Sivil toplum örgütleri öncülüğünde oluşturulan Rojava Koordinasyonu, KDP’ye çağrıda bulunarak 91 parti, STÖ temsilcileri, bağımız şahsiyet ve Kürt, Arap, Süryani ile Çeçen halklarının temsilcilerinden oluşan Rojava Özerk yönetimini tanımasını istedi. Rojava’nın Suriye halkları için de güvenli bir bölge haline geldiğine ve onbinlerce kişinin Rojava’ya sığındığına dikkat çeken Koordinasyon, insani yardım seferberliği başlattıklarını duyurdu. “Bütün halkların sığınma alanları olan demokratik özerk Rojava yüreğinizi, sevginizi ve sofranızı paylaşmanızı bekliyor” çağrısında bulundu.
Sivil toplum örgütleri öncülüğünde oluşturulan Rojava Koordinasyonu, Rojava’daki son gelişmelerle ilgili açıklamada bulundu.
Ortadoğu’da hegemon güçlerin siyasetinin uzun süredir kaos, kan, ölüm ve katliam getirdiğini belirten Rojava Koordinasyonu, buna karşılık Kürtlerin demokratik özerk bölgeler ile halkların kendini yönetme siyasetini geliştirdiğine vurgu yaptı.
SURİYE DÜĞÜMÜNÜN ÇÖZÜMÜ ORTADOĞU ÇÖZÜMÜDÜR
Suriye düğümünün Ortadoğu’da en önemli sorun olarak görüldüğünü, bu düğümün çözümünün Ortadoğu’da da çözümü beraberinde getireceğini kaydeden Koordinasyon açıklamasında Cenevre 2’nin Suriye’nin gerçek halk dinamiklerini dışında bırakarak çözümsüz kaldığına dikkat çekildi.
“Uluslararası güçler aslında Suriye krizini çözmekten uzak durmaktalar. Yakın dönemde hedeflerinde çözüm görünmemektedir” denilen açıklamada Suriye üzerinde etkili olmak isteyen uluslararası ve bölgesel güçlerin konumları tek tek değerlendirildi:
“ABD’nin amacı küçük devletçiklerle büyük Ortadoğu Projesini gerçekleştirme, Kuzey Afrika’yı kontrolüne almak, bunlarla birlikte radikal İslami grupları Suriye krizi içinde etkisizleştirmektir.
Rusya bir dünya gücü gibi varlığını Akdeniz’de sürdürmek, Ortadoğu siyasetinde belirleyici olma rolünü korumak, Esad rejimi ile devam eden ekonomik ilişkilerin devamını isterken, diğer taraftan Suriye’de devam eden iç savaşta radikal Çeçen gruplarını bu bölgeye yönlendirerek kendisinden uzaklaştırma taktiğini yürütmektir. Bu strateji ve siyaset Suriye rejiminin devamını, savaşın kontrolünü sağlarken sonuçta amaç çözümsüzlüğün diğer adı olmaktadır.”
Suriye rejiminin ise “Acem Satrancı” siyaseti yürüterek oyalama ve ömrünü uzatma taktiği yürüttüğünü ifade eden Koordinasyon, “Suriye trajedisinde kaybedenler” diye nitelendirdiği güçleri de “Türkiye, Suudi Arabistan, Katar devletleri ve PDK çevresindeki bazı güçler” şeklinde sıraladı.
Bu güçlerin Suriye rejiminin dağıtılması üzerine kurduğu plan ve stratejilerinin boşa çıktığını ve aynı zamanda Radikal İslamcı güçlere de destek verdiklerini belirtti. Açıklamada, “Bu devletlerin el kaide gibi gruplara vermiş olduğu destekler Suriye rejimini dağıtmaktan ziyade Suriye rejimine meşruluk kazandırmıştır. Suriye rejimi de bu yakaladığı zemini ve ömrünü uzatmak için iyi kullandı” denildi.
