Halepçe soykırımı, Kürdistan’ın dört parçasında da değişik şekillerde devam ediyor.
36 yıl önce, 16 Mart 1988’de Saddam Hüseyin Rejiminin kimyasal bombalarıyla Güney Kürdistan’ın şehrinde, çoğunluğunu çocuk, kadın ve yaşlıların oluşturduğu 5000’den fazla Kürt katledildi.
Halepçe’de katledilen sadece 5000 insan değildi; insanlık da katledildi. Halepçe soykırımı bir insanlık suçudur.
Halepçe soykırımı, sadece faşist diktatör Saddam Hüseyin’in bir vahşeti değildi; aynı zamanda tüm insanlığın alnına sürülen bir kara leke ve utançtır.
Halepçe soykırımı gerçekleştirilirken, ne yazık ki, tüm bölge devletleri, Arap dünyası, Sovyetler Birliği, Japonya, Çin, Avrupa Devletleri, ABD de sessiz kaldılar, bu soykırıma göz yumdular.
Halepçe soykırımından 36 yıl sonra, Kürdistan halkı hala da toplu katliamlara, yıkım, ölüm , saldırı ve haksızlıklara maruz kalmaktadır.
Kürt millet ve Kürdistan halkının ulusal, demokratik hak ve özgürlüklerine kavuşmaması, hiç bir yerde siyasi bir statü elde etmemesi ve var olan kazanımlarını daha ileri götürmemesi için; Türkiye, İran, Suriye ve Irak devletleri, yeri geldiğinde kendi aralarındaki sorunları bir tarafa bırakarak, değişik plan, saldırı ve stratejilerle Kürt karşıtı işbirliğini devam ettirmektedirler.
Halepçe soykırımına göz yuman, sessiz kalan dünya devletleri, bugün de dört işgalci devletin Kürdistan’a yönelik saldırı, katliam ve işgallerine göz yummaktadırlar.
İnsanlık vicdanı bir kez daha Kürdistan’ın her bir karış toprağında katledilmeye devam etmektedir. Tüm insanlığın alnına kara leke sürülmeye devam edilmektedir.
Evet, aynı zamanda, kendi ellerimizle derin yaralarımızı hala da kanatmaya, geleceğimize yönelik tahribat ve yıkımı kendi ellerimizle hala da sürdürmeye devam ettiğimize tanık olmaktayız. Kürdistan’ın dört parçasında da, milli ittifaktan yoksunluğumuzu derinleştirmeye, siyasal yanlışlıklarımızla ulusal bilincimizi zayıflatmaya, geriletmeye devam ediyoruz.
Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen, Kürdistan özgürlük ve kurtuluş mücadelesi devam etmektedir. Nasıl ki, Halepçe ve Enfal soykırımları halkımızın özgürlük mücadelesini durduramadıysa; bugün halkımıza yönelik sürdürülen hiç bir saldırı, katliam, işgal ve yıkım da özgürlük ve bağımsızlık mücadelemizi durduramayacaktır.
Milli ittifak bilincinin zayıflığında ifadesini bulan bu tarihsel yaramızı, kişilikli, bağımsız bir siyasetle ve ulusal bilinç ve ittifakımızı örerek saracağız. Derin tarihsel köklere sahip Kürt milleti, hiç bir zaman işgale, sömürgeciliğe, zulme, haksızlığa boyun eğmemiştir. Bağımsızlık ve özgürlüğü için direniş ve başkaldırı, Kürt milletinin varlığının bir parçası olmuştur.
Bilinmelidir ki, Kürt milleti, özgürlük davasından vaz geçmeyecektir; kazanacağımıza dair zerre kadar kuşkumuz yoktur.
Birleşmiş Milletleri Halepçe Soykırımını resmi olarak tanımaya, kabul etmeye çağırıyoruz.
Halepçe soykırımının 36. Yıldönümünde, bu soykırımın tüm fail ve destekçilerini kınıyoruz, lanetliyoruz.
Halepçe soykırımında şehit düşenlerle birlikte tüm Kürdistan şehitlerini saygıyla anıyoruz.
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK) Basın Bürosu