2020’den beri Pençe operasyonlar serisini sürdüren Türkiye, 23 Nisan'da Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerini kapsayan “Pençe-Şimşek” ve “Pençe-Yıldırım” adlı askeri harekâtları başlatmıştı. Bölgede 1990’lardan kurulanlarla birlikte üs ya da gözetleme-kontrol noktalarının sayısı 80’i buluyor. Hava destekli üslenme alanını genişletme stratejisiyle PKK’nin kamplar arası geçişleri önleyip manevra kabiliyetini yok etmek.
Gelişmeyi yakından takip eden eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Ferhat Encü “Ağaç kesme operasyonu işgal hareketine paralel olarak bir buçuk yıl önce başladı. Üsler kuruldu, sonra o üslere yollar yapıldı. Ağaç kesme işlerini genelde korucular ve devletle ortak hareket eden şahıslar yapıyor. Askerle işbirliği içinde yapılan bir iş bu” diyor.
Al-Monitor’a konuşan Encü, eskiden beri devletin ağaç kesme işini korucu ailesi olarak bilinen Babatlara yaptırdığını, güneyde de bu işin Kamuran Babat’a verildiğini belirtti. Al-Monitor’a konuşan Erbil ve Süleymaniye’de iki farklı kaynak da Kamuran Babat ismine işaret etti.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi yetkilileri de tepki vermeye başladı. Duhok Orman Müdürü Kawe Sabri’ye göre altı köyün doğası büyük bir tahribata uğradı, bölgede 5 bin dönüm orman yandı. Encü yangınların kaynağının bombardıman olduğunu söylüyor.
Kürdistan Parlamentosu Milletvekili Rêving Hirori ise “Türk askeri Güney Kürdistan içerisinde konuşlandığı yerlerde kale gibi cepheler yapıyor. Türk askerleriyle birlikte bölgeye gelen korucular ve çeteler ağaç keserek hırsızlık yapıyor. Sınırda Nizare Tayê’de yoğun bir orman vardı. Ağaçlar tamamen kesilmiş. Geverok-Zaho bölgesinde de ağaçlar tamamen kesilmiş. Askerlerle birlikte gelen korucu-çeteler, şirketlerle irtibat halinde ağaçları kesip Türkiye’ye götürüyor” diyor.
Duhok İl Meclisi Başkanı Fehim Abdullah da geçen yıl Zaho’ya bağlı Derkar bölgesindeki Sindi ve Gulya’da, bu yıl Berwari Bala olarak bilenen Bêgova’dan Hiror, Kêste ve Ore’ye uzanan bölgelerde TSK, korucu ve şirket ortaklığıyla doğaya zarar verildiğini belirtip meselenin yağma boyutuna dikkat çekiyor: “PKK’liler ormanlık arazide saklanıyor diye yapılıyor bu ancak maddi çıkar elde etmek için de yapılıyor.”
Encü ise ağaç kesme işleminin noktasal olarak Geliyê Pizaxa, Serê Tijikî ve Girê Helîz bölgelerinde yoğunlaştığını belirtti. Encü Kürdistan’da kesilen ağaçların Serê Tijikî üzerinden Türkiye tarafında Tarlabaşı (Zevîya) ve Ortasu (Roboskî) güzergâhından Şırnak’a taşındığı bilgisini verdi.
Kürdistan Bölgesi Hükümet Sözcüsü Cutyar Adil Türkiye’yi buna son vermesi gerektiği yönünde bilgilendirdiklerini açıkladı.“Ne yazık ki ağaçları kesenler Kuzey Kürdistan’dan gelenlerdir” diyen Duhok Valisi Ali de Şırnak Valiliği ile temasa geçip ortak bir komisyon kurulmasına karar verdiklerini duyurdu.
Sonunda Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih de Twitter hesabından suçlulara karşı federal ve bölgesel yönetimi ortak hareket etmeye çağırdı. Salih “Sivillerin evlerinden göç etmesine neden olan ihlallerin yanı sıra Hiror ve Batifa’da ormanların kesilmesi insanlığa ve doğaya karşı işlenmiş bir suçtur” ifadelerini kullandı. Kürdistan ve Irak Tarım Bakanlıkları, ortak açıklamayla Türkiye’den ağaç kesimlerine son verilmesi çağrısı yaptı.
