Dün Irak Federal Mahkemesi tarafından PDK’nin cumhurbaşkanı adayı Hoşyar Zebari’nin adaylığını reddedil. Bağdat’ta mahkemenin kararını açıklaması ardından bir açıklama yapan Zebari, kararın siyasi olduğunu ve daha önce bu davadan aklandığını kaydetti.
"Mesud Barzani olmasaydı Irak dönülmez bir yola girerdi"
Mahkeme kararına bir tepki de tanınmış Iraklı siyasetçi Misal Alusi’den geldi.
Alusi kararın açıklaması ardından Twitter’da yaptığı açıklamada mahkeme heyetini tarafsız olmamakla suçlayarak sert bir dille eleştirdi: “Bu karar Kürtleri bölmesine, ulusal güvenlik ve barışın zarar görmesine neden olacaktır.”
Alusi paylaşımının devamında “Eğer bu karar alındığında Mesud Barzani’nin hükümeti olmasaydı, ülke Iraklıların hiçbirinin arzu etmediği dönülmez bir yola girecekti” ifadelerini kullandı.
"Bu karar Farsça mürekkep ile yazıldı"
Iraklı siyasetçi ve Selahaddin Bölgesi Kuruluş Kongresi Genel Sekreteri Naceh Abbas Mizan da mahkeme kararına tepki gösterdi. Twitter hesabından bir açıklama yapan Mizan, Irak Federal Mahkemesi’nin bağımsızlık ilkesinden uzaklaştığı uyarısında bulunarak "Hoşyar Zebari’nin adaylığının reddedilmesi kararı Farsça bir mürekkeple yazılmıştır(!)” şeklinde tepki gösterdi.
Arap Sünni Siyade İttifakı Başkanı Mişan Ciburi ise Irak Federal Mahkemesi kararını eleştiren diğer bir siyasetçi oldu. Ciburi, mahkemenin bu kararı alacağını beklemediğini Hoşyar Zebari’nin Maliye Bakanlığı dönemindeki dosya üzerinden Kürdistan Demokrat Partisi’nin hedeflendiğini dile getirdi.
"Irak'ta yargı bağımsız değil"
Uluslararası hukukçu Omer Tofik ise Irak Federal Mahkemesi’nin kararına ilişkin Facebook hesabından yaptığı açıklamada sert bir dille eleştirdi.
Tofik, Irak’ta demokrasi olmadığını yargının ise bağımsız olmadığını belirterek, “Hoşyar Zebari’nin adaylığının reddedilmesine sevinen bir kesim var. Bu kesimler sadece particiliklerinden ve siyasi kinlerinden dolayı seviniyorlar. Hoşyar Zebari’nin bir kötülüğüne şahit olmadık. Sadece onun aday olmasını istemiyorlar o kadar. Eminin Zebari’nin en büyük suçu aday olmak, karar alanların neden bu kararı aldığını bilmediğini düşünüyorum” dedi.
Tanınmış hukukçu ikinci bir kesimin de Zebari’nin adaylığının reddedilmesinden dolayı üzgün olduğunu ancak bu kesimlerin de sadece particiliklerinden kaynaklı bu üzüntüyü yaşadığını çünkü buna alıştıklarını belirtiyor.
Omer Tofik sözlerini şöyle sürdürüyor: “Üçüncü bir kesim büyük çoğunluk birinci ve ikinci gruptan farklı olarak şunu iyi biliyoruz ki; Irak’ta demokrasi, adalet ve mahkemeler bağımsız değil. Kararlar dışardan alınıyor partilerin ağırlığı ve gücüne göre uygulanıyor!”
"Berhem Salih hakkındaki dosyalar neden işleme konulmadı?"
Öte yandan Arap Aşiretleri Meclisi Genel Sekreteri Şeyh Sair El Beyati ise yaptığı açıklamada siyasi bir kesimin mahkemeyi ele geçirdiğini belirterek, "Eğer Irak'taki mahkemeler adil olsaydılar mantık ve yasalar çerçevesinde karar alırlardı" ifadelerini kullandı.
Şeyh Sair El Beyati, Irak'ta 18 bin yolsuzluk dosyası olduğunu çok büyük suçlar işlendiğini ancak mahkemenin bu dosyaların hiçbiri hakkında inceleme başlatmadığına dikkat çekti: "Irak anayasası lastik gibi oraya buraya çekiliyor, mahkeme ve iktidar işine gelen yasaları uyguluyor" dedi.
Hoşyar Zebari hakkında alınan yararın yüzde yüz siyasi olduğunu belirten Şeyh Sair El Beyati, "Çünkü Zebari hakkında açılan davalardan aklanmıştı. Eğer Irak federal mahkemesi adil olsaydı Zebari'den önce behem Salih'i görevden alırdı. Çünü Berhem Salih hakkında rüşvet aldığına dair belgeler var. Elektirik bakanı'nın da Salih'e ilişkin bazı suçlamaları vardı. Bu belgeler sosyal medyada da yayınlandı. Neden mahkeme Berhem Salih hakkındaki dosyayı işleme koymadı?" şeklinde tepki gösterdi.