Narin Güran cinayeti davasında son kez konuşan anne Yüksel Güran, suçsuz olduğunu, kendisine iftira atıldığını söyleyerek Nevzat Bahtiyar'ı işaret etti. Enes Güran polis eşliğinde salondan çıkarıldı.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra Eğertutmaz deresinde cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davanın ikinci duruşmasına bugün 3. gününde devam ediliyor.
Duruşma öncesi tutuklu sanıklar, cezaevinden yoğun güvenli1k önlemleri eşliğinde çıkarılarak adliyeye getirildi.
Baba Arif Güran "müşteki", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.
Nevzat Bahtiyar’ın avukatı 'güvenlik' gerekçesiyle duruşmaya katılmadı
Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar hazır bulundu. Diğer sanıkların avukatları da duruşmada hazır bulunurken Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz 'güvenlik' gerekçesiyle katılmadı. Duruşma saatinin hemen öncesinde sosyal medya hesabından açıklama yapan Eryılmaz "Güvenlik nedeniyle bugün duruşmaya katılmayacağım" dedi.
Mahkeme Başkanı, "Gelmemelerinin sebebi kendi takdiridir. Adnan Ataş Bey'in (Nevzat Bahtiyar'ın ikinci avukatı) böyle bir derdi yok" dedi. Ali Eryılmaz ilerleyen dakikalarda polis eşliğinde salona getirildi. Avukat Eryılmaz hakime, "Sizin göstermediğiniz hassasiyeti Emniyet Müdürlüğü gösterdi" dedi, hakim, "Emniyet Müdürlüğü’ne emri ben verdim" diye karşılık verdi.
Nahit eren: Avukatların salondan çıkarılmasına sessiz kalamayız
Duruşmada Diyarbakır Barosu adına söz alan eski baro başkanı Nahit Eren, dünkü duruşmada Diyarbakır Barosu avukatlarının söz almadan konuşması üzerine dışarıya çıkarılmasına ilişkin, "Dün akşam yaşanan bir olaydan dolayı sizden bir söz istiyorum. Savunma özgürlüğüne sahip çıkan bir baroyuz. Bizim sizden, bu davanın bugün veya yarın çıkacak kararda hukuki anlamda şüphem yoktur. Yeri geldiğinde kızı ölen bir anne, bir baba, göğsüne vura vura söz aldı ama ses çıkarmadınız. Dün Diyarbakır Barosu'nun 15 avukatı, bu davayı takip etti. Kayıtlara baktım. Avukatlarımızın bu şekilde salondan çıkarılmasına sessiz kalamayız. Dün silahlardan bahsedildi ama ses etmedik. Bu savunma değil, baromuz hukuka aykırı hiçbir şeyi delil olarak sunmadı. Hiçbir şey bile adli makamlarca gelmedi. Sizden, savunma yapan meslektaşlarımızın dava çerçevesinde savunma yapmalarını rica ediyorum" dedi.
Mahkeme başkanı: Enes’in kalaşnikof muhabbetine bilerek müdahale etmedim
Bunun üzerine mahkeme başkanı, "Burada PKK, FETÖ ya da diğer terör örgütü üyelerini yargıladım. Diğer suçları da yargıladım. Neye müdahale edeceğimi iyi bilirim. Dün başkan olmuş biri değilim. Enes'in Kalaşnikof muhabbetine bilerek müdahale etmedim. Belki sizin görmediğiniz bir şey gördüm. Benim de kendime karşı bir tarzım. Artık dinleme makamındayız. Benim duruşma salonunda dün attığım kişi, avukat değildi. Cübbesi yoktu. 'Seyircisiniz, konuşmayın' dedim. Son sözümü en sonda söyleyeceğim. Ve söyleyeceğim söz de öyle bir söz olacak ki herkes bu mahkemenin nasıl bir mahkeme olacağını görecek. Bu mahkeme, aciz mahkeme değildir, hür bir mahkemedir. Bu mahkemenin iyi niyeti suiistimal edilirse, milletvekili dahi olsa duruşma salonunu boşaltacağım. Var bizim de bir bildiğimiz, her şey kontrolümüz altında" diye konuştu. Nevzat Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın, sosyal medya hesabında güvenlik nedeniyle duruşmaya katılmayacağını paylaşması üzerine mahkeme başkanı, "Gelmemelerinin sebebi güvenlik değil, kendi talepleri" dedi.