Rojava kantonlarının ise tüm bu politikalar dışında, “Nasıl bir Suriye” sorusuna demokratik ortak bir yaşam modeli ile cevap verdiğini belirten Koordinasyon, KDP’nin “Güney Kürdistan Bölge Hükümeti Rojava Kantonlarını tanımıyor” şeklindeki açıklamasının tepki topladığını ifade etti.
KDP\'YE ROJAVA KANTONLARINI TANIYIN ÇAĞRISI
Koordinasyon Güney Kürdistan Bölge Hükümeti ve KDP’ye şu çağrıda bulundu:
“Biz buradan açıkça ifade ederek çağrımız yapıyoruz. Güney Kürdistan Bölge Hükümeti artık Türkiye siyasetinin etkisinden ve güdümünden kurtulmasını sağlamalıdır.
Rojava Kürdistanı Kantonları Yönetimleri 91 parti, sivil toplum temsilcileri, bağımsız şahsiyetlerden ve Kürt, Arap, Süryani ve Çeçenlerden oluşan özerk yönetimleri hiç kimse görmezden gelmesin. Güney Kürdistan Bölge Hükümeti de Türkiye’nin güdümündeki siyasetten çıkmalı Güney Kürdistan halkının taleplerine kulak vererek Rojava Kürdistanı’na destek olmalıdır.
Biz KDP’den Rojava Kürdistan’ı üzerindeki olumsuz siyasetten ve kazandırmayan siyasetten bir an önce uzaklaşmasını ve ulusal temelde bir ilişkinin kurulmasına hizmet etmesini bekliyoruz. Biz Güney Kürdistan Bölge Hükümetinin Rojava ile kardeşlik ve dostluk üzerine kurulu bir ilişki geliştirmesini temenni ediyoruz.
Sayın Öcalan’ın Güney Kürdistan Bölge Hükümetine yazdığı mektubun ruhuna denk adımların atılmasını KDP’nin demokratik siyaset kurallarına göre hareket etmesini bekliyoruz. Rojava Kürt halkının özgürlük yolunun gösteriyor. Hiç kimse için bir tehlike arz etmemektedir.
Güney Kürdistan Federal Bölge Hükümetinin en son yaptığı seçimlerde ikinci büyük parti olarak çıkan Goran Hareketi Rojava’daki Cizîr, Kobanî ve Efrîn Kantonlarını tanıyarak kutlamış ve desteklerini açıklamıştı. Güney Kürdistan’da aralarında Yekgirtu İslami ve 13 parti ve sivil toplum kuruluşunun ortak basın açıklamasıyla Rojava’ya ve ilan edilen kantonlara desteklerini duyurmuşlardı. Biz de buradan bu ulusal yaklaşımı selamlıyoruz.”
Rojava Koordinasyonu, Güney ve Kuzey Kürdistan ile yurtdışında Rojava’yla dayanışma sergileyen insani yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütlerine de teşekkür etti.
İNSANİ YARDIM SEFERBERLİĞİ BAŞLATILIYOR
Suriye’de en güvenli alanlar olarak Rojava’nın görüldüğünü belirten Koordinasyon, sığınmacıların sayısının giderek arrtığını da belirterek “insani yardım seferberliği” başlattıklarını duyurdu. Açıklamada şu çağrıda bulunuldu:
“Suriye’de bütün krize rağmen en güvenli alanlar demokratik özerk Rojava bölgesi ve kantonları olmaktadır. Bu nedenle Rojava ve kantonlar bütün halkların sığınma alanları haline geldi. Birkaç gün önce on binlerce Arap ve Süryani halkı Kobanî kantonuna sığındılar. Bu gün partilerimize, sivil toplum kuruluşlarına acil bir çağrı yaparak her zamandan daha fazla duyarlı yaklaşarak insani yardım yapma seferberliği başlatmak istiyoruz. Bütün halkların sığınma alanları olan demokratik özerk Rojava yüreğinizi, sevginizi ve sofranızı paylaşmanızı bekliyor.”
ANF
