Batı Kürdistan ve Doğu Suriye, "güvenli bölge" ve Türkiye'nin sınıra yaptığı yığınakla gündemdeki yerini koruyor. Hafta başında ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey başkanlığındaki heyet Ankara'da temaslarda bulunurken, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie de Hesekê’de Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile bir araya gelmişti. Türkiye'nin amaçlarına ulaşabilmek için masada askeri seçeneği dayattığı öğrenilirken, ABD'yle yapılan görüşmelerden sonuç alamadığı belirtildi.
Kobanê, Girê Spî ve Serêkaniyê sınırlarına yaptığı sevkiyatlarla gözdağı veren Türkiye'nin, kurulması planlanan "güvenli bölge"de daha fazla rol alarak bölgenin kontrolünde olmasını dayattığı öğrenildi. Türkiye’nin bu dayatmasının görüşmelerde tıkanıklığa yol açtığı, DSG'nin ise, müzakere yoluyla sorunu çözmek istediği kaydedildi.
Güvenli Bölge Tartışmaları Sonuçsuz
Uzun süredir yürütülen "güvenli bölge" tartışmalarının henüz bir sonuca kavuşturulamadığı belirtildi. Türkiye-Suriye sınırında yaklaşık 460 kilometrelik uzunlukta kurulması planlanan bölgenin merak edilen birçok yönü var. Derinliği 5 kilometre olarak belirlenen bölgede kimin nasıl konumlanacağı tartışma konusu olurken, bu konu taraflar arasında anlaşmazlık sağlayan durumların başında geliyor. Kuzey ve Doğu Suriye güçlerinin, 5 kilometrelik alanda YPG ve DSG güçlerini çekmeyi, bölgenin yerel askeri meclislere devredilmesini ve öne sürülen şartların kabul edilmesi karşılığında Türkiye’nin de bölgede devriye atmasına sıcak baktığı ifade ediliyor.
Bölgede Kim, Nasıl Yer Almak İstiyor?
5 kilometrelik alan Türkiye-Suriye sınırının sıfır noktasında bulunan birçok kenti de kapsıyor. Kobanê, Girê Spî, Serêkaniyê, Dirbesiyê, Amudê ve Qamişlo kentlerinin girdiği alanda, ABD’nin arabuluculuğuyla DSG güçlerinin gündeme getirdiği önerinin kabul edilmesi halinde kent merkezleri ve çevrelerinin dışında uygulanacağı belirtiliyor. Söz konusu öneri kapsamında oluşturulacak "güvenli bölge"nin sadece kırsal alanlarla sınırlı kalacağı öngörülüyor. Bu şartlar altında anlaşmanın yapılması halinde ise, belirlenen 5 kilometrelik alanda Uluslararası Koalisyon güçlerinin gözlem noktaları kuracağı ve bu alanda devriyelerin yapılacağı belirtiliyor. Yine tarafların birbirinin şartlarını kabul etmesi halinde kurulacak olan gözlem noktalarında Türkiye’den de temsilcilerin bulunabileceği tartışılıyor.
Türkiye'nin Talebi Ne?
Ancak Türkiye’nin ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey başkanlığındaki ABD heyetiyle yaptığı görüşmede, buna sıcak bakmadığı kaydediliyor. Bunun yerine kendi isteklerini ABD heyetine ileten Türkiye’nin kurulacak bölgenin kendi denetiminde olmasını istediği belirtilirken, kurulacak olan gözlem noktalarının da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin(TSK) güdümünde olmasını talep ettiği belirtiliyor. Bu talebin uluslararası ve bölgesel güçler tarafından da olumlu karşılanmadığı belirtilirken, öte taraftan Türkiye'nin daha önce pazarlığı 30 kilometre derinliğinde yürüttüğü kaydediliyor.
Türkiye'nin Tavrı Tıkanıklığa Yol Açıyor
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve beraberindekiler siyasi bir heyet olarak Türkiye’yi ziyaret ederken, aynı gün yine ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie ise DSG Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile görüştü. Kuzey ve Doğu Suriye güçleriyle de askeri olarak görüşen ABD’nin bu yaklaşımı, dikkat çeken diğer bir ayrıntı oldu. Yapılan görüşmelerde Türkiye’nin talep ettiklerine DSG güçleri olumlu bakmazken, Türkiye’nin tavrının görüşmelerde tıkanıklığa yola açtığı belirtiliyor. Kurulması planlanan bölge hakkında görüşmelerin devam edeceği belirtilirken, her iki tarafa da heyetlerin tekrar ziyaretler gerçekleştireceği vurgulanıyor.
Koalisyon: 'Denetim Bizde Olsun'
Mezopotamya Ajansı'ndan Nazım Daştan'ın haberine göre, Uluslararası Koalisyon'da yer alan ABD, İngiltere ve Fransa gibi güçler ise, kurulması planlanan bölgenin koalisyon güçlerinin denetiminde bulunmasına sıcak bakıyor. ABD'nin görüşmelerde taraflar arasında bu doğrultuda uzlaşma sağlamaya çalıştığı kaydediliyor.