Enes Güran’ın avukatı: Burada rapor diyebileceğimiz hiçbir şey yok
Daha sonra Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir, mütalaaya karşı savunma yaptı. Demir, "Bir anneyi kendi evladıyla, bir ağabeyi kendi kardeşini öldürmekle suçluyor. Buna 'Herhaldeler iddianamesi' diyorum. Kendini ifade etmekte zorlanan bir kadının anlattıklarına kendi yorumlarını ekleyip, tutanaklar tutulmuş. İddianamenin en temel noktası, daraltılmış baz. Birçok vaka var. Neden bunda yapılıyor? Bilirkişi diyor ki 'Bu dosyaya temas etmedim.' Herkes takip etti. Aklımızla oynamasın kimse. Heyet olarak bütün gerginliği aldınız. Bunlar rapor mudur? Burada rapor diyebileceğimiz hiçbir şey yok. Bu rapor, denetlenebilir değil. Aynı uzmanlık alanına sahip bir bilirkişiye götürdüğümüzde denetleyemedi. 'Ne yapıldığı anlatılmıyor' dendi. (Telefondaki sinyal gücü ile ilgili) Birkaç saniye beklerseniz, sinyal gücünün nasıl değiştiğini göreceksiniz. Sinyal gücü durduğunuz yerde değişiyor. Bu sinyal gücüyle yaptığını söylüyor. Sinyal böyle dalga boyutunda gelir. Radyo frekansıdır. En güzel örnekleme, suda oluşan dalgalar gibidir" dedi.
Daraltılmış baz kayıtlarına itiraz etti
Daraltılmış baz çalışmasına göre Nevzat Bahtiyar'ın olay günü ahıra gitmediğinin anlaşıldığını ifade eden Demir, "Nevzat Bahtiyar, o gün kendi ahırına götürdü. Bir gübre çuvalı var. Seri numarası ahırında çıkan çuvallarla ardışık. Kendisi de ilk savcılık ve sorgusunda söylemek zorunda kalıyor. Duruşmada bir şey ağzından kaçırdı. Onun içindeydi. Daraltılmış baza göre, Nevzat Bahtiyar ahırına hiç gitmiyor. Daraltılmış baza göre, 15.08'den sonra ne evine ne de müştemilatına giriyor. Nasıl oluyor bu? Bu rapora güvenmemiz bekleniyor. Mısır tarlası yok. Bana cevap verdi, dalga geçiyor bizimle. Bizim de buna inanmamız bekleniyor. Bu konunun uzmanı değiliz. HTS kayıtlarına bakınca bir şeyler söyleyebiliyoruz. Üçgenleme yapıyorum, zırva. Bu görüntüleri izlediler. Bu görüntüleri izlediklerini nereden biliyoruz? 'O görüntüyü izleyip, bir delil daha üretelim' diyorlar. Bu ailenin başına çok kötü şeyler geldi. Başka bir ailenin de başına gelebilir. Burada verilen karar, tarihe geçecek. Bilirkişi alanında o kadar uzman ki uzmanlık alanını yazmıyor. Bilirkişi listesinde yoklar. Gelip, raporlarını açıklamalarını istedik. Hukuka sahip çıkmalıyız. 'HTS, baz kesin delildir' dendi. Ek raporda ne dendi; biraz yanlış yapabilirim, 1 dakikada bir insan 2 metreden fazla yol alabilir. Bu dosyadaki veriler, kesin veri gibi. Bakan beye de bilgi gitti. O da 'Biliyoruz' dedi. Bilirkişi bundan sonra, 'Hata yaptım' diyemez. Bir dahaki belki sorsak, biraz daha düşecektir. Ama zaman yok. Daraltılmış baza göre, imkansız bir şey daha var. Nevzat, daraltılmış bazdaki gibi anlattığı eylemi gerçekleştirmesi mümkün değil" diye konuştu.
Mahkeme başkanı: Sosyal medyada konuşmayan bir biziz
Daraltılmış baz çalışması raporunda çelişkilerin olduğunu belirten Demir, "Diyarbakır Barosu, dosyada olmayan bilgileri getirdi. Nahit bey, mitokondriyal paylaşımı attınız. Bütün belgeleri, açıklamaları sosyal medyadan siz yaptınız" dedi. Mahkeme başkanı, araya girerek, "Sosyal medyada konuşmayan bir biziz. Sosyal medya bizi bağlamaz" cevap verdi.
