Zeki Alakuş, Celal Ercan, Cindi Zincirkıran, Celal Yıldırım, Mehmet Alakuş, Fahrettin Alakuş, Ömer Gül ve Vakkas Kılıç, tutuklu bulundukları Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBIS) aracılığı ile duruşmaya katıldı. Tutuksuz yargılanan sanıklardan Güler Alakuş ile avukatlar duruşmada hazır bulundu. Tutukluların yakınları da duruşmayı izledi.
'İşkence Altında İfade Verdim'
Duruşma, tutukluların Kürtçe yaptıkları savunmayla başladı. Tutuklu Cindi Zencirkıran, gözaltına alındıkları sırada işkenceye maruz kaldığını belirterek, "Bizi karakol bahçesinde ters kelepçe ile saatlerce beklettiler. Üzerimize basıp geçiyorlardı. Kemiklerimi kırdılar. Burnumu, göğüs kafesimdeki kemiği kırdılar. Cinsel organıma elektrik verdiler. İşkence altında ifade verdim. Bana 'eğer bu ifadeyi imzalamazsan sana tekrar işkence ederiz' diyorlardı. İşkence altında ifade verdim. Bu ifadeyi daha önce de kabul etmediğimi belirtmiştim" şeklinde konuştu. Zencirkıran, tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu Celal Yıldırım ise, "TEM Şube'de bize çeşitli işkenceler yaptılar. İşkenceden sırtımı sakatladılar. Elektrik verdiler. Ayaklarımdan tavana astılar. İşkence edildiğime dair hazırlanan rapor hala bana iletilmedi. Bize evraklar imzalatıldı" diyererek tahliye istedi.
Diğer tutuklular da gözaltında işkence gördüklerini anlatarak, tahliye talebinde bulundu.
Avukat: Kolluğun İşkencesi Sabit
Duruşma avukat savunmalarıyla devam etti. Avukat Hidayet Emmek, "İşkenceyle elde edilen delil, ceza yargılaması için tek başına hükme esas alınacak kuvvetli bir delil değildir. Kaldı ki işkenceye maruz kalan tüm sanıkların cumhuriyet savcılığına yapmış olduğu suç duyurusu hakkında soruşturma halen devam etmektedir. Haliyle işkencenin tespiti ve faillerin cezalandırılması kuvvetle muhtemeldir. Kolluğun işkence yaptığı sabit olduğu karar altına alındığından, müvekkiller için verilecek cezaya esas alınan beyan delillinde yasak bir delil olduğu anlaşılacağından, yapılacak yargılama hukuka aykırı olacaktır" dedi.
'İşkence Soruşturması Dosyaya Eklenmeli'
Avukat Faruk Bedlek, müvekkillerinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığına işaret ederek, "Müvekkiller işkence altında ifade vermiştir. Delil olarak dosyaya eklenen bu ifadeler kabul edilemez. Urfa Cumhuriyet Savcısı'nın işkenceye yönelik yürüttüğü soruşturmanın dosyaya eklenmesi gerekecek" talebinde bulundu.
Avukat Bekir Benek, şunları söyledi: "Savcının hazırladığı mütalaa hukuka ve kanununa aykırıdır. Ağır cezalar isteniyor ama dosyada delil yok. Çatışmaya giren kolluk daha sonra gözaltı işlemini yapmış. Artık kim varsa herkesi gözaltına almış. Gözaltına alınan bu kişiler işkence altında ifade vermiştir. İşkenceye ilişkin yürütülen soruşturmanın bu dosyaya eklenmesini istiyoruz" diye kaydetti.
Avukat savunmalarının ardından mahkeme iddia makamına söz verdi. Savcı, sanıkların "adam öldürme ve yaralama", "örgüte bilerek isteyerek yardım etmek", "örgüt üyesi olmak", “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” ve "örgüt yöneticisi olmak" gerekçeleriyle cezalandırılmasını istedi.
14 Kişiye 50 Yıl Ceza
Mahkeme, duruşmaya kısa bir ara vererek, sonrasında kararını açıkladı. Mahkeme, Celal Ercan ve Zeki Alakuş'a “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7 yıl 6'şar ay, Mehmet Alakuş'a ise "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla 5 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, 3 kişinin de tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme, Celal Yıldırım, Fahrettin Alakuş, Cindi Zencirkıran, Ömer Gül ve Vakkas Kılıç'a da “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla 3 yıl 6'şar ay hapis cezası vererek, tahliyelerine karar verdi.
Mahkeme, tutuksuz yargılanan sanıklar Gazeley Alakuş, Fatma Alakuş, Mehmet Hayri Çiftçi, Sariye Gümüş, Niyazi Gümüş ve Ruken Deniz'e “bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla 2 yıl 1'er ay hapis cezası verdi. Mahkeme, diğer sanıkların ise beraatına karar verdi.
Ne Olmuştu?
Urfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Dergili Mahallesi’nde 18 Mayıs 2019 tarihinde HPG’liler ile polisler arasında çıkan çatışmada 1 komiser ve 2 HPG’li öldü. Çatışma sonrası Halfeti ve Bozova ilçelerine bağlı mahallelerde olayla bağlantıları oldukları gerekçesi ile 55 kişi gözaltına alındı. Olaydan sonra gözaltına alınanlar Yaylak Jandarma Karakolu bahçesinde yüz üstü yatırılmış şekilde, üzerlerinde ayak izleri görünür halde fotoğraf karesi ile basına yansıdı. Gözaltına alınan kişiler savcılıkta verdikleri ifadeler doğrultusunda kollukta tutuldukları süre boyunca kötü muamelenin Urfa TEM Şube’de de devam ettiğini, elektrik, darp ve cinsel organlarını sıkma gibi işkencelere maruz kaldıklarını anlattı. Hastane raporları, ifadeler ve avukat itirazları doğrultusunda Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca olaya dair başlatılan soruşturma halen sürüyor. Aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınıp kötü muameleye maruz kalan 37 kişi hakkında ise 'takipsizlik' kararı verilmişti.