ANF\'de yer alan habere göre KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Soma’daki maden faciası nedeniyle bir başsağlığı mesajı yayınladı.
“Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak yanlarındayız ve acılarını paylaşıyoruz” denilen mesajda, Soma’da yaşananın kaza değil cinayet vurgusu olduğu belirtilerek, Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’iyle Türkiye\'deki işçilerin sermayenin en kârlı sömürü nesnesi haline geldiğinin altı çizildi.
KCK, “Türkiye şu anda ucuz işgücü ve güvencesiz iş ülkesi olma konumuyla tarihteki Sümer ve Mısır köleci sistemlerinin 21. yüzyıldaki versiyonu karakterindedir” ifadesini kullandı.
KCK’nin mesajı şöyle:
“Manisa Soma’da yaşamını yitiren yüzlerce maden işçisinin ailesine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak yanlarındayız ve acılarını paylaşıyoruz. Kürt halkı ve demokrasi güçleri ölen ve yaralanan işçilerin ailelerinin acını paylaşmak için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirecektir.
KAZA DEĞİL CİNAYET
Yüzlerce maden işçisinin yaşamını yitirmesi bir kaza değil, cinayettir. Türkiye\'de esas olan iş güvenliği değil, daha az maliyetle üretim yapmaktır. Sadece işçiler ucuza çalıştırılmıyor, hiçbir iş güvencesi alınmayarak azami kârla en kısa sürede en fazla zenginliğe ulaşmak hedefleniyor. Bu sömürü düzeni sadece maden ocaklarında değil, Türkiye\'deki tüm işyerlerinde görülmektedir. Tarım işçilerinin yollarda gerçekleşen katliam gibi kazalarda yaşamlarını yitirmesi sürekli gördüğümüz görüntülerdir. Türkiye, ucuz işgücü ve iş güvencesi olmayan bir ülke olarak sömürü cennetidir. Uluslararası şirketler iş güvencesi olmayan ülke olarak Türkiye\'de yatırım yaparak büyük kârlar elde etmektedirler. Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’iyle Türkiye\'deki işçiler sadece Türk burjuvasının değil, uluslararası sermayenin de en kârlı sömürü nesnesi haline getirilmişlerdir.
TÜRKİYE 21. YÜZYILIN KÖLECİ SİSTEMİ
Başbakan sürekli Türkiye\'de ekonomik verilerin iyi olduğundan söz etmektedir. İşte bahsettiği veriler bu ölümler ve kölece işçi çalıştırmaların sonucudur. Türkiye şu anda ucuz işgücü ve güvencesiz iş ülkesi olma konumuyla tarihteki Sümer ve Mısır köleci sistemlerinin 21. yüzyıldaki versiyonu karakterindedir. Türkiye\'deki işçilerin Sümer ve Mısır kölelerinden farkı tüketim malzemelerine daha fazla erişebilmeleridir. Zaten kapitalizm insanları tüketim malzemeleri bağımlısı yaparak sömürüsünü arttırmakta ve yaşamını sürdürmektedir. Erdoğan ise bu tür köleci imparatorlukların krallarının 21. yüzyıl versiyonudur.
CİNAYETLER KAPİTALİZM VE ENDÜSTRİYALİZMİN ÜRÜNÜ
Günümüz dünyasındaki kapitalist sistem bugün insanlık ve doğa açısından ağır bir yük haline geldiği gibi, Türkiye\'deki sömürücü, baskıcı çağdaş kölelik sistemi de Türkiye halkları açısından gereksiz hale gelmiştir. Kurtuluş, kapitalist modernist sistemin yerine, demokratik modernitenin eko-endüstriye dayalı komünal ekonomik ve demokratik komünal sistemindedir. Demokratik konfederalizme dayalı komünal demokratik sistem sadece ekonomik sorunlar için değil, tüm siyasal, sosyal ve kültürel sorunlar için de tek alternatif ve doğru çözüm yoludur.
Bu cinayetler insanlık için en büyük tehlike olan endüstriyalizmin ürünüdür. Bu tür katliamların önüne geçmenin yolu eko-endüstriye dayalı komünal ekonomik sistemden geçmektedir.
Bu vesileyle Türkiye halklarını komünal demokratik eko-endüstrinin hakim olduğu bir ekonomik ve sosyal yaşam yaratmak için demokratik konfederalizm temelindeki radikal demokrasi için bir araya gelmeye ve ortak mücadele etmeye çağırıyoruz.”