'Telefon kapanması şüpheli bir durum'
Konuşmasına devam eden Avukat Demir, "Burada Şahingöz kayıt yapıyor mu yapmıyor mu? Başkan beyin telefonunda da kısa bir kayıt var. 'Salim 20.00 sıralarında aramış. Jandarma nasıl oluyor da 18.54'e bakabiliyor? 'Kayıt alınamıyor' dendi. 'Bu dosyada çok büyük bir ihmal var. Bu da Güranlardan çıkarılıyor. Biz çözemedik, bunlar çok acayip organize bir aile2 deniyor. Oturmayan parçalar var. Hepimiz sorgulayalım. Caminin orada şebeke çekmiyor. Gazeteciler canlı yayın yapamıyordu ilk günler. Uzmanla görüştük. Google'da üçgenleme yapıyor, her bazın bir kapasitesi var. Kapasite dolduğunda sizi aktarabileceği ikinci baza iletiyor. Siz yerinde dursanız bile konum değiştirmediğinizde bazlar hiçbir veri tutamıyor. Tutacak bir veri yok. Hadi tuttu diyelim. Peki, bu veriler nerede? Raporda '100'ün üzerinde arama yaptım' diyor. 101 olur, 187 olur. Bu nasıl cüret? 'Anlattıklarını gelsin anlatsın' dedik. Gelmedi. Jandarmanın dar açı çalışması var. O, 13 baz veriyor. Bir telefon sanki aynı anda 22 bazdan almış, sinyali öyle üçgenleme yapılmış. Bu derece sıhhatsiz bir şeyle iddianame hazırlandı. Olay saatinde anne ile Enes'in telefonu kapalı mı? Kökten kapandığını söylüyor. Telefonlar kapalıysa evde olduğunu nasıl anlıyoruz? Telefon kapanması şüpheli bir durum. Ama hiçbir veri yok. Akşam saatin uyku halinde, Yüksel hanımın 80 dakikalık bir kesintisi var. Bu işi anlayan arkadaşla konuşuyoruz. Telefonla işi yoksa, o telefonu uyku moduna alır. Sinyal almaz, vermez. Bazen 2 saat olan var. Bir hatırlatma sinyali yollar. Telefon orada mı değil mi diye bakar" diye konuştu.
Demir: Nerede bu tutanaklar?
Demir, arama çalışmalarının sabote edilmesi için ailenin yangın çıkardığı iddialarına ilişkin, "Elektrik tellerinden bir yangın çıkıyor. Bu yangının kime ne faydası olacak. 22.00'den biliyoruz. Tam yangının çıkma anında, o anda kamera da gidiyor. Terlik olayı da anlatıldı. O terliği de biri bulacaktı. Her yerden delil toplandı. Bire bir benzeyen bir terlik. Sen zaten aileye 2'nci gün şüpheli bakmışsın. Bunun tutanağını da tutmuşsun. Dosyada 'patates hat' diye bir şey yok. Nasıl acımasız bir toplumdayız? Çobanı sorguladığı kamerayı gördünüz. Sosyal medyada aileye yönelik, alenen aileye savaş açan kişilerle temas halinde. Ulusal Kriminal Büro, '46 tane siber saldırı var' diyor Varsa bir tehdit git, şikayet et. Sohbet odaları var. 'Tehdit edildik' diyorlar. Gidin, şikayet edin. Şurada bile oturuyorlar. 'Bunlardan rahat yok' diye paylaşım atılıyor. Gelme, gelme. Herkes kendinde, her hakkı nasıl görüyor? Ersan Şen, 'Masumiyet karinesi var' dedi, linç edildi. Bu yangınlar ilgili 'Jandarma orada' deniyor. Nerede, bu yangının çıkarıldığı çubuklar? Jandarma personelleri orada. Müdahale etmişler, yangına. 'Ellerinde plastik çubuklar vardı' deniyor. Nerede bu çubuklar, nerede tutanaklar? Tıpkı Fuat Güran'ın tutuklu olması gibi. 'Ev aramasında bizi dinledi' dendi. Yeğeni kayıp, kendiniz gibi düşünün. Jandarma gelmiş. Ne yaparsınız, ağzının içine bakarsınız. Hastanede de doktorun ağzına bakarsınız. Orada ne konuşabilirler. Bu dosya, suç delillerini karartmadan bahsediyor. Talepte bulunuyoruz, ‘Ben işlem yapmayacağım' deniyor' dedi.
