Kürtler açısından Türkiye’de 7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimler, “çözüm süreci” ve Rojhılat (Doğu Kürdistan) ile Rojava’daki (Batı Kürdistanı) gelişmelerin seyri açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye’de Kürt sorununun çözümünde HDP üzerinden denenen çıkış yolu merak konusu oluştururken, Kürt kadını Ferinaz Hosrevani’nin intiharıyla da gözler İran’a çevrildi.
Rojava’daki Kürt siyasal partilerinin biraraya gelememesi de ayrı bir gündem maddesi olarak Kürt siyasetinin önünde duruyor.
PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, bu konularda Rûdaw’ın sorularını cevaplandırdı.
Türkiye’deki seçim atmosferini nasıl değerlendiriyorsunuz?
PAK olarak seçimlere katılmıyoruz. Ama çoğunlukla seçim arenaları bir tiyatroyu andırıyor. Samimiyet sözkonusu değil.
Partiler genel olarak halka güven vermiyor. Halkın büyük çoğunluğu ehven-i şere oy vermek durumunda kalıyor.
HDP için yapılan baraj tartışmalarıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Tümüyle spekülatif anketler sözkonusu. Kendi analiz imkânlarımız olmadığı için de herhangi bir şey söyleyebilecek durumda değilim.
Seçim tartışmalarıyla birlikte koruculuğun kaldırılmasına dönük de birtakım çalışmalar var, hükümetin “çözüm süreci” ile ilgili atağı gibi gözüküyor, bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Koruculuğun kaldırılması elbette ki olumlu olur. Ama gerçek bir “çözüm süreci” geliştirilmedikçe, bu konuda sağlıklı adımların atılabileceğini sanmıyorum.
Mahabat’ta Kürt kadını Ferinaz’ın intiharından sonra Kürtler bir isyan durumuna geçti... Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kürt kadını Ferinaz’a yapılan tecavüz girişimi ve ardından Ferinaz’ın intiharı, yüzyıllardır Kürtler’in maruz kaldıkları insanlık dışı uygulamaların son halkasıydı.
Halkın öfkesi, aynı zamanda zulme karşı bir başkaldırıdır. Halkımızın bu tepkisini destekliyoruz.
Kürtler İran’da nasıl bir tutum almalı, Kürt örgüt ve partileri ne yapmalı?
Doğu Kürdistan’da ulusal birlik yaratılmalı ve kitlesel hareketlerin örgütlenmesine dayalı yeni bir özgürlük mücadelesi hamlesi başlatılmalıdır.
Rojava’daki son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz, Kürtler burada nasıl bir tutum almalı?
Güneybatı Kürdistan’da (Rojava) ne yazık ki, Hewlêr Mutabakatı’ndan (Erbil Anlaşması) sonra, Duhok Mutabakatı da uygulanmamaktadır.
Demokratik Halk Hareketi (TEV-DEM) bu konuda diğer kesimlere kendi yönetimini dayatmaktadır. Oysaki Duhok Mutabakatı, Rojava’da ortak askeri, siyasi, ekonomik, idari ortak bir yönetimi içeriyordu. Ne yazık ki, TEV-DEM tek taraflı olarak bunu uygulamıyor.
ENKS’nin de Rojava’da kitlesel bir çalışma yapabilecek yeni bir strateji geliştirmesi gerekir. Rojava’da ulusal birlik olmazsa, özgürlüğün yolu da açılamayacaktır.
Türkiye’nin Rojava müdahalesi tartışmaları için neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye’nin Rojava’ya müdahalesi, tek başına Türkiye’nin verebileceği bir karar değildir bence.
Uluslararası merkezler buna yol vermeyecektir.
Türkiye, Kuzey’de Kürtler’le “Kürdistan” sorununun gerçek bir çözüm sürecini benimsemediği ve Rojava’da da diyalog ve barışı esas almadığı sürece hep sıkıntı yaşayan taraf olacaktır.