Türkiye ile ilişkilerinin “normal” olduğunu ifade eden Mele bahtiyar, “Ankara’da temsilciliğimiz var ve sıkça görüşüyoruz” dedi.
Bir dizi seminer için Kürtler’in yoğun olduğu Avrupa şehirlerine giden YNK yöneticisi, isveç’in başkenti Stockholm’de Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Neden seminerlere ihtiyaç duydunuz?
Gürbetçilerimiz ile Kürdistan arasında bir uzaklaşma gerdüm. Bölgedeki siyasi panoramaya onları da dahil etmek istiyoruz. Partimizin ve diğer partilerin düşüncelerini kendilerine aktarmaya çalıştım. Söylentiler değil, gerçekler olduğu gibi gürbetçi Kürtlere ulaşsın amacıyla geldim.
Bulundukları ülkelerdeki demokrasi tecrübesini bölgemize aktarmalarını rica ettim.
Bölgede yaşananlara tepkileri nasıl?
Bir kısmı kızgın. Ancak bugün siz de şahit oldunuz ki seminerde 2 kişi hariç diğer herkes dikkatli ve sakin bir şekilde dinledi.
Kuzey Kürdistanlı olduğu söylenen bir kişiyi neden salondan çıkardılar?
Hayır kimseyi zorla dışarı çıkarttırmadık. Salonda bir kişi PYD’yi eleştirince, bir grup tepki gösterdi. Ben ortamı sakinleştirmeye çalıştım.
Ayaklanmadan önce İsveç’te, ayaklanma hakkında bir kitap yazdığınızı biliyoruz. Bağımsız Kürdistan’ın kurulması hakkında bir kitap yazmayı düşünmüyor musunuz?
Bahsettiğiniz kitap şimdiye kadar 5’inci baskıya ulaştı. Son baskının önsözünde İsveç’in ikinci vatanım olduğunu yazdım. Çünkü bu kitabın yarısını İsveç’teki bir kültür evinde yazdım. Hala her gelişimde ziyaret eder ve satranç oynarım. Bu ziyaretimde yine gittim, hatta hiç tanımadığım birisi ile oynadım ve kazandım.
“Neden devlet olamadık ve neden devlet olmalıyız” konusunda bir kitap düşünüyorum ancak yoğunluktan dolayı kendimi veremiyorum.
Neden devlet olmadık?
Neden devlet olmadık? Biz her zaman bütün suçu işgalci devletlerin üzerine atıyoruz ancak yarısı da bizim kendi suçumuz. Bu nedenle ben bu kitabı
yazarsam ikisini de yazarım ve teker teker açıklarım. Bunu yeni nesillerin aynı hatayı yapmamaları için bilmesi ve öğrenmesi lazım.
Değişim hareketi (Goran) lideri Newşirwan Mustafa tedavi için Avrupa’da. Onu ziyaret etmeyi düşünmüyor musunuz?
Hayır!
KYB şimdi ne durumda, söylentilere göre partiniz birkaç kanada bölünmüş ve siz ayrı, Hero Ahmed (Celal Talabani’nin eşi) ayrı, Kosret Rasul ayrı. Doğru mu?
Bırakın kanadı, ben tüy bile değilim. YNK içerisinde sorun var denilebilir ama bir kaç kanattan sözetmek doğru bir cümle olmayabilir. Bilmenizi isterim ki Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) de sorunları var. Diğer küçük Partiler, İslami Birlik (Yekgirtu), İslami Topluluk (Komal), bunların hepsinde sorun var. Ancak partilerin doğası farklılık gösterebiliyor.
Bazı partiler merkezi olarak güçlüdür ve sorunlarını örtbas edebilir; KDP gibi. Bazı partilerde ise liberal düşünce hakimdir ve sorunları dışa yansır;YNK gibi. Bana göre eğer bir partide sorun yoksa, o parti ölmüştür demektir. Ancak bu sorunlarin sorumluklarınıza, çalışmalarınıza yansımaması gerekir. Sorunları aynı noktada durdurmak ve ona çözüm bulmak lazım.
