26 Nisan'da Rojava'nın Qamışlo kentinde düzenlenen "Kürt Birliği" konferansının siyasi belgesinde, Kürt ulusal varlığının anayasal olarak tanınması, haklarının anayasal olarak garanti altına alınması, Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çerçevesinde bütünleşik siyasi ve idari bir birim olarak birleştirilmesi çağrısı yapıldı.
ABD ve Fransa sponsorluğunda düzenlenen konferansa katılanlar, Suriye Belgesi aracılığıyla Suriye devletinin yönetim biçimi, ekonomik adaletin sağlanması gibi taleplerin yanı sıra Kürtlerin diğer taleplerine de seslendi.
Ancak Suriye Cumhurbaşkanlığı, konferansın sonuçlarının Demokratik Suriye Güçleri (DSG) yönetimiyle varılan anlaşmaya aykırı olduğunu hemen duyurdu. Kürtlerin Suriye'den ayrılma çağrısı yapıp yapmadığı konusunda medyada ve sosyal medyada büyük bir tartışma yaşandı.
Rojava'daki konferans Türkleri kızdırdı. Türkiye’deki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli , "ABD ve Fransa'nın desteğiyle Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında düzenlenen konferansta, Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğüne aykırı kararlar alındı" dedi
"Ulusal talepler"
Suriye Kürt İlerici Demokrat Partisi Siyasi Büro Üyesi Midas Azizi, Suriye'de Kürt siyasi vizyonunun açıklanmasının ardından ortaya çıkan görüş ve pozisyonların "iftira"dan ibaret olduğunu düşünüyor.
North Press'e verdiği demeçte, Suriye cumhurbaşkanlığının Kürt siyasi vizyonuna ilişkin tutumunun "vizyonun içeriğine atıfta bulunulmadan çok sayıda uydurma içerdiğini, oysa vizyonun Suriye ulusal meselelerini Kürt sorununun çözümü, insan hakları, kadın hakları ve Suriye için gelecek vizyonu yoluyla ele aldığını" düşündüğünü belirtti.
Yetkili, ademi merkeziyetçilik konuşmasının tamamen Kürt bir talebi değil, genel bir Suriye talebi olduğunu açıkladı "," Kürt taleplerini şeytanlaştırma konusunda bir ısrar var "dedi.
Konferansa katılan Azizi, Kürtlerin Suriye'nin bir parçası olduğunu, taleplerinin de Suriye'nin talepleri olduğunu vurguladı. "Bu nedenle demokratik olduğunu iddia eden ulusal güçler, Suriye'nin geleceğini şekillendirmede rol aldıkları için bu talepleri savunmalılar" dedi.
"Konferansa eşlik eden yanıltıcı kampanyaların Kürt siyasi vizyonunun içeriğini tartışmak için değil, Kürt birliği fikrine duyulan hoşnutsuzluk ve memnuniyetsizliğin bir ifadesi olduğunu" düşünüyor.
İlerici Hareket lideri, Kürt birliğinin Kürt politikalarının şekillenmesinde ve Suriye'nin gelecekteki şeklinin belirlenmesinde temel teşkil ettiğine inanıyor.
"Kötü zamanlama"
Suriyeli araştırmacı ve siyasi analist Muhammed El-Ömeri ise, Kürt konferansından çıkan taleplerin "uygunsuz bir zamanda geldiğini ve Şam ile Demokratik Suriye Güçleri arasında varılan anlaşmayı tehdit edebileceğini" düşünüyor.
El-Ömeri, North Press'e yaptığı açıklamada, "Yeni Suriye yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri arasında, bu güçlerin Suriye ordusuna entegre edilmesi ve devletin ülkenin kuzeydoğu bölgeleri üzerinde yeniden egemenlik kurması konusunda devam eden mutabakatlar göz önüne alındığında, konferansın düzenlenmesi uygun değildi." dedi.
"Bu talepler ulusal diyalog ve anayasal tüzük çerçevesinde sunulmalı. Hiçbir Suriye grubu, kolektif bir mutabakat olmadığı sürece kendi vizyonunu diğer gruplara dayatamaz."
El-Ömeri, konferansta kabul edilen taleplerin siyasi amaçlı kullanılmasına karşı uyarıyor ve bunun, ulusal diyalog çerçevesi dışında ek haklar talep eden diğer gruplardan tepki gelmesine yol açabileceğini, siyasi çözüme ulaşma olasılığını zorlaştırabileceğini savunuyor.
"Konferansta tartışılan konuların genel olarak olumlu olduğunu, ancak ademi merkeziyetçilik ve federalizm gibi konuların tüm Suriyelilerin iradesine bırakılması gerektiğini düşünüyor. Aksi takdirde, tek taraflı bir siyasi vizyon dayatma girişimi olurdu."
Kürt konferansında ortaya atılan fikirlerin yeni olmadığını anlattı. “DSG bunları daha önce de dile getirmişti, ancak ret her zaman önceki siyasi rejimden ve Suriye toplumunun, Yerel Yönetimler Yasası kapsamında bölgelere daha geniş yetkiler verilmesi ve karar alma süreçlerinde bürokrasi ve aşırı merkezileşmenin önüne geçilmesi imkânının sağlanmasıyla, merkezi devletin korunmasını talep etmeye devam eden kesimlerinden geldi.”
El-Ömer, "Kürt güçleri konferanstan çıkan taleplerde ısrar ederse ciddi bir zorlukla karşı karşıya kalacağız. Bu sonuçlara uyulması, Şam ile DSG arasındaki mevcut anlaşmayı tehlikeye atabilir, potansiyel olarak bölgesel müdahaleye yol açabilir ve kuzeydoğu bölgesini Türkiye veya desteklediği gruplar tarafından yeni saldırılar olasılığı da dahil olmak üzere bir şiddet döngüsüne geri döndürebilir." diyor.
Yol haritası
Özerk yönetimin Körfez Temsilcisi Sihanouk Dibo ise Kürt konferansının amacının Kürt sorunu ve Suriye krizine ilişkin Kürt vizyonunu birleştirmek olduğunu söyledi.
Konferansa katılan Dibo, "Tüm sonuçlar Suriye'nin birliğini teyit ediyor ve bunun gerçekliğinden ayrılması veya bölünmesi mümkün değil. Aksine, Kürtler son konferanslarında Suriye krizini çözmek için etkili ve hayati bir yol haritası sundular." diye ekledi.
Kürtlerin bu konferans aracılığıyla "Suriye Cumhuriyeti'nin ilke ve değerleri temelinde birleşik bir Suriye kimliğinin oluşumunu teyit ettiklerini ve Suriye'ye aidiyet sorununu çeşitli bileşenleri arasında daha önce görülmemiş bir biçimde gündeme getirdiklerini" belirtiyor.
Kürt vizyonunda Suriye'ye aidiyet konusunda dile getirilenlerin bu belgede yer alan tüm iddia ve kuşkuları çürüttüğünü düşünmektedir. “Kürt taleplerine karşı çıkmaktan ziyade destek vermesi gerekiyordu ama gerçeklikten kopuk, bölünmüşlük gerçeğini sürdüren bir politika uygulayanların olduğunu görüyoruz. Özerk yönetim, istikrar, sürdürülebilirlik ve rolünün yeniden tesisi modeli sunarak bu bölünmüşlüğe son vermek istiyor” dedi.
