Rûdaw Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Ortadoğu’da Güvenlik ve Egemenlik Sorunları” konulu Birinci Erbil Forumu’nun “Türkiye ve gelecekte karşılaşılacak zorluklar” başlıklı panelinde konuşan Ebubekir Karwani, Türkiye'nin ekonomi ve demokrasi alanlarında geri adım attığını söyledi.
Karwani “Türkiye ‘komşularla sıfır sorun’ politikasını geliştirerek sorunları yumuşak bir diplomasi ile çözmeye çalıştı. Kendini Ortadoğu için demokratik bir model olarak gördü” ifadelerini kullandı.
Panelde Türkiye'nin Ortadoğu politikası ve Kürtlere yaklaşımına değinen Karwani, sözlerine şunları ekledi:
“Türkiye Arap Baharı’nı bir fırsat olarak gördü. Büyük bir rol oynayabileceğini düşündü. Askeri, ekonomik ve tarihi arka planıyla İran ve Suudi Arabistan’a karşı büyük bir rol oynayabileceğini düşündü. Bunu yaparak Amerika’ya bölge halkının arkasında olduğunu ve nüfuzunun olduğunu göstermek istedi. Ancak Türkiye’nin öngörmediği bir şekilde devrim girişimleri başarısız oldu. Bunun sonucunda Arap Baharı fırsatı Türkiye’ye bir yük, baskı ve düşmanlık olarak döndü.
Bölgedeki İslamcılar, Arap Baharı’nın başlaması ile Türkiye’nin Vahhabilik ve bölgedeki diğer akımlara karşı liderlik yapacağını düşündü. Başarılı olmayınca bütün bunlar Türkiye’ye düşmanlık olarak döndü. Bazı ülkelerdeki İslamcılar yok edilmeye başlandı bunların bir kısmı Türkiye’de mülteci oldu. Bunlar Türkiye’nin bölgedeki bazı ülkelerle ilişkilerini bozdu.
Türkiye, 6 ayda Suriye rejimi yıkılacak ve buradan Ortadoğu’daki diğer Arap ülkelerine ilerleyerek nüfuzlarını bölgede artıracağını düşündü. Bu planı başarısız oldu. Şimdi Türkiye dış baskılar ve iç tehlikelerden dolayı bu modelden geri adım atmaya çalışıyor.
Ekonomik olarak ele alındığında Ak Parti, iktidarının zirvesindeyken ekonomik çöküş yaşadı. Demokrasiyi ele aldığımızda tüm dünya görüyor ki, demokraside de geri adımlar atılıyor. Arap dünyasındaki devrimler gerçekleşirken, 2012’de Ak Parti de hedef alındı. 2013’te iktidardan indirmek için Taksim yürüyüşleri, 2016’da darbe... Bunları selametle atlatırken cazibe ve karizmasını kaybetti.
Kürt meselesine gelince. Osmanlı İmparatorluğunun ikinci büyü ulusu Kürtlerin Ortadoğu’da Türklerle yeni müttefik olacaklarına ilişkin gelişmeler yaşandı. Üç parçayı kapsayan bu gelişme Türkiye için bölgede çok büyük bir güç demekti. Ancak bu fırsatı değerlendiremedi.”
Karwani, “Türkiye sorunları çözmekten bahsedecek olursa, önce iç sorunlarını çözmelidir. Özellikle de Kürt sorunu. Kürt sorunu yapay bir sorun değildir. PKK bu sorunu ortaya çıkarmadı” dedi.
PKK’nin Kürt sorununun sonucu olduğunu belirten Karwani, şöyle devam etti:
“Amaçları 2009’dan sonra PKK ‘ye terör örgütü muamelesi yapmamaktı. PKK ile müzakereler yaptılar, evet müzakereler. Bunları yasal olarak yapmadılar doğrudur! Ancak pratik olarak PKK’yi ‘terörist’ olarak görmediler, HDP’yi de halkın temsilcisi olarak kabul ettiler. Cezaevindeki Öcalan'ı çok önemli bir aktör olarak gördüler.
Şimdi, inkar etmekle, ekonomik imkanlar sunmakla veya eşit vatandaşlıkla bu sorun çözülmez dedi. Ortada büyük bir ulusal sorun var, eşit vatandaşlık haklarıyla bu sorun çözülmez.
Umut ediyorum ki Türkler, Kürtler ve Ortadoğu'daki diğer toplumlar sorunları başarılı bir şekilde çözer, düşmanlıklar son bulur. Türkiye Kürt sorununu çözerse bu onlar için de çok büyük bir güç demektir. Türkiye’nin demokratik modelden geri adım atması bölgedeki tüm ülkeler için zararlıdır. Çünkü bölgede etkili bir devlettir, dünya çapında olumsuz bir etkisi olacaktır.”