Biz sorunlarımızın olduğunu saklamıyoruz. Daha 3’üncü kongremizi gerçekleştiremedik. İnsanlar kongreye gidip parçalanmış bir şekilde çıkmamızı bekliyordu. Örneğin; bizden ayrılanlar Goran Hareketi’ni kurduğunda, insanlar bizim parti üzerine iddiaya giriyordu ve “bir daha iflah olmaz” diyorlardı. Nitekim Irak Parlemanto seçimlerine katıldık ve doğrulduk. IŞİD’e karşı YNK en sağlam duruşu sergiledi. Kürdistan’ın diğer parçaları için KYB çok şeyler yaptı ve bu bir minnet değildir ancak söylememin nedeni bu söylentilerin asılsız olduğunu anlatmak içindir.
Partinizde son sözün Hero Hanım’a ait olduğu söyleniyor. Doğru mu?
Ben vicdani olarak hayır öyle değil diyorum. İsmini zikrettiğiniz arkadaşımla çok oturuyorum ve düşüncelerimi söyler, onunkini de dinlerim. Ancak son söz onun olmamıştır. Bir çok karar yürütme kurulundan çıkar. Ayrıca siyasi büro toplantılarımızda da çoğu kez onun söylediklerinin karşıtı bir şey çıkar. Ancak Hero Hanım siyasi sahada, YNK’de uzun bir geçmişe sahiptir. Bu nedenle söylediklerine saygı duyarız.
Bilindiği üzere YNK krizin çözümü için bir paket hazırlığında...
Biz bölgedeki bütün partilerle bir araya gelip hepsinin düşüncesini almak istedik. Ardından bu düşünceleri kendi aramızda tartışıp ona göre bir çözüme kavuşturmayı düşündük. Ancak şimdi herşey biribirine girdi.
Siz bir “hiç kimsenin cephesine dahil olmayacağız” diyorsunuz. Ancak söylenen o ki Newşirwan Mustafa ve Hero İbrahim arasında kağıda dökülmeyen bir anlaşma var?
Biz hiç bir cepheye katılmayacağımızı söylemedik. Biz dedik ki, başka bir tarafa karşı olmak için herhangi bir taraf ve ya cepheye katılmayacağız. Milletimizin ve vatanımızın çıkarını içeren her cephede varız.
Bahsini ettiğiniz o iki yiğit insanın gizli anlaşmasına gelince, bütün samimiyetimle asılsız olduğunu söylüyorum. Böyle bir anlaşmayı kabul de etmem ancak YNK ve Goran arasında bir anlaşma olması için çalışırım.
Kürdistan Bölgesi iki idareli sisteme doğru mu gidiyor?
Biz iki idareli sisteme karşıyız. Süleymaniye ve Halepçe illeri her şeyiyle Kürdistan çerçevesi içerisindeler. Bütün bakanlıklar bu iki ilde çalışmalarını aksamaksızın yürütmektedir. Biz şu ana kadar hiçbir genel müdür veya kaymakamdan buna ters bir açıklama görmedik. YNK iki idareli dönemini yaşadı ve cezasını çekti. Bu kez karlı çıksak bile iki idareli bir siteme geri dönme sorumluluğunu üstlenmek istemeyiz.
Pertol meselesinde YNK’nin uzak kaldığı iddia ediliyor. Önceden İster Dr. Berhem Salih, ister Kubat Talabani, ister İmad Ahmed olsun, hepsi detaylardan haberdar olduklarını açıklamışlardı. Ancak partinizden Hakim Kadir diyor ki biz haberdar değiliz?
Hakim Kadir Yürütme Kurulu üyesi. Bunu sormakta haklıdır ancak diğerleri, yani Dr. Berhem başbakanlık yapmış, Kubat Talabani Başbakan Yardımcısı ve İmad Ahmed Başbakan Yardımcısı’ydı. Onların haberimiz var demesi doğaldır ve tabii ki haberleri vardır. Ancak bunların dışında yapılanlardan endişeliyiz. Örneğin; Türkiye ile yapılan anlaşmalard konusunda endişemiz var. Biz sadece endişeli olduğumuzu söylüyoruz.
Siz Bağdat’la tekrar anlaşmanın yararlı polduğunu düşünüyor musunuz? Sizce Merkezi Hükümet ’lik petrol payını sorunsuz bir şekilde verir mi ?
