Hükümetin çözümü bu!
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin 15.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin 15. yıl dönümü nedeniyle yapılan eylemlere polis çok şiddetli biçimde saldırdı. Kürtler için en önemli siyasi figür olan Devletin, Öcalan için yapılan eylemlere, tam da çözüm sürecine ilişkin tartışmaların, görüşme trafiğinin yoğunlaştığı, Hükümetin çözüm için somut adım atmamakla eleştirildiği bir süreçte bu denli şiddetle saldırmasının anlamı ne? 15 Şubat’ta ortaya çıkan tabloyu İmralı’daki görüşmelere katılan ve çözüm sürecinin önemli simalarından biri olan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’e sorduk. Siyasetçilerin ortak görüşü, 15 Şubat’taki polis saldırılarının, Hükümetin sorunun en önemli muhatabı olan Öcalan’a, Kürtlere ve çözüm sürecine sorunlu yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdiği.
2013 Newrozu’nda Öcalan’ın yaptığı tarihi çağrının ardından, PKK’nin silahlı güçleri sınır dışına çekmesi, Hükümetin somut adım atmamakta ısrarı, nihayetinde PKK’nin sınır dışına çekilmeyi durdurarak, Hükümete yönelik sert açıklamalar yapmasıyla devam eden süreçte gelinen nokta kaygı yaratıyor. Kürtlerin kendileri için en hassas meselelerden biri olan Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep ettiği koşullarda, Öcalan için yapılan eyleme dahi saldırılması ise hem kaygıyı hem de gerilimi yükseltiyor.
AKP’NİN KÜRTLERE YAKLAŞIMININ SONUCU
Gazetemize konuşan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, uluslararası komplo olarak nitelediği Öcalan’ın yakalanmasından bu yana 15 Şubat eylemlerinin en kitlesel boyuta ulaştığı yılın 2014 olduğunu belirterek, “Bu yılki eylemlere katılım ve ortaya konan talepler hem Kürt halkı açısından Öcalan’ın öneminin geldiği boyuta hem de uluslararası komplonun yenildiğine işaret ediyor. Devleti kaygılandıran da budur” dedi. Hükümetin bu gösterilere yönelik saldırısının, hem çözüme, hem Öcalan’a hem de Kürt halkına ve onun değerlerine yaklaşımının bir sonucu olduğunu ifade eden Buldan, “Bu saldırıların amacı süreci boşa çıkartmak, Öcalan’ın yaklaşımını reddetmektir” dedi. Abdullah Öcalan’ın 2013 Newroz’unda açıkladığı ve çözüm sürecini başlatan manifestonun gerek Türkiye de gerekse de tüm Ortadoğu’da büyük bir yankı uyandırdığını söyleyen Buldan, “Hükümet Öcalan’ın bu denli sahiplenilen projesini boşa çıkarmak için saldırganlaşıyor. Hükümet bu tutumuyla 15 yıl önce uygulamaya sokulan komployu desteklediğini ilan etmiş oluyor” şeklinde konuştu. Hükümetin bu tutumdan vazgeçmesi ve Kürtlerin Öcalan’a ilişkin taleplerini karşılaması gerektiğini söyleyen Buldan, hükümetin 15 Şubat’ta bir kez daha açığa çıkan tutumunun çözüm sürecini sıkıntıya soktuğunun altını çizdi.
BU HÜKÜMETTEN BİR ŞEY BEKLENMEMELİ
Hükümetin başından beri durduğu çizgide ısrar ettiğinin 15 Şubat eylemlerinde ortaya çıkan tabloyla bir kez daha görünür olduğunu dile getiren HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel ise “Hükümetin çizgisi, halkı oyalamak, beklentiye sokmak ve Kürt hareketinin dinamik güçlerini estkisiz hale getirmek” dedi. Çözüm sürecinin yasal bir zemine oturmasına ilişkin talepleri karşılamayarak, ‘seçimden sonra’ beklentisi yaratmayı sürdüren Hükümetin “Bu işi ben çözerim ama istediğim gibi çözerim dediğini söyleyen Tüzel, “Demokratik hakkını kullanarak Kürtler için en önemli figür olan Öcalan’ın özgürlüğünü isteyen halka uygulanan polis şiddeti Hükümetin soruna bakışının özüdür” dedi. Tüzel 15 Şubat eylemlerine yönelik saldırının hükümetin Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda bir niyeti olmadığını bir kez daha gösterdiği gibi halkların da bu hükümetten bir beklenti içinde olmayarak kendi mücadelesini ve dayanışmasını güçlendirmesi gerektiğini de gösterdiğini söyledi.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 1937 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:08:02:16