuz üyesi en az 17 meslektaşımız ile Şırnak ve Adıyaman Barosu iki meslektaşımızın yanı sıra diğer sivil toplum örgütü temsilcilerinin evine baskın yapılmış, evleri aranmış ve devamında gözaltına alınmışlardır.
‘Diyarbakır Barosu’nun sesinin boğulmak isteniyor’
Diyarbakır Barosu’nun kurumsal yapısına, üyelerine ve sivil toplum alanında çalışan hak örgütlerine yönelik uzun zamandan bu yana sistematik bir şekilde baskı, tehdit ve gözaltılar yapılmaktadır. Bu sabah yapılan baskınlarla da Diyarbakır Barosu’nun sesinin boğulmak istenildiğini, sivil toplumun çalışmalarına doğrudan müdahale edildiğini bizlere bir kez daha göstermiştir.
Hukukun ayaklar altına alındığı, yargının iktidarın emir ve talimatlarına göre hareket ederek avukatları baskılamaya çalıştığı günlerden geçmekteyiz. Demokrasinin ve hukuk devleti olma iddiasının rafa kaldırılmasının yaratacağı yıkımı ve felaketi görmeyen aklın, bu ülkenin bir arada barış içinde yaşama bağını ortadan kaldırmaya götüren yolun taşlarını döşediklerini bilmelidirler.
Diyarbakır Barosu olarak; barış ve huzur içinde yaşamanın yegane yolunun demokrasiye ve hukuk devletine dönüş yapmakla mümkün olduğu görüşümüzü tekrarlıyoruz. Güvenlik endeksli yürütülen, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile hukuk güvenliğini ortadan kaldıran bu hukuk dışı operasyona son verilmesini, meslektaşlarımızın ve diğer gözaltındaki STK temsilcilerinin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”