Irak Parlamentosu’ndan 51 vekil komisyon kurulmasını isterken Ankara’ya ağır eleştiriler yöneltti: “Türk devleti Duhok, Erbil, Süleymaniye köylerine işgal saldırılarından sonra kendisine bağlı bazı şirketleri Kürdistan’ın doğasını bozmak için getirmiştir. Bu şirketler doğamızı katletmeye, ülkemizi yıkıma uğratmaya başlamıştır.”
Bu arada Kürt iç siyasetini yakından ilgilendiren bir olay yaşandı. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Yönetim Kurulu Üyesi Şeyh Edhem Barzani, Behdinan alanındaki zor duruma değinerek “Bazı bölgelerde 40 kilometre derinliğe giden Türk ordusu, Kürdistan toprağını yasadışı askeri işgalle yüz yüze bırakıyor. Savunma bahanesiyle Kürtlerin ulusal sermayesi ile insanlığın ortak mirası olan güzel Kürdistan sistematik ve planlı bir şekilde yakılıyor, talan ediliyor" diye çıkıştı. Edhem, Whatsapp üzerinden Al-Monitor’la da paylaştığı bu açıklamasının ardından ani bir kararla İran’a geçti. Al-Monitor’a konuşan Kürt kaynaklar, Şeyh Barzani’nin hem Ankara hem Erbil yönetiminin baskısı nedeniyle bölgeden ayrıldığını söyledi.
Bu tartışmalar bu noktaya gelmeden 29 Mayıs’ta Türkiye Milli Savunma Bakanlığı sivillerin can ve mal güvenliğinin yanı sıra çevrenin korunmasına azami hassasiyet gösterildiğini açıklamıştı.
Bu gelişmeler, Türkiye’de yaklaşık beş yıldır Cudi dağında kurulan askeri kuleler etrafında görülen araziye çıplak bırakma stratejisinin sınırın altına taşındığı anlamına geliyor. Ki güneydeki gelişmelere paralel olarak Cudi Dağı’ndaki ağaç kıyımı HDP tarafından meclis gündemine taşındı. Soru önergesi veren HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, Cudi’de ortalama günde 400 ton ağaç kesildiğini kaydetti. Parti olarak yürüttükleri araştırmanın sonuçlarını Al-Monitor’la paylaşan Kaçmaz’a göre ağaç kesimi Cudi’nin karın bölgesinde yapılmış olan 13 askeri kulenin etrafında sürüyor.
Sıralı olarak birer kilometre mesafede inşa edilmiş kulelerin etrafında 1 kilometrelik alan daire şeklinde çıplak hale getiriliyor. Geçen yıl Cevizdibi (Cifane), Anılmış (Gundikê Remo), Kemerli (Gilindor) ve Üçkiraz (Nêvava) köylerinde yapılan ağaç kıyımı bu sene Besta Tikera alanında yoğunlaştı. Bu işi bölgede korucu olarak tanınan Hazım ve Kazım Babat kardeşler yürütüyor. Babat kardeşler Cudi’de 30 traktör, kesim yapan 15 hızarcı ve 70 işçi çalıştırıyor. Kesilen ağaçlar Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Şenoba beldesinin batısındaki Besta Askeri Taburu’nun bulunduğu alana taşınıyor. Her biri üç-üç buçuk ton kapasiteli traktörler günde dört sefer yapıyor. Ağaçlar farklı illerde kamu kurumlarına ya da piyasaya satılıyor.
Köylerin boşaltılması ve doğa tahribatına yönelik tepkilere rağmen Türkiye operasyonları genişletmede ısrar ediyor. Kuzeydeki harekâtı Şengal’e taşıma planı ötelense de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Irak’ın içlerine doğru Mahmur Kampı’nı hedefe koymasının ardından insansız hava araçları 5 Haziran’da bölgeyi bombaladı. Ankara, Pençe operasyonlar serisinin Kürdistan bölgesi ve Irak siyasetinde yarattığı öfkeye aldırmıyor.