'Çiftlik kamerası olmasaydı, nevzat bahtiyar olmayacaktı'
Nevzat Bahtiyar'ın sorgu görüntülerinin izlettirilmesinin ardından Demir, "Nevzat Bahtiyar, ayın 8'inde Tavşantepe’ye gidiyor. Birlikte yemek yeniyor. İçliköfte. İyi ki bu görüntüler var. Jandarmanın ne kadar kötü ifade aldığını gösteren bir görüntü. Yönlendirme değil, yönlendirmenin ötesinde bir şey. Kurmadığın cümleleri Nevzat'ın ifadesi gibi söylüyor. Nevzat'ın ifadesi değil bu. 'Keşke aramasaydım, pişmanım' diyor jandarma personeli. Ama Nevzat'ın ağzından çıkmayan kelimelerle yönlendirmeyi görüyorsunuz. İfadeyi alan kişinin ifadesi diyebiliriz, Nevzat'ın ifadesi değil o. Üfürükçüye gidilmiş, tutanağı var. Jandarmanın getirdiği üfürükçü de var. İstismar ediyor aileyi aslında. Organize nasıl bir şeydir? Kameralar olmasaydı, Nevzat Bahtiyar çıkar mıydı? Bugün çiftlik kamerası olmasaydı, Nevzat Bahtiyar olmayacaktı. Nevzat ile Salim'in telefon görüşme yoğunlukları önemli. 21 Mayıs'tan sonra Salim hiç aramamış. Haziran, temmuz, ağustos, Nevzat 4 kez aramış" diye konuştu.
Enes Güran’ın avukatı: En yakın yer, Nevzat’ın evi ama tutanakta yok
Demir, Nevzat Bahtiyar'a yönelik, "Suç delilerini karartmada ona yardım edenler var. Vecdi çalışmak için Hatay’a gidiyor. Sadece 5 gün çalışıyor. 7'sinde bütün jandarma her şeyiyle çekildi. Sabah 6.34, Vecdi ile Nevzat arasında iletişim başlıyor. O akşam yakalanacağının bilgisi geldi. Ahır bölgesi aransaydı. Narin'in son görüldüğü yerde arama yapılsaydı, ayın 2'sinde tutulan bir tutanak var. Narin'in en son görüldüğü yer belirlenmiş. En yakın yer, Nevzat'ın evi ama tutanakta yok. Köye gelen tüm yolları gören bir kamera var. Bu kamera nasıl alınmaz? Bu adam gittiğinde tek miydi? Bunla ilgili şüphelerimiz var. Mehmet Bahtiyar, o gün bütün gün pirinçlikte olduklarını söylüyor. Ama sonra ne hikmetse, ailesinden kimseye karışılmayacağına dair söz mü aldı? Sen buradaki bir kişiyi saat hatası yaptı diye tutukluyorsan, bunu da al. Tutuklama ama şüpheli olarak al bir ifadesini. Gazal Bahtiyar'ın ifadesini al. Bu adamın köyden kaçta çıktığı belli değil. Aynı çuvallar Çarıklı'daki evinde de var. Bu adam nereye gitti? Daraltılmış baz diye bir ucube var ama hiç ahıra girmemiş Nevzat" dedi.
'Aile planlı öldürse neden Nevzat’a ihtiyaç duysun?'
