İtiraflara göre Sanayi Hapishanesi’ne yapılan kanlı saldırı sırasında IŞİD’ın önde gelen liderleri de öldürüldü. Saldırı planının sınırlı sayıdaki IŞİD’lı üst düzey ismin serbest kalmasını amaçladığı ortaya çıkarken daha sonra serbest kalan mahkumların yardımıyla Haseke kenti kontrol altına alınarak IŞİD’ın yeni kalesi olarak ilan edilmesinin, ardından Haseke’nin çevresindeki bölgeler ve Haseke kırsalındaki el-Hol Mülteci Kampı’nın yanı sıra doğuda Irak sınırına kadar uzanan tüm bölgeleri kontrol etmek için saldırılar başlatılmasının hedeflendiği anlaşıldı.
DSG Medya Merkezi, Hawar Haber Ajansı (ANHA) aracılığıyla, 1994 doğumlu olan Haseke’nin el-Hol ilçesine kayıtlı Abdullah İsmail Ahmed adlı bir kişinin video kaydını yayınladı. Kayıtta bazı itiraflarda bulunan Ahmed, örgüte 2014 yılında katıldığını, önce bir savaşçı olarak faaliyet gösterdiğini, ardından idari yetkili olduğunu ve Deyrizor'un doğu kırsalında terör eylemleri gerçekleştirmekle görevlendirilen Battar Tugayı'nın komutanlığına terfi ettiğini söyledi. Ahmed, itiraflarında Baguz köyünde Mart 2019'daki çatışmalarda örgütün askeri ve coğrafi kontrolü sona erdikten sonra Haseke ve kırsal bölgesindeki askeri operasyonları yönetme görevinin kendisine verildiğini belirtti.
Ahmed, konuşmasının başında, IŞİD’ın uyuyan hücrelerinin geçtiğimiz ocak ayı sonlarında Haseke’deki Sanayi Hapishanesi’ne yaptıkları saldırının çok gizli olduğunu ve talimatın kendisine ‘Vilayet’ul-Hayr’ valisi dediği Abdulaziz künyeli bir IŞİD liderinden geldiğini söyledi. IŞİD, Haseke’yi ‘Vilayet’ul-Hayr’ olarak isimlendiriyor. Bu ifadeyle Rojava'nın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Suriyeli silahlı muhalif grupların kontrolü altındaki Barış Pınarı Harekatı bölgesindeki Serekaniye ve Gire Spi arasındaki alanı kastediyor.
Sanayi Hapishanesi’ne saldırı planının üç aşamalı olduğunu söyleyen Ahmed, bu aşamalardan ilkinin, daha önce örgüt saflarında yer alan ve hapishanede aynı koğuşta tutulan IŞİD’ın üst düzey isimlerinin serbest kalmasının sağlanması, ikinci aşamanın, hapishanedeki sayıları 5 bin olduğu düşünülen DEAŞ üyeleri silahlandırılarak onların yardımıyla hapishanenin kontrolünün ele alınması ve üçüncü olarak hapishane çevresi ve el-Hol Mülteci Kampı’nın yanı sıra Suriye'nin doğusundaki Irak sınırına kadar olan doğu bölgelerinin kontrolün ele geçirilmesi, ardından da örgütün yeniden doğuşunun ilan edilmesi olduğunu aktardı. Ahmed’in itiraflarına göre böylece örgüt yeniden korku ve terör yaymayı, IŞİD’la Mücadele Uluslararası Koalisyon güçlerinin ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (DSG) dikkatini dağıtmak için terör saldırıları başlatmayı planlıyordu. Ancak DSG’nin hapishane çevresindeki kontrolü sıkılaştırması ve DMUK güçlerinin ve savaş uçaklarının büyük desteği, planı başarısızlığa uğrattı.
Ahmed, ABD merkezli The New York Times (NYT) gazetesinin 20 Ocak'ta başlayan saldırının ardından Sanayi Hapishanesi’nden 200 IŞİD’lının firar ettikleri haberiyle ilgili olarak ise ‘Vilayet’ul-Hayr Valisi’ dediği Abdulaziz’in saldırının ikinci gününde kendisini aradığını ve hapishaneden kaçmayı başaran, ancak Guveyran Mahallesi’nde bir yerde sıkışıp kalan IŞİD’lıları kurtarmak için silahlı bir gruba liderlik etmesini istediğini söyledi.
Ahmed itiraflarını şöyle sürdürdü:
“Bana onlarla nasıl iletişim kuracağımı söyledi ve sonra onlarla iletişim kurmaya çalıştık. Ancak DSG’nin yoğun güvenlik önlemleri ve mahalle üzerindeki kontrolünün sıkılaşması, görevi engelledi. Şiddetli çatışmaların ardından grup DSG tarafından kuşatıldı ve hepsinin öldürüldükleri bilgisi bize ulaştı.”
Ahmed, Abdulaziz’in örgütün Haseke, Deyrizor ve Badiye (Çöl) bölgesindeki tüm uyuyan hücrelerin ve kendisine bağlı aktif grupların üyelerini seferber etmek ve Sanayi Hapishanesi’ne yönelik saldırıya destek sağlamak istediğini de sözlerine ekledi. Yaklaşık bir hafta süren çatışmalar sırasında çok sayıda IŞİD üyesi ve DSG savaşçısı öldü.
