ABD ile Türkiye, 5-7 Ağustos tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirilen bir dizi görüşme sonucunda güvenli bölge kurulması konusunda anlaşmaya varırken, anlaşmanın üzerinden iki gün geçmeden, Ankara'dan ABD'ye, "güvenli bölge mutabakatı hayata geçirilsin" telefonu açıldı.
Güvenli bölge konusunda Türkiye ve ABD arasında yapılan anlaşmaya göre, Türkiye'nin güvenlik kaygıları dikkate alınacak, iki ülke yetkililerinin yer aldığı bir ortak harekat merkezi kurulacak ve Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesini sağlayacak bir barış koridoru inşa edilecek.
Buna karşın, mutabakatın kamuoyu ile paylaşılan duyurusundan, Ankara'nın talep ettiği 30 km uzunluğunda ve Türkiye'nin kontrolünde bir güvenli bölge kurulmasına ABD'nin onay vermediği anlaşılırken, Ankara, ABD'ye baskı politikasını sürdürüyor.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile telefonda görüşerek, söz konusu mutabakatın en kısa sürede gerçekleşmesine yönelik Ankara'nın talebini yineledi.
Kalın, muhatabına, 'Suriye'nin kuzeyinde kurulacak güvenli bölgeye dair mutabakatın en kısa sürede hayata geçirilmesi gerektiğini' söyledi.
Ahval yazarı Ergun Babahan da, Ankara'nın tasavvur ettiği güvenli bölgeye ABD'den onay çıkmadığını belirtmişti.
Konuşa Konuşa'da Gülten Sarı'nın konuğu, gazeteci ve analist Mutlu Çiviroğlu da, Türkiye ile ABD arasında varılan 'güvenli bölge' anlaşmasını değerlendirmiş ve 'müşterek harekat merkezi' kurulmasının, ABD'nin, Rojava'yı Türkiye'ye terk etmek istemediğini ortaya koyduğunu söylemişti.