Sorumluluk içeren bir görüşmenin olması gerektiğini düşünüyoruz. Bana göre Bağdat her zamankinden daha fazla Kürdistan Bölgesi’ne muhtaç. Görüyoruz ki Kürdistan’ın da Bağdat ile ilişkilerini sürdürmesi gerekiyor. Genel olarak sıkıntıların çözülmemesinden Bağdat sorumludur. Ancak bu, bizim hata yapmadığımız anlamına gelmiyor.
KDP ile aranızdaki stratejik anlaşmanın artık sadece sözden ibaret olduğu söyleniyor?
Bu anlaşmaya çok haksızlık yapılıyor. Yok yararlı bir anlaşma değildi vs.. ancak bu anlaşma yoluyla bölgede sesimizi tek ses olarak Bağdat’a duyurduk.
Ben vaktiyle Neçirvan Barzani ile konuştum ve endişelerimizi dile getirdim. Bir komisyon kurulsun dedi. Ardından şu günümüze kadar endişelerimizin %5’i bile giderilmedi.Biz bu hususta yeni bir proje sunacaktık ama gitgide herşey daha da derinleşti ve çıkmaza sürüklendi. Bizden alınan önemli bakanlıklar Goran’a teslim edildi. Bu bizi çok etkiledi.
Türkiye ile ilişkileriniz nasıl?
İlişkilerimiz normaldir. Partimizin Ankara’da temsilciliği var ve sıkça görüşüyoruz. En son bizi, Türkiye Cumhurbaşkanlığı’ndan bir heyet ziyaret etti. Türkiye olarak partimizle daha iyi ilişkiler inşa etmek istediklerini illettiler. Biz de aynı düşüncede olduğumuzu bildirdik.
Türkiye’ye seçime destek amacıyla gittiniz. Türkiye bunu nasıl karşıladı ?
Türkiye gitmemizi istemiyordu ki buna hakkı var. Ancak biz Türkiye’nin demokratik bir ülke olmasını istiyoruz. Mısır ve Arap ülkeleri gibi değil, Ortadoğu’nun İspanya’sı olmasını temenni ediyoruz.
AKP’nin en güzel değişimi, ırkçı Kemalizim’den kendini arındırmıştır. AKP Müslüman Kardeşler’in Mısır’da yaptığı gibi anayasayı değiştirmeye kalkmadı. Şimdi Türkiye’de bir fırsat oluştu ve demokresinin kazanmasını istiyoruz. Bu söylediklerimi onlarla da konuştuk. HDP ise Türkiye halklarının gücüdür. Milli bir Kürt gücü değildir. Biz Türkiye’de demokrasinin ilerlemesini destekliyoruz.
Peki Kuzey Kürdistan’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz, özellikle seçimlerden sonra?
Kuzey Kürdistan’ın geleceği bütün Türkiye’nin geleceğine bağlıdır. Eğer doğru adımlar atılırsa, sanırım Kuzey Kürdistan haklarına kavuşacaktır.
Hiç PKK’ye KDP ile anlaşması için konuştunuz mu ?
Evet biz PKK ve PYD ile bu konuyu çok konuştuk. En son PYD’ye dedik, “KDP ile anlaşmanız gerekiyor” diye. Kürdistan Bölgesi ile aralarında bulunan sorunları gidermelidirler. Kendileri de artık buna kanaat getirmişler.
Rojava’da elde edilen kazanımalrın devam edeceği söyleniyor. Tıpkı Güney Kürdistan gibi ?
Kim birgün Güney Kürdistan’da federe bir durum ortaya çıkacağına inanıyordu ki? Biz bunu dile getirdiğimizde İran, Irak, Suriye ve Türkiye karşımıza dikiliyordu. Kendi içimizde bazı partiler bile karşıydı. PKK de bunu kabul etmiyordu. Ancak YNK ve KDP ısrar ettiler. Sonuç olarak bu deneme başarılı oldu. Biz öyle bir dönemde ilan ettik ki başarılı olması imkansızdı. Şimdi ise Rojava’da Kanton ilan ediliyor, şartlara bakıldığında başarılı olma şansı çok büyük.
Diğer Kürt partilerin ulusal kongrede yer alması gerektiğini PYD’ye söylediniz mi?
Evet bunu talep ettik. Siyasi büromuz PYD’den iki önemli talepte bulundu. PYD’nin diğer partilere açık olması ve ekonomik sıkıntılarını çözmek.