Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’nın resmi internet sayfasında yer alan açıklamada Barzani, başkanlık seçiminin nasıl olacağının, referandum yoluyla halka sorulması gerektiğini belirtti.
Başkan Barzani açıklamasında, yaşanan krizle ilgili şu 3 maddeye yer verdi:
1-Sorunların çözümü için baskı ve zorbalık sonuç vermez ve bu yöntem kabul edilemez.
2-Hükümet bileşeni partilerle parlamentoda yer alan diğer partiler, milletin ve vatanın çıkarları doğrultusunda bir an önce bir çözümde uzlaşmalıdır. 3-Uzlaşmaya varılmadığı takdirde erken seçime gidilmelidir.
Açıklama şu ifadelerle başladı: “29 Haziran 2015’te Kürdistan Bölgesi’nin siyasi durumuyla ilgili Kürdistan halkına yönelik mesajımda, Kürdistan Bölgesi Başkanlığı konusunda 20 Ağustos 2015’e kadar uzlaşma sağlanamaması durumunda tavrımı belirleyeceğimi ifade etmiştim.
Görüldüğü üzere siyasi taraflar bu süreçte henüz uzlaşmış değil. Bazı çevreler de darbe konusunda ısrarcı ve kriz çıkarmak için proje sahibi. Ancak Kürdistan’ın savunulması ve sorunların çözümü için bir projeleri yok. Bu yüzden Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi krizle ilgili tavrımı bildirmek istiyorum.”
1991 Ayaklanması
Mesud Barzani, halka her zaman doğruyu söylemekle yükümlü olduğunu belirttiği açıklamada, 1991 yılında başlayan “Raperin” (Ayaklanma) sonrası siyasi döneme değindi.
Kürdistan Devrimi’nin özgürlük, demokrasi ve adalet şiarıyla başladığını ifade eden Barzani, Süleymaniye’nin Köysancak (Koye) ilçesinde 1991’de devrim kurallarının yerini, seçim ve anayasa kurallarına bırakmasına karar verildiğini hatırlattı.
“Kürdistan’da hiç kimse yasaların üstünde olmayacak dediğim için gurur duyuyorum” diyen Mesud Barzani, görev süresi boyunca yasaların ihlal edilmemesi için çaba sarfettiğini belirtti.
Başkan Barzani, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Sekreteri Celal Talabani için ise, “Barış ve demokrasinin ülkemizde yerleşmesi için çok uğraştım. Tabii bunda saygıdeğer kardeşim Mam Celal’in rolünü de asla unutamam” ifadesinde bulundu.
2005 yılındaki başkanlık seçiminin parlamento tarafından yapılması konusunda bir itirazda bulunmadıklarını ifade eden Barzani, şöyle devam etti: “Bugün ise başkan parlamento tarafından seçilsin diye gözyaşı dökenler, o dönem halka, ‘Parlamenterler başkanlık seçiminde pasifize ediliyor. Korkudan özgürce oy veremiyorlar. Bu yüzden parlamento tarafından seçilecek başkan, yasalara değil partilerin uzlaşmasına bağlıdır. Kürdistan Bölgesi Başkanı halk tarafından seçilmelidir’ diyorlardı.”
Şahsi emeller
Barzani, başkanın halk tarafından değil, parlamento tarafından seçilmesi gerektiğini söyleyenlerin, şahsi ve siyasi emelleri için bunu yaptığını vurguladı.
Kürdistan Bölgesi Başkanı, görev süresi boyunca Kürdistan’da siyasi huzuru için çalıştığını, yaşanan ekonomik krize rağmen Dicle Güçleri’ne (Irak askeri gücü) karşı koyabildikleri gibi IŞİD’in de yenilgiye uğratıldığını dile getirdi.
23 Haziran’da Kürdistan Parlamentosu’na Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) dışındaki 4 partinin sunduğu ve başkanın halk tarafından seçilmesine son vermeyi öngören tasarının, uzlaşıyı bozmaya dönük olduğunu belirtti.
O çağrıyı neden yaptım?
Başkan Barzani, 16 Temmuz 2013’te, taraflara anayasa konusunda uzlaşılması çağrısında bulunduğunu da hatırlatarak, şöyle devam etti: “Peki ben taraflara ve Parlamento Başkanlığı’na bu çağrıyı koltuğumu korumak için mi yaptım? Yoksa ülkemizin bir anayasaya kavuşup siyasi sürecin halkın oyuyla yürütülmesi için mi? Gerçekleri tersyüz edip, halka bu şekilde yansıtarak, bizi demokrasi düşmanı, kendilerini ise kanun ve demokrasi savunucusu olarak göstermek istiyorlar.
Kin ve nefretle düşünenler, yaptıkları açıklamalarda, ‘Anayasa projesini nasıl çökerttiysek, Kürdistan Bölgesi Başkanlık Yasası’nı değiştirtmek için de onlara boyun eğdireceğiz. Olmadı, onları Erbil’den bile çıkaracağız’ diyorlardı.”
Ortaya çıkan tehlike Kürdistan Bölgesi Başkanı olarak 13 Haziran’da Yüksek Seçim Komisyonu’ndan seçimle ilgili gerekli adımları atması talebinde bulunduğunu belirten Barzani, komsiyonun seçimlerin yapılamayacağını bildirdiğini ifade etti.
16 Nisan’da yayımladığı mesajda Kürdistan Bölgesi’nde iki başlı yönetim tehlikesi bulunduğuna dikkat çektiğini belirten Barzani, 23 Haziran’dan sonra Kürdistan kamuoyunun bu tehlikenin açık bir şekilde ortaya çıktığını gördüğünü söyledi.
‘İzin vermeyeceğiz!’
Barzani, “2004’te Kürdistan’ın eyaletlere bölünmesine izin vermedik. Şimdi de izin vermeyeceğiz” dedi. Mesud Barzani, IŞİD’le savaşta bulunulan ve birçok acının yaşandığı bu dönemde böylesi bir mesajı yayımlamak istemediğini ancak sürecin kendisini buna mecbur bıraktığını belirtti.