1984-1999 aralığında bölgede milyonlarca insanın isim, bayrak, anadili ve yönetme uğruna neler yaptığı, nelere göğüs gerdiği, uğruna neler yaşadığı, neler kaybettiği belgelidir. Ancak, özellikle 1999 sonrası coğrafi statüye ve milli birleşik sembollere karşıtlaşan Apocular en az yüz yıllık bayrağı ‘Barzani bayrağı’ olarak gösterdi, reddetti, aşağılamayı denedi ve destekçilerinin de bu zorbalığı benimsemesi sonucu bayrağın görünürlüğü azaldı.
Son birkaç yıldır özellikle kimi birey, grup ve parti her nerede açıklama, gösteri yaptıysa ya da bir açıklamaya, gösteriye katıldıysa Apoculara rağmen bu bayrağı ortak, milli bayrak olarak taşıdı ve blokaj paramparça edildi. Özellikle son Newroz’da sadece Bazid, Diyarbakır ve Köln değil, Şam’da ve diğer yerlerde bayrak tekrar görmezden gelinmeyecek hale geldi.
BM üyesi her bir devlet anayasal Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) resmi bayrağını kabullendi; Türkiye dahil. Sadece Ankara Belediye Başkanı değil, İyi Parti Genel Başkanı da dahil birçok siyasi, Wikipedia’da yer verildiği gibi bu bayrağın gerçekte neyi sembolize ettiğini bilerek paçavra dedi.
Paçavra ifadesine kimi Kürd karşı çıktı ancak takıyye yaparak. Bu kişiler bayrağın tüm Kürdleri temsil ettiğini de belirtmeden; sadece KBY’yi temsil ettiğine, anayasal bayrak olduğuna ve bu nedenle saygı gösterilmesi gerektiğine dair ‘sert’ açıklamalar yaptı. Kimi KBY’den vekalet bile istedi. Kısacası, kimi Kürd ‘KBY bayrağı’ vurgusu yaparak paçavra diyenleri kınadı ancak paçavra diyenler kadar dürüst değillerdi. Hakikatten, atalarınızdan devralınanı belirtmekten korkuyorsanız ya açıklama yapmayacaksınız ya da çarpıtmaktan, örtmekten ve yanlış bilgi yaymaktan utanacaksınız! Hem bir başka topluma yanlış bilgi veriyorsunuz, hem de kendi toplumunuza da hala iki yüzlülüğü öğretiyorsunuz, özendiriyorsunuz, buna sürüklüyorsunuz.
Kargaşanın kaynağı KBY’nin ortak bayrağı kendi bölgesi için resmi bayrak olarak belirlemesidir (ve dahası, Kürdistan ismini kullanmasıdır). Daha önce bunları eleştirmiştim.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin sadece bayrağı değil, ‘Kürdistan’ ismini de kullanmaması gerekiyordu çünkü o bayrak bölgelerden birine ait değildi ve yine bölgelerden sadece birine ‘Kürdistan’ dememeleri gerekiyordu. Diğer bölgelerdeki Kürdler halen de bu ‘güçlü iki detayın’ farkında değil. Bazısı ise ‘bu detayları’ risk almamak için kullanıyor olabilir.
Kaçış ve inkar rampası..
Bayrak ve isim bir statüyü diğerlerinden ayıran özel, resmi işarettir, bu nedenle ciddidir. Bayrak ve isme ek olarak, biri ‘Ey Reqîp’i söyledikten sonra birileri itiraz ettiğinde ne denilecek? Yanıt olarak yine ‘tıpkı isim ve bayrak gibi bu marş da KBY’ye ait, saygı gösterin ama sonuçta onların, bize nesi!’ mi diyecek? Yoksa ‘Hakkaniyet uğruna, KBY’nin hakkı savunuluyor!’ izlenimi mi verilecek? Hatta şöyle iyi mi: fonda bayrak varken yapılan konuşmada Kürdistan ismi geçerse marş söylemeden önce deklare ederek, ‘Bunlar hep KBY’nin, bizimle bir alakası yok, kardeşlerimize, komşularımıza saygı, destek gereği yer veriyoruz!’ diyerek önlem almak!
Bireylerin iki yüzlülük karakterini açığa çıkarma ve hatta toplumda yayılma ihtimali de dahil yol açtığı bu ve daha bir çok problemi, istismarı deşifre etmek ve çözüm bulmak gerek!
Şimdi diğer üç parça için resmi statü bayrağı belirlemek istenirse Ala Rengin seçilemez (öyle bir durumda zaten dört parçaya hassasiyet gereği seçmezdiniz mutlaka) çünkü KBY onu kendi bayrağı yaptı. O bayrak bir bölgenin değil, her bir bölgenin ortak değeri. Yine ‘Kürdistan’ ismi için de benzer durum geçerli ve ‘Ey Reqîp’ için de!
Ancak, artık ‘KBY’nin bayrağı’ resmi olarak ulusu değil ulusun bir kısmını temsil ediyor; Kürdistan ismi de dört parçanın ortak ismi değil, onlardan birinin resmi adı. Marş da öyle! Bence bunları tartışmak, KBY’nin aklına bile gelmemiştir, öngörmemiştir!
Örneğin KBY, ‘kırmızı-beyaz-yeşil şeritler/beyaz şerit üzerindeki sarı güneşin ortasına güneye ait bir sembol bırakabilirdi. Diğer parçalar için resmi statü olasılığı var olsa da olmasa da elbette, her bölge kendi sembolünü güneş ortasına koyardı ve güneş ortasında sembol olmayan bayrak dört bölgeyi yani ortak bayrağı temsil ederdi. Bu öneri hala dikkate alınabilir.
ya da..
Olası coğrafi resmi statü ismi ve bayrağı için şunlar da önerilebilir:
Med (Kuzey) için: sarı-beyaz-yeşil şeritler/beyaz şerit üzerine kırmızı güneş
Rojhilat (Doğu) için: kırmızı-beyaz-sarı şeritler/beyaz şerit üzerine yeşil güneş
Rojava (Güneybatı) için: yeşil-sarı-kırmızı şeritler/sarı şerit üzerine beyaz güneş
Bazı bireylerimiz örtük açıklamalar, güya savunmalar yaparak meseleyi başkalaştırmak yerine sessiz kalabilseydi bu yazı yazılmayacaktı.
KBY’deki ve KBY dışındaki Kürdler her bir ortak değeri ‘ortak değer’ olarak bilmeye, kullanmaya, savunmaya, yaygınlaştırmaya devam ediyor.
Not:
Kürdler Türkiye’nin değerlerine itiraz edemez, tartışamaz! Kürdlerin değerleri Türkiye değerlerine alternatif, birinin varlığı diğerinin yok oluşu değildir. Mesela keklik, kiras, Newroz, Ehmedê Xanî Kürd değerleridir. Kürdlerin tarihsel ve coğrafi ortak değerlerini savunması, koruması, saygı istemesi, kamusal alanda görünür kılması doğaldır, makuldür. Gelecek yıl 21 Mart’ın resmi tatil yapılarak ‘Nevruz/Yenigün bayramı’ olarak kutlama önerisi de yerindedir. Newroz da, Yenigün de saygıdeğerdir. Karşılaştıramayız, tartışamayız, itiraz edemeyiz. Yeter ki kimse kimseye baskı kurmasın.