Hayatını Kürt halkının ulusal kurtuluş mücadelesine adayan İdris Barzani’nin vefatının üzerinden 37 yıl geçti.
İdris Barzani, 1944 yılında “Üçüncü Barzan Devrimi” olarak bilinen dönemde, Kürdistan Bölgesi’nin Barzan köyünde dünyaya geldi.
Babası ölümsüz lider Mele Mustafa Barzani, 1946’da Kürdistan Cumhuriyeti\'nin kuruluşuna katıldığında İdris Barzani henüz 2 yaşındaydı.
O yıllarda, dönemin Irak rejimi, Barzani ailesini Irak’ın güneyine sürgün ederek, zorunlu kamplara yerleştirdi. Yaklaşık 11 yıl süren sürgün hayatı döneminde İdris Barzani ve ailesi sırasıyla Basra, Bağdat ve Musul’da gözaltında tutuldu. Bağdat\'ta eğitimine başlayan İdris Barzani, Mele Mustafa\'nın Sovyetler’den dönüşüyle 1958 yılında Güney Kürdistan\'a geri döndü.
Eylül Devrimi’nin öncülerinden biri oldu
İdris Barzani, 1961\'de başlayan Eylül Devrimi\'nin etkili isimlerinden biri olarak ön plana çıktı. Özellikle Hindirin Dağı Savaşı\'nda Irak ordusuna karşı alınan zaferde önemli bir rol üstlendi.
Mele Mustafa Barzani 1964 yılında, Ranya ve Kandil civarlarındayken İdris Barzan’yi askeri idari işleri için Barzan’a gönderdi. İdris Barzani orada Peşmerge komutasını üstlendi.
Başkan Mesud Barzani, kaleme aldığı, “Barzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Mücadelesi” kitabının “Şoreşa Gulan” (Mayıs Devrimi) adlı dördüncü cildinde, Eylül Devrimi liderliği ile Baas Rejimi arasında imzalanan 11 Mart 1970 anlaşmasına da değiniyor.
8 Mart 1974’te İdris Barzani’nin Iraklı yetkililerle görüşmek üzere gittiği Bağdat’a iki öneri götürdüğünü yazan Başkan Barzani, Irak’ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin ile kardeşi İdris Barzani arasında geçen diyaloğu da anlatıyor:
“Birincisi, her iki tarafın ortak bir anlaşmaya varabilmesi için otonomi yasasının bir yıl ertelenmesi. İkincisi, Kerkük için ortak bir yönetimin oluşturulması.
Fakat kendisini zorba ve güç sahibi gören Saddam Hüseyin, Kak İdris’e, “Yasa hiçbir şekilde ertelenmeyecek, zamanında ilan edilecek. Kerkük için de ortak bir yönetim olmayacak” demiş.
Saddam’ın kendi şartlarını kabul ettirmesi için Devrim yönetimine 15 gün süre tanıdığını anlatan Barzani, Iraklı diktatörün İdris Barzani’ye şu sözleri sarf ettiğini de yazdı:
“Babanıza söyleyin eğer mecbur kalırsam İran Şahı’nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde Şat’ul Arab’dan vazgeçerim ve bedelini siz ödersiniz!”
Bu sözlere karşı İdris Barzani’nin de, “Başkasına verdiğiniz tavizi kendi halkınız için vermelisiniz” dediğini ancak Saddam’ın bu sözleri dikkate almadığını yazan Barzani, daha sonraki süreçte Cezayir Anlaşması’nın devreye girdiğini belirtti.
İdris Barzani, o süreci şu sözlerle ifade ediyor:
“Mele Mustafa Barzani temiz bir niyetle 11 Mart anlaşmasını imzaladı. Bir ay sonra Baas güçleri Musul’da karargâhımızı bombaladığında, daha duyarlı ve temkinli hareket etmemiz gerektiğini anladık.”
1944 yılının Mart ayında Barzan bölgesinde dünyaya gelen İdris Barzani 2 yaşındayken, babası Mele Mustafa Barzani, Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunda yer almak için Mahabad’a doğru yol aldı.
6 yaşındayken Kerbela’da eğitim hayatına başlayan İdris Barzani, Irak Krallığının yıkılmasının ardından Abdulkerim Kasım liderliğinde cumhuriyetin ilan edildiği 1958 yılına kadar babasını görmedi. Mele Mustafa Barzani, Irak’ta şartların değişmesiyle Sovyetler’den Bağdat’a dönünce çocukluğu Irak’ın güneyinde sürgünde geçen İdris Barzani babasına kavuştu.
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) arşivlerine göre, Mele Mustafa Barzani’nin Sovyetler’den dönmesi ve 1961’deki Eylül Devrimi’nin başlamasından sonra İdris Barzani, devrim çizgisiyle ilişki kuran ilk Peşmerge’ydi ve silahını alarak Peşmergelerin cephe cephe başarı sağladığı devrim destanına katıldı.
İdris Barzani, devrim sürecinde büyük başarılar elde etti. 1966 yılının Mayıs ayında başlayan Hindiren Dağı Destanı, Peşmerge güçlerinin Irak ordusunun alay ve taburlarına karşı büyük başarılar elde ettiği devrimlerden biridir.
9 yıllık Peşmergelik ve Eylül Devrimi’ne katılımı sonrasında İdris Barzani, 1970 yılının Haziran ayında KDP’nin 8. Kongresi’nde ilk defa KDP Merkez Komitesi üyesi oldu.
İdris Barzani, ulusal kurtuluş hareketleri tarihinde barışçıl ve uzlaştırmacı kişiliğiyle ön plana çıktı ve bu yönüyle anılır oldu. İdris Barzani, sadece silahlı mücadelede değil, siyasi alanda da kendini olabildiğince hissettirebilen biriydi. Irak ve Kürdistan siyasi arenalarında akl-ı selim tutumuyla farkını ortaya koyuyordu.
1979 yılında bölge, büyük değişimlere gebeydi. İran’da Şah rejimi devrilip İslam Cumhuriyetinin temelleri atılırken, Irak’ta Baasçılar, iktidar üzerindeki etkinliklerini artırıyordu. Irak rejimi, büyük bir savaşın geleceğini bildiği için tedbirlerini alırken Kürtler üzerindeki baskılarını da artırıyordu.
İran-Irak savaşının patlak vermesiyle birlikte Irak rejiminin Kürtler arasında çatışma çıkarma çabalarının neticeye ulaşmamasında İdris Barzani’nin büyük payı vardı.
Hastalığının ağırlaşmasının ardından 31 Ocak 1987 yılında Urmiye’ye bağlı Silwana kentinde hayatını kaybeden İdris Barzani, Şino Mezarlığı’nda babası Mele Mustafa Barzani’nin yanına defnedildi. 1991 yılındaki Kürdistan ayaklanması (Raperin) sonrasında Mele Mustafa ve İdris Barzani’nin mezarları Silwana’dan alınarak Kürdistan’ın Barzan köyüne defnedildi.