Erbil'de yaşayan 'Son Kürdistan prensesi' Sînemxan Bedirxan, Newroz bayramını kutladı. 21 Mart 1938'de doğan Bedirxan, kendi deyimiyle "iki bayramı aynı anda kutluyor".
'Kürtler artık birleşmek zorunda' diyen Bedirxan, annesi Rewşan Bedirxan'ın katıldığı bir konferans sırasında 'Kürtlerin birliğini bana verin, size özgür bir Kürdistan'ı vereyim' sözünü hatırlatarak, “Bu Newroz, Kürtlerin birleştiği bir Newroz olsun” diyor.
Bedirxan, yine annesi Rewşan’ın “Dinya guleke, bêhnke bide hevala xwe” (Dünya bir güldür, kokla ve arkadaşına ver) sözünü anarak, Newroz’un "güzel ve sevgi dolu" olmasını diliyor.
Irak Kürdistan Bölgesi'nin başkenti Erbil'de yaşayan Sinemxan Bedirxan, Celadet Ali Bedirxan’ın kızı, Dr. Kamuran Ali Bedirxan’ın yeğeni. Sinemxan Bedirxan, Botan Beyi Bedirxan adına ‘Kürdistan Prensi, Bedirxan’ yazılı para basan ailenin de son mensubu. Sinemxan Bedirxan, Kürtler arasında bu nedenle ‘Son Kürdistan Prensesi’ olarak anılıyor.
Bedirxan, babası Celadet Ali Bedirxan ve amcası Kamuran Bedirxan’ın İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanması ve idam cezasına çarptırılması nedeniyle Şam’da yaşadı. Bu şehirde 21 Mart 1938'de doğan Sinemxan Bedirxan, bir pamuk tarlasında çalıştığı sırada kuyuya düşerek vefat eden babasını sadece 13 yıl görebildi.
100 BİN BELGELİK ARŞİV
Sinemxan Bedirxan 19 yaşına geldiğinde ülkesinde Mustafa Barzani, Dr. Kasımlo, Celal Talabani, Mesut Barzani gibi Kürtlerin özgürlük mücadelesinin parçası oldu. Bu Newroz’da 84 yaşına giren Bedirxan, evinde 100 binden fazla belgeden oluşan devasa bir arşivi de koruyor.
1960-74 yılları arasında Kerkük’te yaşayan Bedirxan, burada Kürdistan Kadınlar Derneği Başkanlığı yaptı. Kürdistan Bölgesi Başkanı Nêçîrvan Barzanî'nîn davetiyle 2006'dan itibaren de Erbil'de yaşıyor.
Kürdistan İş Kadınları Onursal Üyesi, Kürt PEN'i Onursal Başkanı olan Bedirxan Kürtçe, Türkçe, İngilizce, Fransızca ve Arapça biliyor. Aynı zamanda Bağdat'ta yaşadığı 1980-1995 yılları arasında Birleşmiş Milletler'e bağlı bir okulda Fransızca, Arapça ve İngilizce dersleri vermiş bir öğretmen.
‘BABAM SAHİPSİZ ÖLDÜ’
Sinemxan Bedirxan, 84 yıllık ömrüne çok şey sığdırmış. Bunun içinde halkının özgürlük mücadelesine ve Halepçe gibi katliamlara da var. Geçmişi anarken, en çok babasının vefat ettiği koşulların kendisini üzdüğünü söylüyor ve ekliyor:
“Beni en çok üzen babamın yoksulluk yüzünden ölmesidir. Geçimini sağlamak için Şam yakınında bir pamuk tarlasında çalışıyordu. Tarlada çukura düştü ve yaralandı. Hastaneye gidene kadar yolda vefat etti. Sahipsiz öldü. Kürtçeyi Latinize eden, Kürtler için mücadele eden, yıllarını Kürtçeye veren babam sahipsiz kaldı ve sahipsiz öldü. Bu yüzden beni en çok üzen babamın durumudur. Ekonomik yoksunluk çekmesi bu yüzden ölmesi beni çok üzdü... 13 yaşındaydım, bizim için çok kötü, canımızı çok yakan bir olaydı. Herkes gitti bir ben kaldım.”
‘ARTIK BİRLEŞMENİN ZAMANIDIR’
Irak'ın eski devlet başkanı Saddam Hüseyin'in Kürtlere yönelik başlattığı katliamlar sırasında Bağdat'ta yaşayan Sinemxa, “O günü hiç unutmuyorum. Kalbimiz acıdı. Çok üzülmüştüm. Çok kötü bir dönemdi. Halepçe çok güzel bir yerdi. Rahmetli Annem Rewşan, ‘Kürtlerin birliğini bana verin, size özgür bir Kürdistan'ı vereyim' diyordu. Bu her şeyden daha önemli. Cegerxwîn ise ‘Bir olmazsak, bir bir yok oluruz' diyordu. Artık zamanıdır. Yeter artık yeter. Şimdi Kürdistan'ın başkentinde yaşıyorum. Kendi dilimi konuşuyorum. Her yerde dilimizi konuşmalıyız. Kürtçe yok olmasın. Kürtler asimile olmasın” dedi.
‘DİLİMİ KONUŞUYORUM ÇOK MUTLUYUM’
Sinemxan Bedirxan, 21 Mart 84'üncü yaş gününe Newroz'u kutlayarak giriyor. “İki bayram yaşıyorum” diyen Bedirxan, Pervin Chakar'ın Newroz için seslendirdiği Kürt şair Pîremêrd'in 'Newroz' şiiriyle söze başlıyor: “Bizim bir arşivimiz var. Bu arşivde herkesi görebiliyoruz. Bu yüzden bizim için çok kıymetlidir. Kürt tarihi için çok önemli belgeler var. Bağdat'ta yaşıyordum. Bir gün Nêçîrvan Barzanî yanımıza geldi. ‘Böyle olmaz. Kürdistan'da yaşamalısınız. Nerede yaşamak isterseniz size bir yer ayarlayalım’ dedi. Ben de Erbil'de yaşamak istediğimi söyledim. 2006'dan beri Erbil'de yaşıyorum. Kendi ülkemde yaşıyorum, kendi dilimi konuşuyorum. Bu nedenle çok mutluyum.”
MÜLTECİLERLE İLGİLENİP, ANILARINI YAZIYOR
Mültecilerin kaldığı kampları sürekli ziyaret ettiğini belirten Bedirxan, çocuklar ve mültecilerle vakit geçirdiğini, onlara yardımcı olduğunu, elinden geldiği kadarıyla ihtiyaçlarını karşıladığını anlatıyor. Sinemxan Bedirxan, vaktinin büyük kısmını da anılarını yazmak için ayırıyor. Yakında tüm tanıklıklarını, Kürt liderleri, siyasetçileri ve biriktirdiği anıları bir kitapta toplayarak okuyucularla buluşturacağını belirtiyor.