Demir, "Aile eğer kendi evindeyse, bakar. Hastaneye götürmek ister. Planlı öldürseler niye Nevzat'a ihtiyaç duysunlar? Niye yeni bir tanık çıkarsın? Nevzat'ın beyanları bazı da doğrulamıyor. Dosyayı aldığımızda Salim'den biz de şüpheleniyorduk. Arif beye de söyledim. 'Bu aramaları niye sildi' dedik. Telefonunda bir uygulama var. Kendi ayıbını örtmek istemiş. Diyarbakır merkeze gelmiş çocuklarıyla. O arada bir şey olmuş. Arif bey şaşırdı. 'Evine çok sadık biridir' dendi. Köyde bir kaz meselesi bile var. Bir kaz çalınmış, ona bile bakılmış. Bu ailenin her şeyine bakılmış. Türkiye'nin birçok kırsal bölgesinde silah var. Her şeyine bakılmış bu ailenin. İnsanların her şeylerine bakıldı. İnsanlar korkuyorlar. Ersan Şen, 'Masumiyet karinesi' dedi. Neler denmedi ki adama. 'Sen onlardan para mı aldın?' dedi. Adil yargılamayı etkilemeye çalışan kalmadı neredeyse. Kimseyle ilgili bir işlem yapılmadı. Sadece Arif Güran'la ilgili işlem yapıldı. Kendi nezdinde katili söyleyebilir. Bir babadır. Fikrini söyleyebilir.
'Nevzat itiraf etmek zorunda kaldı'
Nevzat, hiçbir şey itiraf etmedi. Görüntüyle sabit olan kısmı itiraf etmek zorunda kaldı. Yapın o zaman herkese işlem. Kamuoyu yanlış bilgilerle dizayn edildi. Enes, ifadesinde, 'Sizin anlattığınız gibi annem, ailem, amcam bunu bilecek ve ben de orada olacağım sessiz mi kalacağım' demek istedi. Ama insanlar bunu farklı yerlere çekti" diye konuştu.
Yüksel Güran’ın savunması: Tülin’in ölümünde de beni suçladılar
'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, dava savcısının mahkemeye sunduğu mütalaaya karşı savunma yaptı. Savunmasında katil olarak gösterilmesine tepki göstererek başlayan Yüksel Güran, kızına zarar vermediğini ifade etti. Eşi Arif Güran ile hiç bir sorunu olmadığını aktaran Yüksel Güran, şöyle konuştu:
"İlk önce ben bir şey söylemek istiyorum. Tüm annelere sesleniyorum, ilk gün bana bir anne dedi ki başın sağ olsun. Sanki dünya benim oldu. O kadar mutlu oldum. Evladımı kaybettim bir insan bana bir şey demedi. Bir anne bana dedi ki başın sağ olsun hoşuma gitti. Fırsatım olmadı bir akrabam bana başın sağ olun demediler. İnsanlar burada toplandı. Ben bir anneyim, evladımı kaybetmişim bizi katil gösteriyorlar. Evlendiğim günden bugüne kadar Hüseyin Güran ve Ali Rıza Güran için özür diliyorum hayatımı anlayacağım. Arif ile evlendiğim gün birbirimize söz verdik. Aç kalsak, susuz kalsak, yalan söylemeyeceğiz. Arif'in hiç devlet maaşı olmadı. Kendi alın teriyle çocukları bu yaşa getirdi. Bugüne kadar hiç kavgamız olmadı. Olsaydı şu ana kadar olacaktı. O gün Narin kaybolduğu gün evimizde ne oldu. Tüm Türkiye'ye söylüyorum hiç kabahatimiz olmadı. Tülin'in ölümünden de beni suçladılar. Dağkapı Hastanesi'nde vefat etti. Tülin'i 'sen öldürdün' dediler. 'Sen merdivenden attın. Ne biçim annesin' dediler. Benim kızım özürlüydü, kızım konuşamıyordu. Kızım fakültede dünyaya geldiği zaman '6-7 sene en fazla yaşar' dediler. 'İç organları büyür sonra vefat eder' dediler. Beni suçladılar. Bu dosya için beni suçlu gösterdiler."
Enes ve salim Güran salondan çıkarıldı
Yüksel Güran, savunmasında "Bana sorguda 'sen neden rahminden ameliyat oldun. Bende kadın hastalığıdır, o nedenle ameliyat oldum. Bana, 'Gece gündüz ilişki mi yaşadın, rahim sarkması var' diye ağır sözler kullandılar. Bu zalimce bir sorguydu" ifadelerini kullanması üzerine oğlu sanık Enes Güran, araya girdi ve ''Onu sana söyleyen kamu görevlisini...'' diyerek, hakaret eden sözler sarf etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, müdahale ederek susmasını söyledi ve Enes Güran daha sonra polis eşliğinde salondan çıkarıldı. Mahkeme Başkanı "Başka çıkmak isteyen var mı?" diye sordu. Salim Güran da salondan çıkmak istediğini belirtti ve duruşma salonundan çıkarıldı.
