İktidarın sunduğu infaz düzenlemesi yeni çözüm süreci çerçevesinde bazı beklentileri olan DEM Parti tarafından yetersiz bulundu. Gözler yeni paketler için sonbahara çevrildi.
İktidarın uzun zamandır üzerinde çalıştığı infaz düzenlemesinin başta DEM Parti olmak üzere muhalefetin beklentilerini karşılamaması ve AKP'nin yeni düzenlemeler için sonbaharı işaret etmesi, bu durumdan yeni çözüm sürecinin nasıl etkileneceği sorusunu gündeme getirdi.
Toplam dokuz kanunda değişiklik öngören, yürürlük ve yürütme maddeleri dahil 30 maddelik teklif Türkiye Adalet Bakanlığı tarafından uzun süre çalışılmış, ardından AKP'nin TBMM grubuna gönderilmişti. Teklifin çalışmalarına MHP de Cumhur İttifakı üyesi olarak destek verirken, aynı zamanda yeni çözüm süreci kapsamında bazı beklentileri olan DEM Parti ile de görüşmeler yapılmış, talepleri alınmıştı.
Teklifin Adalet Komisyonu'nda görüşmeleri 31 Mayıs Cumartesi başlayacak. Düzenlemenin gelecek hafta bayram öncesinde TBMM Genel Kurulu'na gelmesi ve yasalaşması bekleniyor. Cumhur İttifakı'nın teklifi yasalaştıracak yeterli çoğunluğu bulunuyor.
DEM Parti ne istiyordu?
Teklifin hazırlık aşamasında Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile bir araya gelen ve sunulmadan önce de AKP Grubu ile yaklaşık 2,5 saatlik görüşme yapan DEM Parti teklifi büyük oranda yetersiz buluyor.
DW Türkçe'ye konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli 10'uncu yargı paketinin çok zayıf ve beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
"Pakette olumlu yaklaşacağımız tek mevzu hasta tutsaklarla ilgili olan madde. Fakat onda bile yine eksiklik var. Ağırlaştırılmış müebbetler yararlanamıyor, sanki ağırlaştırılmış müebbetler hasta olamazmış gibi. Tam tersine ağırlaştırılmış müebbetler çoğunlukla çok uzun süre cezaevinde kaldıkları için daha çok hastalıkla karşı karşıya kalıyor."
Pakette "hasta ve yaşlı" tanımının 65 yaştan başlatıldığını ve bunun üstünde yeni düzenlemeye tabi olan hükümlü sayısının az olduğunu belirten Temelli, hasta ve yaşlıların cezasını kalanını evde tamamlayacağını, bunun ise tam bir özgürlük olmayacağını belirterek, evde kalmak zorunda olan birisinin tedavisinin nasıl süreceği ile ilgili bazı ek düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Temelli, İnsan Hakları Derneği rakamlarına göre 1500'ün üzerinde hasta tutuklu bulunduğunu söyleyerek, "Bu uygulama bu 1500 kişinin dörtte birine filan yansıyabilir. Hepsine yansıyacağını düşünmüyoruz. O nedenle 'dağ fare bile doğurmadı' diyoruz. Yani olumlu yaklaşabileceğimiz bu madde bile içinde birçok sıkıntı barındırıyor" dedi.
Bu arada DEM Parti, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 314. maddesindeki "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçuna ceza indirimi getirilmesini talep etmişti. Daha önce Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği bu madde teklifte yer almayarak ilga oldu, yani ortadan kalktı.
Çözüm süreci etkilenir mi?
Bu arada infaz düzenlemesinin yetersiz bulunmasının şu andaki çözüm sürecini nasıl etkileyeceği de merak ediliyor.
Çözüm süreci ile infaz düzenlemesi paketinin "iki ayrı kulvar" olduğunu vurgulayan Temelli, ama iktidara bunun bu süreçteki ilk paket olduğunu, "nasıl başlarsak öyle gider" dediklerini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlar zaten bir güven sorunu yaşıyor. Bu güven sorununu bir nebze aşağı çekmek açısından bu paketin önemli işlevi olabilir dedik. Uyarılarımızı yaptık ama sonuç itibariyle kaygılar, korkular, hesaplar paketi boğmuş durumda."
Temelli'ye göre şimdi gözler sonbahara çevrilmiş durumda. İktidarın bunun daha ilk paket olduğunu, ardından 11'inci ve 12'nci paketlerin de geleceğini aktardığını belirten Temelli, sürecin nasıl etkilenebileceği sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Süreç devam ediyor, fakat sürecin de kendine ait sorunları, sıkıntıları, tıkanıklıkları var. Bunları aşmaya vesile olacak adımlar burada da atılabilirdi, başka alanlarda da atılabilir. Süreç kendi kulvarında yürüyor ama diğer kulvarlardaki gelişmeler burayı olumlu etkileyebilirdi, bu amaçla da hareket edilebilirdi."
