Fırat Araştırma Merkezi’nin düzenlediği “Kürt Birliği: Güçlendirme Yolları ve Geleceğe Yönelik Perspektifler Çalıştayı”nda konuşan ENKS Başkanı İsmail, “Eğer Suriye’de Kürt sorunu çözülmezse huzur sağlanamaz. Eğer Suriye’de istikrar olmazsa Suriye’nin çevresindeki bölgelerde de istikrar olamaz” dedi.
Fırat Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Kürt Birliği: Güçlendirme Yolları ve Geleceğe Yönelik Perspektifler” başlıklı çalıştay, Rojava Özerk Yönetimi’nin (Kuzey ve Doğu Suriye) Qamışlo kentindeki Azadi Parkı’nda gerçekleşti.
Çalıştaya katılanlar, Kürt birliğinin önemi ve Suriye’de Kürtlerin rolü konularını tartıştı.
Geniş katılımlı çalıştayda Kürt aydınları, yazarlar, araştırmacılar, edebiyatçılar, gazeteciler ve sanatçıların yanı sıra Rojava’daki tüm siyasi parti temsilcileri, Özerk Yönetimi ile Cezire Kantonu temsilcileri, Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) ve Demokratik Suriye Meclisi (MSD) temsilciler ve üyeleri de hazır bulundu.
“Kürt birliğinin güçlendirilmesinin önemi”
Göz Sosyal Araştırma Merkezi yöneticisi Silêman Ilyas tarafından yönetilen “Kürt Birliği: Güçlendirme Yolları ve Geleceğe Yönelik Perspektifler” başlıklı çalıştayın birinci oturumunda; yazar ve Suriye Kürt İlerici Demokrasi Partisi Siyasi Ofisi üyesi Faris Osman, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Mihemed İsmail ve Fırat Araştırmalar Merkezi araştırmacısı Çinar Salih konuşmalar yaptı.
Kürtlerin Suriye’deki tarihinden bahseden Faris Osman, çok sayıda önemli tarihçinin Kürtleri Suriye’nin sahibi olarak tanımladığını hatırlattı.
Kürtler ilk kez 1932’de haklarını elde etmek için Fransız hükümetine resmi bir belge sunduğunu, Fransa’nın Suriye’den çekilmesinden sonra Kürtlerin Suriye’de çalışmalarının boşa çıktığını kaydeden Osman, Baas rejiminin yönetime gelmesinden sonra Kürtlere şovenist bir yaklaşım sergilendiğini ve dışlandığını söylendi.
“Sorun çözülmezse huzur sağlanmaz”
Mihemed İsmail de yerel ve bölgesel düzeydeki mevcut siyasi duruma değinerek, Şam iktidarının ülke bileşenlerine yakın olması gerektiğini, Arap ülkelerinin Şam iktidarından endişeli olmasına rağmen iyi ilişkiler geliştirdiğini söyledi.
ABD’nin Suriye’de önemli bir rol oynadığı, Rusya’nın ise tutumunun hala belli olmamasına rağmen önemli bir yer tuttuğunu belirten İsmail, “Şam iktidarı merkezi yöntemleriyle kurumları inşa etmek isterken, Suriye halkı da tüm bileşenleriyle ihtiyaçlarını kurumlardan karşılamak ve kurumların bileşenleri göz ardı etmeden kurulmasını istiyor. Eğer Suriye’de Kürt sorunu çözülmezse huzur sağlanamaz. Eğer Suriye’de istikrar olmazsa Suriye’nin çevresindeki bölgelerde de istikrar olamaz” dedi.
Kürt birliğini ve Suriye’deki Kürt meselesinin geleceği üzerindeki etkisini değerlendiren Çinar Salih ise bu konunun halk nezdinde önemli bir yer tuttuğunu ve birlik kelimesinin sanki bir yerde sorun varmış gibi kullanıldığını söyledi.
“Kürt birlik konferansı belgesinin ulusal yönü”
Çalıştayın “Kürt Birlik Konferansı Belgelerinin Ulusal Yönü” başlıklı ikinci oturumunda Fırat Araştırma Merkezi araştırmacılarından Fadil Mihemed, Şemis Örgütü Yürütme Kurulu üyesi Nura Xelîl ve Nûdem Basın Kurumu yöneticilerinden Mesûd Hamid tarafından yönetildi.
Fadil Mihemed, konferans belgesindeki eksikliklere dikkat çekerek “Suriye devleti” tanımı ve yönetim yöntemi tanımlarının eksik olduğunu söyledi.
Nûra Xelîl de Kürt sivil toplumunda gençlerin, kadınların ve sivil aktivitenin önemine değindi. Kürt gençlerinin önemli bir rol oynadığını dile getiren Nûra, sivil toplumun rolünün güçlendirilmesi için önünün açılması gerektiğini ifade etti.
“Özerk Yönetim en doğru ademi merkezi sistem”
“Suriye’de Kürtlerin rolü ve anayasal seçenekler” başlıklı üçüncü oturumu ise MSD Genel İlişkiler Ofisi’nden Hesen Mihemed Elî, Rojava Özerk Yönetimi Ekonomi Konseyi Eşbaşkanı Mihemed Şewqî Mihemed, Avukat Musa Musa ve Rojava Özerk Yönetimi Diplomatik İlişkiler Meclisi Eşbaşkanı Nûrşan Hisên tarafından yönetildi.
Konferans belgesinde Suriye’ye ilişkin 16, Kürtlere ilişkin 11 madde bulunduğunu hatırlatan Hesen Mihemed Elî, Kürt Birlik Konferansı belgesinde tüm Suriye bileşenlerinin haklarına vurgu yapıldığına dikkat çekti. Konferansın, Şam’daki “ulusal kongre” rolünü üstlendiğini de sözlerine ekledi.
Mihemed Şewqî Mihemed de Suriye için merkezi ve ademi merkezi sistemleri değerlendirdi.
Baas rejimi döneminde işletilen merkezi sistem nedeniyle Kürt halkının büyük zorluklar yaşadığını kaydeden Mihemed, seçimler olmasına rağmen halkın seçimlerde kendi tercihlerini gerçekleştiremediğini kaydetti. Merkezi sistemin ekonomiyi de kendi siyasetinin aracı haline getirdiğini hatırlatan Mihemed, Özerk Yönetim’in en doğru ademi merkezi sistem olduğunu söyledi.
Avukat Musa Musa, Kürtlerin ve Suriye bileşenlerinin anayasal güvencesine ilişkin yaptığı konuşmada Suriye’de birçok kararın çıktığını ancak bu kararların anayasal olmadığını ifade etti. Anayasa için meclis ve anayasa mahkemesi kurulmasının önemli olduğunu belirten Musa, parlamenter sistemin bu konuda uygun olduğunu savundu.