Yüksel Güran: hangi vicdansız bunu bize yapıyor?
Hakkında suçlamalara savunmasında yanıt veren Yüksel Güran, şöyle devam etti:
''Neden kaybolduğunda babasını aramadın' dediler, babası Narin'in kaybolduğunu öğrenirse kendini kaybederdi o nedenle aramadım. Babası kafayı yiyecekti o yüzden aramadım. Bizim hiçbir kavgamız olmadı. Neden beni suçluyorlar? O güne kadar benim o gün evimde ne oldu neden benim çocuklarımı bu yaşa yoksullukla getirdim bir gün kavgamız olmadı da neden o gün olsun. O gün sabah erkenden kalktım. En mutlu günümdü. Baran ve Enes 1-2 ay evde değildi. Bütün çocuklarım damda yatıyordu. Çok mutluydum, bütün çocuklarım aynı yataktaydılar. Çok mutluydum zehir ettiler bana. Son gün kahvaltımız o gün oldu. 8 çocuğumun birini kaybetmiştim. Yoksullukla getirdim bugüne kadar da ne oldu da o gün bir şey oldu? Bir Allah'ın kulu 'bu anne ne çekiyor' demedi. Narin benden hep gelinlik, topuz, toka istedi. 'Söz veriyorum, alacağım' dedim. Bırakmadılar, kızımın sözünü yerine getireyim. Bırakmadılar, ben kızıma gelinlik giydireyim. Kefen giydirdiler. Bırakmadılar kefenle de göreyim. Tabutunu da görmedim. Mezarını da görmedim. Hayalimizi yıktılar. Hangi vicdansız hangi insan bu şeyi yapıyor bize. Narin ile o gün oynadım. O gün saçını yıkadım, banyo yaptım. Son saçı, son banyosu oldu. Bırakmadı saçını bağlayayım. Narin en son benden patates istedi. İyi ki kızarttım. Şu an cezaevinde geliyor patates ama ağlayarak yiyorum. En son Kur'an kursuna gitti. Size yemin ederim o Kur'an beni çarpsa da onu görmedim. Narin eve gelmedi. Yorgundum yatıyordum."
Kendisine iftira atıldığını ileri süren anne Yüksel Güran, cezaevinde tek kişilik koğuşta kaldığını belirterek, şunları söyledi:
"4 duvardayım kimse yok, tek yatağım var. Abdestimi alıp başımı havaya kaldırıyorum. Sadece ezan sesi geliyor. Gözyaşımı akıtıyorum. Rabbim, 'Kim benim ailemin kızımın sebebi olmuşsa onları buraya koy' diyorum. Özellikle Gazal’ın (Nevzat Bahtiyar'ın eşi) ismini söylüyorum. Ona da bu odayı nasip et diyorum. Bunu her gün dört duvar arasında söylüyorum. Çünkü bana iftira atıyorlar. Rabbim bizim şahidimizdir, kefilimdir. Bu adam biliyordu, Narin'e ne kadar düşkün olduğumuzu. Tülin'e 7 sene baktım hiçbir zaman 'anne' demedi. Akıllıydı ama demedi. İlk hastaneye gittim ultrason odasına girdim. Hoca bana 'çocuğunun cinsiyeti belli oldu' dedi. Kız olursa 'elini öpeceğim' dedim. 'Kız çocuk olacak' dedi. Arif'in yanına gittim. 'Bebeğimiz kızdır değil mi' dedi. 'Sen nereden biliyorsun' dedim. 'Gözlerinden bellidir' dedi. Ben nasıl Narin'e zarar veririm. Ben zaten ölmüşüm. Dört duvar arasındayım. Evimi parça parça ettiler. Bu hesabı rabbim Nevzat'a sormayacak mı? Biz ne yapsak suçtur."
Ara verildi
Yüksek Güran’ın savunmasının ardından duruşmaya saat 16.00’ya kadar ara verdi. Aranın ardından duruşma Yüksel Güran’ın avukatlarının savunmasıyla devam edecek.
Bu gece karar açıklanacak
Aranın ardından Mahkeme Başkanı Ramazan Dündar, “Bu gece duruşma bitecek ve gece kararımızı açıklayacağız” dedi.
