K24’ün haberine göre uzmanlar, Kürdistan Bölgesi Başkanı’nın bu ziyaretinin 2017’de gerçekleştirilen bağımsızlık referandumunun ardından yapılan diğer ziyaretlerden daha önemli olduğunu belirtiyor.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, yaptığı açıklamada, Kürdistan Bölgesi’nin referandum sonrası tüm ülkelerle ilişkisinin düzeldiğini, sadece Türkiye ile ilişkilerin eski haline dönmediğini kaydederek, bunun artık Türkiye’nin iç ve dış sorunu haline geldiğini ifade etti.
AK Parti'nin MHP ile ittifakının, hükümet ve devleti komşularla ilişkide kötü noktalara taşıdığı gibi bazı açılımların yapılmasının önünde en engel olduğunu söyleyen Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ittifak devam ederken böyle bir ziyaretin olmasını doğru okumak lazım, bu sadece sıradan bir ziyaret değil. Doğu Akdeniz’deki süreç, Suriye’deki son gelişmeler, en son Rusya’daki toplantıda yapılan açıklamaları üst üste koyduğunuz zaman Türkiye’deki milliyetçi ittifak sürecinin ne kadar zarar verdiğini hem biz gördük, hem anketlere yansıdı, hem de hükümet de bunu fark etti, yeni bir adım atması gerektiğine inanıyorum.”
Neçirvan Barzani’nin ziyaretinin ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret etmesinin ikinci adım olabileceğini ifade eden Kaya, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerin de olumsuz yönde seyrettiğini belirtti.
Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasında 12-13 milyarlara varan ticaret hacminin 7 milyarlara düştüğünü bildiren Kaya, Erbil ile Diyarbakır ve Antep arasındaki uçak seferleriyle çevre illerdeki hastanelerde Kürdistan Bölgesi’nden gelen çok sayıda kişinin tedavi olduğunu söyledi.
Ekonominin iç içe geçtiği bir dönemden iş insanlarının oradaki iş yerlerine gidemez hale geldiğini belirten Kaya, “Diyarbakır’da bir çok yatırımcının Erbil’de Süleymaniye’de şubesi var. Bunları ziyaret edemez hale gelmesi, aynı zamanda Irak’a yönelik ihracattaki kısıtlama ve vergiler Türkiye’deki fabrikaların kapanmasına neden oldu. Gerek beyaz et sektöründe, gerek yumurtacılık sektöründe… Türkiye’nin bu süreci bu şekilde yürütme olanağı yok” ifadelerini kulandı.
Türkiye’den Irak’a her türlü ürünün satıldığını, Irak’ta ise sadece petrol ithalatı yapıldığını belirten Kaya, Türkiye’nin ekonomik anlamda mevcut siyasi diyalogsuzluğu sürdürmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Coşkun: Operasyonlardan En Çok Kürdistan Bölgesi Etkileniyor
Bölge siyasetinin son dönemde daha da ısındığını söyleyen Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kurdistan24 yazarı Doç. Dr. Vahap Coşkun ise, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Irak’ın başkenti Bağdat’ta Irak Cumhurbaşkanı, Irak Başbakanı ve Kürdistan Bölgesi Başkanı ile görüştüğünü ifade etti.
Coşkun şunları söyledi:
“Bu görüşmelerde Macron’un iki önemli mesajı oldu. Erbil ile Bağdat arasındaki diyalog sürecine desteğini ifade etti. Diğeri de Kürdistan Bölgesi’nde siyasi ve ekonomik istikrarın devam etmesi için Fransa’nın her zaman Kürdistan Bölgesi’nin desteklediğini söyledi. Bu iki mesaj da önemli, Macron’un da önemi var. Macron Fransa’nın bölgedeki rolünü artırmak istiyor. Aynı şekilde Fransa ile Türkiye arasında Doğu Akdeniz ve Libya’da rekabet var.”
Neçirvan Barzani ile Macron arasındaki son görüşmelerin ayrıca önemli olduğunu ve Türkiye ziyaretinde bunun da konuşulduğunu düşündüğünü kaydeden Coşkun, Türkiye’nin uzun süredir Kürdistan Bölgesi’nde PKK’ye karşı operasyon yürüttüğünü ve bundan en çok Kürdistan Bölgesi’nin etkilendiğini ifade etti.
Kürdistan Bölgesi’ndeki büyük ekonomik potansiyelin son yıllarda ortaya çıkmamasının sorun olduğunu vurgulayan Coşkun, günde 1400-1500 aracın sınırdan geçtiğini ve ekonomik konuların da konuşulmasının beklendiğini dile getirdi.