İran Devrim Muhafızları Ordusu, 15 Ocak'ta başkent Erbil’in farklı bölgelerine “Mossad üslerini ve İran karşıtı grupların karargahlarını” hedef alma bahanesiyle en az 10 balistik füze ile saldırıda bulundu. Füzelerden beşi tanınmış Kürt iş adamı Pêşrew Dizayi’nin evini hedef aldı. Saldırıda Dizayi ve 11 aylık kızı dahil olmak üzere 3 kişi hayatını kaybetti.
Irak Başbakanı Sudani'nin siyasi danışmanı Fadi el Şemmari, Rûdaw’a konuştu. Şemmari Tahran'ın Erbil’i vurma iddiasını destekleme konusunda şu ana kadar hiçbir kanıt sunamadığını belirterek, “Bizim bir soruşturma komitemiz var. Kasım el-Araci ile güvenlik kurumlarımızın başkanlığında oluşturulan bu komite, ilgili raporunu sunmak için son hazırlıklarını yapıyor. Komite aynı zamanda bu konuda herhangi bir kanıtın elde edilmesiyle de ilgileniyor” dedi.
“Mossad üssü” iddiası asılsız”
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Araci, saldırıdan bir gün sonra İran bombardımanının sonuçlarını değerlendirmek üzere üst düzey bir güvenlik heyeti ile Erbil'e geşmişti. Füzelerle vurulan Pêşrew Dizayi’nin evinin enkazında inceleme yaptıktan sonra “Mossad üssü” iddiasının asılsız olduğunu belirtti.
İran’ın saldırısı Erbil, Bağdat ve uluslararası toplum tarafından güçlü bir şekilde kınandı ve saldırıyı Irak'ın ve Kürdistan Bölgesi'nin egemenliğinin “ihlali” olarak nitelendirdi. Erbil, İran'ın Kürdistan Bölgesi'nde İsrail istihbaratının varlığına ilişkin iddialarını defalarca yalanladı.
Şemmari, mevcut görüş birliğinin Irak Federal Hükümeti ve Kürdistan Bölgesi Yönetimi'ne aralarındaki sorunları çözme fırsatı sağladığını da sözlerine ekledi.
Siyasi Danışman Şemmari, “Son saldırı Bağdat ile Erbil arasında büyük bir dayanışma yarattı. Federal Hükümetin BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği mesajda ve saldırıya itirazında açık, uygun ve net bir tutum vardı” diye konuştu.
Şemmari, saldırıdan bir gün sonra Irak Dışişleri Bakanlığı’nın, Devrim Muhafızları'nın saldırganlığını protesto etmek için İran'ın Bağdat'taki maslahatgüzarını çağırdığını ve İran'a karşı resmi olarak BM Güvenlik Konseyi'ne şikayette bulunduğunu söyledi.
İran'ın saldırısı, Washington'un Gazze savaşında İsrail'e verdiği desteğe itiraz eden İran destekli milislerin Irak ve Suriye'deki Amerikan hedeflerini hedef alan bir dizi saldırının ortasında gerçekleşti. ABD her iki ülkede çeşitli misilleme saldırılarıyla karşılık verdi.
Amerika'nın misillemeleri, Irak'ın egemenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle Irak hükümeti tarafından şiddetle kınandı. Bağdat, misilleme saldırılarının yaşandığı bir dönemde ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un Irak'ta IŞİD’e karşı misyonunu sona erdirme çabalarını son zamanlarda yoğunlaştırdı.
Şemmari, Irak'ın artık yabancı askeri varlığa ihtiyacı olmadığını vurgulayarak, Uluslararası Koalisyon’un kendi sınırları dışında faaliyet gösterdiğini belirtti ve Irak hükümetiyle varılan mutabakatlara dikkati çekti.
Şemmari şöyle devam etti:
"Uluslararası Koalisyon’un zaman zaman görevlerinden saptığını, dolayısıyla çeşitli zamanlarda gerçekleştirilen saldırıların, özellikle de son saldırıların hiçbir suçu olmayan masum insanların hayatına mal olduğunu düşünüyoruz. Bölgedeki gelişmeler kesinlikle Koalisyon’un görevlerinden uzaklaştığının ve müzakere masasına dönmesi gerektiğinin bir göstergesidir. Böylece Irak'ın ABD askerinin çekilmesi talebine anlayış gösterme ve hayata geçirme yolunda ilerleyebiliriz.”
Sudani, ocak ayının sonlarında, ABD-Irak Ortak Yüksek Askeri Komisyonu'nun ilk tur görüşmelerine başkanlık etti. Bu müzakerelerin amacı, IŞİD’in tehdid düzeyi, operasyonel ve çevresel gereklilikler temelinde Koalisyon’un gelecekte Irak'taki rolünü değerlendirmekti.