Duruşmada Yüksel Güran'ın avukat Yılmaz Demiroğlu mütalaaya ilişkin savunma yapıyor. Demiroğlu, "Anne, sadece jandarmanın niyet okuması nedeniyle tutuklu durumda. Bu dosyada yer alan dört sanık, kolluk kuvvetlerinin yeterince uzmanlaşmamış olmasının sıkıntısını yaşıyor. İlk ihbar çok önemliydi. İlk olarak jandarma personeli ile görüşen Salim Güran’dı. Bu görüşmenin kayıtları mevcut. Hatta kırmızı bir arabadan bahsediliyor. Eğer jandarma personeli bu bilgiyi aldıysa neden bir tutanak tutulmadı?
Tanrıkulu: Yurttaşı ikna edebilecek bir veri elde edilmiş değil
Narin Güran cinayetine ilişkin görülen davanın 2'nci duruşmasını izleyen CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, "Bu soruşturmanın ağırlığına uygun düşmeyen bir biçimde bazı delillerin toplanmasında, bazı delillerin karartılmasında ihmal gösterdikleri çok açıktır. Bunu hem müdahil tarafında duran baro hem de sanık tarafında duran savunma avukatları, görüş birliği içerisinde değişik derecelerde ifade ettiler. Eğer o ihmaller olmasaydı, belki bugün bunları konuşmazdık. Doğrudan doğruya sanığın kim olduğu, failin kim olduğu ve Narin'i neden öldürdüğü konusunda bir fikrimiz olabilirdi. Yarın kurulacak hükümde, eğer hüküm kurulacaksa bütün bunların cevabını arayacağız. Ama şunu bir avukat olarak ifade edeyim. Bugün itibarıyla failin kim olduğu konusunda ortalama bir gözlemciyi, yurttaşı ikna edebilecek bir veri elde edilmiş değil. Yine neden öldürüldüğü konusunda Narin'in ortalama bir gözlemciyi, bir yurttaşı ikna edebilecek bir veri elde edilmiş değil" dedi.
Tanrıkulu, "Bugün 3'üncü gün. Saat 10 itibarıyla duruşma başladı. Tabii dosyanın içinde bulunduğu koşullar, olayın ağırlığı, kamuoyunda yarattığı infial, duruşma salonuna da zaman zaman yansıyor. Dün akşam gerilimle bitmişti, bu sabah da biraz gerilimle başladı ama sonuçta duruşma kendi akışında devam ediyor. İkame edilen deliller var. O delillerle ilgili olarak avukatlar savunma makamı sonuçta; delillerin hukuka aykırılığı konusunda tartışmalar yaratıyor. Doğal olarak da bu savunmalar salonda zaman zaman gerilime neden oluyor. Ama ceza yargılamasının özünde, bu gerilim var zaten. Mahkeme başkanı da buna müdahale ediyor. Duruşmada kavga, dövüş, yaka paça dışarı atma gibi herhangi bir ortam yoktur. Bizi izleyen yurttaşlarımız da bunu bilsinler. Ceza yargılamasında bu gerilmeler olur ama bu yargılama biraz önce de sanık avukatlarının da ifade ettiği gibi mümkün olduğu kadar adil bir ortamda yürütülmeye çalışılıyor. Bunu öncelikle bir avukat olarak ve bir milletvekili olarak paylaşmam gerekiyor" diye konuştu.
Dünkü celsede gerginlik çıktı
Amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin'i dereye bıraktığını söyleyen Nevzat Bahtiyar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Davanın 2 gündür devam eden 2. duruşmasında son tanıklar Salim Güran'ın işçisi Ramazan A., çoban Ahmet Akgün ve tutuksuz amca Erhan Güran tanık olarak ifade verdi. Tanıkların çelişkili ifadeler vermesi üzerine Mahkeme Başkanı "Bizden bir şey saklıyorsunuz" diye tepki gösterdi. Tanık ifadelerinin ardından sanıkların son savunmaları alındı. Savcı mütalaasını tekrarlarken, duruşmaya ara verildi. Tekrar başlayan duruşmada gerginlik çıktı. Bunun üzerine duruşmaya 45 dakika ara verildi ve salon boşaltıldı ve dava bugüne ertelendi.