Temelli: Silah bırakanlar için hukuki düzenleme gerekli
Bu arada iktidarın kendini feshettiğini açıklayan PKK'nin silah bırakmaya başlamasını da beklediğinin hatırlatılması üzerine Temelli şunları kaydetti:
"Konuşmalarda hep 'hele silahlar bırakılsın, ondan sonra adımlar çok daha hızlı atılacak' deniliyor. Fakat silahların bırakılması için bile düzenleme gerekiyor. Hukuki güvenliğin, hukuki altyapının düzenlenmesi gerekiyor ki silah bırakılsın. Yoksa nasıl bırakılacak? Yani silahı bırakanın bir insan olduğu dikkate alınarak, onunla ilgili bir hukuk güvencesinin yaratılması gerekiyor."
Temelli süreç kapsamında TBMM'de bir komisyonun kurulmasının da gündemde olduğunu hatırlatarak, "İnsanları komisyona davet edeceksiniz. Uzmanlar gelsin diyoruz, hocalar gelsin diyoruz. Ama bu insanlar hukuki güvenceyi görmeden nasıl komisyona gelip gitsinler?" diye sordu.
"Covid maddesini iktidar teklif etti, kendi çekti"
Teklifle Covid-19 salgını döneminde uygulanan ve 31 Temmuz 2023 öncesi cezaevine girenlerin denetimli serbestlikten yararlanmasını sağlayan düzenlemenin genişletilmesi bekleniyordu. Ancak bu düzenleme son anda paketten çıkartıldı.
AKP, DEM Parti ile son görüşmesinde bu düzenlemeyi genişletmeleri durumunda içlerinde "FETÖ hükümlüleri" de olmak üzere toplam 40 bin kişinin yararlanacağını ve bunu topluma açıklamanın zor olacağını aktarırken, AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, bu maddenin teklif içinde hiç yer almadığını ileri sürdü. Güler, Covid 19 düzenlemesinin idari bir tedbir olduğunu, genel bir infaz düzenlemesi gibi düşünülmemesi gerektiğini belirtti.
Temelli, bu düzenlemeyi getireceklerini iktidar temsilcilerinin kendilerinin birkaç kez söylediğini, DEM Parti olarak da buna itiraz etmediklerini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Sonra haklı gerekçelere dayandırmadan geri çektiler. Niye çekiyorsunuz dediğimizde de etki analizini tam yapamadıklarını belirttiler. Bir de bu yetmiyormuş gibi, basına konuşurken de DEM Parti'nin neden olduğunu söylemişler ki böyle absürt bir şey olamaz. Biz bu teklife niye karşı çıkalım?"
Temelli, DEM Parti'nin yapmış olduğu önerileri ise şöyle aktardı:
"Bizim önerdiğimiz Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamındaki infaz düzenlemeleriydi. İnfaz eşitlenmesini önerdik. Çünkü Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle yüzde 50 fazla bir cezalandırma söz konusu oluyor. TMK'nın 17'nci, 5'inci ve 2'nci maddelerinde değişiklik önerdik. Bunların hiçbirini dikkate almadılar, kendi getirdiklerini de geri çektiler."
Teklifin hazırlık aşamasında kamuoyunda ve mahkûm yakınları arasında terör suçları dahil olmak üzere genel veya kısmi af beklentisi yüksekti. Adalet Bakanı Tunç ise genel af veya kişiye özel bir düzenlemenin gündemde olmadığını, teklifin daha çok ceza adaletini güçlendirme ve caydırıcılığı artırma amacı taşıdığını vurgulamıştı.
CHP teklife nasıl bakıyor?
DEM Parti'nin yanı sıra CHP de iktidarın hazırladığı infaz düzenlemesine tepki gösterdi.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir teklif için "'Dağ fare doğurdu' tanımı olmaz, dağ sırtlan doğurdu" ifadesini kullanarak, düzenlemenin içine iktidarın baskıyı artıracağı hükümler konulduğunu kaydetti.
Teklifte yer alan madde ile eskiden "yatarı olmayan" şeklinde ifade edilen bazı suçlardan artık en az beş gün cezaevinde kalmak gerekecek. Hükümlülerin cezaevinde belirli bir süre kalması sağlanarak, cezanın caydırıcılığı ve infazın etkinliğinin artırmasının amaçlandığı belirtiliyor.
Muhalefet bu maddenin özellikle siyasal suçlardan mahkûm olanların mağduriyetini artıracağını belirtiyor.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada cezaevlerinde yaklaşık 410 bin tutuklu ve hükümlü bulunduğunu hatırlatarak, yaratılan af beklentisinin toplumda ve cezaevlerinde derin bir huzursuzluk yarattığını söyledi.