Tek açıklamasında şu görüşlere yer verdi: TFF Disiplin Kurulu Amedspor oyuncusu Deniz Naki\'ye 12 maç ceza vermiş. Deniz\'in suçu rakip takıma küfür etmek, hakeme tekme tokat girmek ya da rakibi oyuncunun ayağını kırmak değil. Kendi dini ve etnik kimliğine sahip çıkması, Kuzey Kürdistan\'da yaşanan yıkıma, göç ve sürgüne karşı durmasıdır.
Ki bu çok ama çok büyük bir suç!.. Benim gençlik yıllarımda GS\'da oynayan Metin Kurt adında bir futbolcu vardı, İyi bir futbolcu olmasının yanısıra, siyaset ile ilgileniyordu, özellikle fotbulcuların sendikalaşması alanında çok faaldı ve sadece bu nedenden dolayı futboldan uzaklaştırıldı.
Çünkü bu ülkede futbolcu dediğin \"ne sağcı, ne solcu, futbolcu olacak, futbolcu.\" Futbolcular eğer Türk militarizmini, şovenizm ve ırkçılığı övüyor, buna uygun asker selamı veriyor, ya da her golden sonra İslamcıların sembolü haline gelen \"Rabia\" işareti yapıyorlarsa, herhangi bir sorun yok. Metin Kurt ve Deniz Naki gibi sistemin dışına çıkanların başlarına nelerin geleceğini kimse bilemez, bu ülkede futbol oynamaları zora girer.
Çünkü TFF gibi devletin ilgili kurum ve kuruluşları hemen devreye girer ve onlara haddini bildirirler. Elbette futtbulcular da ifade özgürlüğüne sahiptirler. Ama Türkiye\'de,Deniz Naki örneğinde olduğu gibi, demokrasi, hak ve özgürlükler değil, \"eğer sözkonusu vatan ise gerisi teferuattır\" söylemi fermanravadır. Deniz Naki yalnız bırakılmamalı. Çünkü Deniz Naki\'ye sahip çıkmak, aynı zamanda demokrasiye, hak ve özgürlüklere sahip çıkmaktır.