PDK-Bakur, teslim edildikten sonra İran tarafından idam edilen Doğu Kürdistanlı siyasi mahkum Mistefa Selîmî ve Kürdistan Bölgesi’ndeki gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. “
PDK-Bakur tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Rojhılatlı Mustafa Selimi’nin uluslararası hukuk normları ve Kürdistan Bölgesi Yönetimi (YNK) hukuku çiğnenerek Süleymaniye Asayişi tarafından İran rejimine teslim edilmesi ve idamı ile başlayan, Kürdistan Bölgesi Yönetimi Hükümeti’nin ve Peşmerge Bakanlığı’nın Zinê Wertê’de Covid-19 önlemleri kapsamında aldığı karar ile yaşatılmak istenen gerginlik bizi ve yurtsever kamuoyunu kaygılandırıyor.”
Yapılan açıklamada, “Hem Mustafa Selimi olayında hem de Kürdistan hükümetinin Zinê Wertê’de Peşmerge Birliği’ni görevlendirilmesine karşı bazı kesimlerce çıkartılan kriz, Kürdistan Hükümeti’ne ve Hükümet içinde en büyük koalisyon ortağı olan PDK’ye yönelik yapılan mesnetsiz itham ve kara propagandanın kaynağı ve arkasında duran güç İran rejimidir” denildi.
Söz konusu açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu gerilimi yaratanlar, demokratik seçimler ile oluşturulan Kürdistan Parlamentosu’nu, parlamentonun içinden çıkan koalisyon Hükümetini, Başbakanı ve yine parlamentonun seçtiği Başkan’ın bir bütün olarak Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin meşruiyetine gölge düşürmek istemektedir. Bölgede ve uluslararası siyasette ağırlığı olan KBY’ye ve en önemlisi onun egemenlik haklarına bu yapay kriz ile darbe vurulmak istenmektedir.”
“Her tavır ulusal birliğe yönelik olacaktır”
Öte yandan, açıklamada Kürdistan Referandumu’na atıfta bulunan PDK-Bakur, şu ifadelere yer verdi:
“Bağımsızlık Referandumu dönemini Kürdistan halkı unutmamalıdır. Kürdistan Bölgesi Yönetimi ve meşru organları halkımızın birliğinin ifadesidir. Meşruiyetini ve gücünü demokrasi, ulusal uzlaşma ve birlikten almaktadır. Ona karşı geliştirilen her tavır ulusal birliğe yönelik olacaktır. Olumsuz sonuçları tüm Kürdistan’ı, Kuzey’deki çalışmalarımızı da olumsuz yönde etkileyecektir.”
Ayrıca, açıklamada şu çağrıda bulunuldu:
“Parti ve örgütleri sorumlu davranmaya Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin bir bütün olarak meşruiyetine ve egemenlik haklarına saygılı olmaya çağırıyoruz.
Kürdistan yönetimine bağlı bölgelerde çift başlı yönetimi kesinlikle kabul etmiyoruz.
YNK Kürdistan hükümetinin ortağı olduğunu unutmamalıdır. Hükümetin alacağı kararlara ve kanunlara bağlı hareket etmelidir.
PKK, meşru olan Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin kararlarına saygılı olmalıdır.
Her nerede olursa olsun parti ve örgütleri (Başur, Rojava, Rojhılat, Bakur ve diasporada) Kürt halkının kazanımlarını sahiplenmeye ve Kürdistan halkımızın ortak değerlerinde buluşmaya davet ediyoruz.
Kürdistan’da veya dışarıda faaliyet gösteren siyasi parti temsilcilerini, basın yayın organlarını ve basın emekçilerini, kullandıkları dilde yapıcı ve hassas olmaya davet ediyoruz.
“Halkımızı sosyal medyaya çöreklenmiş trollerin yıkıcı dezenformasyonlarına itibar etmemelerini, ulusal birliğe karşı seferberlik ilan eden bu trolleri görmezlikten gelmeye ve boykot etmeye çağırıyoruz.
Gün ulusal dayanışma ve birlik günüdür.”
Selimi’nin idam edilişi
Rojhılat’ın Seqiz kentindeki cezaevinden kaçan ve daha sonra yakalanan Kürt siyasi mahkum Mistefa Selîmî, İran tarafından 11 Nisan’da idam edilmişti.
1967 yılında Seqiz’de dünyaya gelen Mistefa Selîmî, 6 Nisan 2003’te “Allah’a düşmanlık” ve Kürt partilere üyelik suçlamalarıyla tutuklanmıştı.
Selimi, 17 yıl Sine ve Seqiz cezaevlerinde tutuklu bulunuyordu.