Şırnak’ta pek çok bölgede ağaç kesimi yapılıyor, kesilen ağaçlar TIR ve kamyonlarla farklı bölgelere taşınıyor. Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğü’nün verilerine göre sadece 7 ayda kentteki ormanlık alanların yüzde 7’si yok oldu. “Güvenlik” gerekçesiyle yapılan kıyıma karşı harekete geçen Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonu, söz konusu duruma karşı Kamu Denetçiliği Kurumu’na (ombudsman) şikâyet başvurusunda bulundu.
‘Güvenlik’ gerekçesi
Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Eşsözcüsü avukat Fadıl Tay, halen süreden kıyımı ve yaptıkları başvuruya dair MA’ya konuştu. Tay, konuya dair Şırnak Valiliği ve Orman Müdürlüğü ile görüştüklerini, kendilerine kıyımın “güvenlik” gerekçesiyle yapıldığının söylendiğini paylaştı. Kıyımın şu an Cudi, Besta ve diğer bölgelerde sürdüğünü aktaran Tay, sadece “güvenlik” gerekçesiyle bu durumun açıklanamayacağını ifade etti. Tay, “Bu bölgelerde bulanan bütün ağaçları keserek buraları çöle çevirmek istiyorlar. Bu ağaç kesiminin aynı zamanda ticarete dönüştüğünü ve büyük bir rantın sağlandığını görüyoruz” dedi.
‘Ağaç kesimi özel ihaleye çıkarılıyor’
Ağaç kıyımının yapıldığı bölgelere, “güvenlik alanı” olmalarından kaynaklı giremediklerini aktaran Tay, “Edindiğimiz bilgiye göre ağaç kesimi özel ihaleye çıkarılıyor. Bu ihale Şırnak Valiliği ve Şırnak İl Orman Müdürlüğü tarafından yapılıyor. İhale, sadece daha önce bu ağaç kesimiyle tanınan kişilere veriliyor. Bölgemizdeki ağaç kesimi her geçen gün artarak devam ediyor. Eskiden günde 10 ton kesiliyorsan şimdi 100 ton kesiliyor. Her gün ortalama 15 kamyon ağaç kesiliyor” bilgilerini paylaştı.
Cudi Dağı’nın bitki örtüsünün zenginliğine değinen Tay, zeytin, palamut ve onlarca endemik ağacın burada yeşerdiğini, yine buranın ceylan, yaban keçileri ve daha birçok canlının yaşam alanı olduğuna işaret etti. Tay, asırlık ağaçlarının kesilmesinin ekolojik sistemi tahrip ettiğine dikkati çekti.
Başvurular reddedildi
Ağaçların anayasada koruma altına alındığını ifade eden Tay, “Yasalarla koruma altına alınan ormanları korumamız gerekiyor. Bu yılın başında Şırnak Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bu yapılan ağaç kesimin kanun dışı olduğunu ve kabul edilmeyeceğini belirttik. Suç duyurumuz reddedildi. Suç duyurumuzun reddedilmesi üzerine Şırnak Sulh Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunduk. Fakat itirazımız da reddedildi. Bunun üzerine geniş bir rapor hazırlayıp kamuoyunu bilgilendirdik. Şimdi de yeni bir rapor hazırladık. Bu sefer Kamu Denetçiliği Kurumu’na şikayet başvurusunda bulunduk. Kurum, bağlayıcı bir kararı olmamakla birlikte tavsiye niteliğinde kararlar veriyor” diye konuştu.
Greenpeace gibi uluslararası kurumlara da başvuruda bulunduk, olumlu bir dönüş olmadı’
Yasal yollara başvurmayı sürdüreceklerini aktaran Tay, doğanın talan edilmesine izin vermeyeceklerinin altını çizdi. Tay, “Çünkü doğa bir kişiye ait değildir. Bütün halkındır. Gereken bütün adımları atacağız. Greenpeace gibi uluslararası kurumlara da başvuruda bulunduk. Onları, durum hakkında bilgilendirdik. Fakat o kurumlar da ‘güvenlik’ gerekçesi denildiği için şimdiye kadar olumlu bir dönüş olmadı. Yine de onları davet etmeye devam edeceğiz. Bütün kamuoyunun bu durumu gelip sahada incelemesi ve yaratılan tahribatı bizzat görmesi gerekiyor. Bölgede büyük bir katliam yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
‘Cudi, Besta veya Siirt’te doğa talanı olduğu zaman batı illerinden ses çıkmıyor’
Ağaç kıyımlarına karşı çifte standart durumuna tepki gösteren Tay, şöyle devam etti:
“Aynı zamanda büyük bir ikiyüzlülükte var. Batı illerinde ufak bir ağaç kesimi gerçekleştiği zaman herkes bir anda ayağa kalkıyor. Ama bölge illerinde olunca aynı tepki yükselmiyor. Doğa her yerde aynı doğadır. Nerede olursa olsun hepsine sahip çıkılması gerekiyor. Biz ayrım yapmıyoruz. Ama maalesef Cudi, Besta veya Siirt’te doğa talanı olduğu zaman batı illerinden ses çıkmıyor. Görmedik, duymadık rolünü oynuyorlar. Bu da büyük bir haksızlıktır. Bir yerde ağaç kesimi olduğu zaman herkesin en üst perdeden ses çıkarması ve tepkisini ortaya koyması gerekiyor.”