Reuters'a konuşan bir düzine kaynak, ABD, Türkiye, Suriye ve Kürt liderliğindeki Demokratik Suriye Güçleri'nden (DSG) diplomatik ve askeri müzakerecilerin, kamuoyuna yaptıkları açıklamaların gösterdiğinden daha fazla esneklik ve sabır gösterdiğini, bunların arasında son haftalardaki yoğun görüşmelere doğrudan katılan beş kişinin de bulunduğunu söyledi.
Altı kaynağın verdiği bilgiye göre, bu durum önümüzdeki aylarda bazı Kürt savaşçıların Suriye'nin çatışmalı bölgesi kuzeydoğusundan çekilmesini ve diğerlerinin de yeni savunma bakanlığının yetkisi altına alınmasını öngören bir anlaşmanın zeminini hazırlayabilir.
Ancak, çözülmesi gereken birçok dikenli mesele olduğunu söylediler. Bunlar arasında, DSG ittifakının iyi silahlanmış ve eğitilmiş savaşçılarının Suriye'nin güvenlik çerçevesine nasıl entegre edileceği ve kilit petrol ve buğday tarlalarını da içeren, kontrolleri altındaki toprakların nasıl yönetileceği yer alıyor.
DSGG Komutanı Mazlum Abdi, Salı günü Suudi Arabistan'ın Eş-Şark Haber kanalına verdiği röportajda, ittifakın "temel talebinin" merkezi olmayan bir yönetim olduğunu söyledi. Bu durum, geçen ay Beşar Esad'ı devirdikten sonra ülkenin tamamını hükümetin otoritesi altına almak isteyen Suriye'nin yeni yönetimi için potansiyel bir meydan okuma olabilir.
Abdi, DSG'nin dağılma gibi bir niyetinin olmadığını belirterek, savunma bakanlığına bağlanarak, bakanlığın kurallarına göre hareket etmeye açık olduklarını ancak "askeri blok" olarak hareket edeceklerini söyledi.
Suriye'nin yeni Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, Pazar günü Reuters'a verdiği röportajda bu yaklaşımı reddederek, DSG'nin tek blok olarak kalması önerisinin "doğru olmadığını" söyledi.
Şam'da iktidarda olan eski muhalif savaşçılar, tüm silahlı grupların birleşik bir komuta altında Suriye'nin resmi güçlerine entegre olmasını istediklerini söylediler. DSG, yorum istendiğinde, Reuters'a komutanının röportajını yönlendirdi.
Tüm tarafların diplomatları ve yetkilileri, Kürt grupların ne kadar özerkliğe sahip olacağının, ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın Washington'ın Kürt müttefiklerine uzun zamandır verdiği desteği sürdürüp sürdürmeyeceğine bağlı olduğunu söylüyor.
Trump, Suriye'de konuşlandırılmış yaklaşık 2.000 ABD askerine ilişkin planları da dahil olmak üzere niyetleri hakkında kamuoyuna açıklama yapmadı. Henüz Trump'ın bir temsilcisi yorum yapmadı.
Herhangi bir anlaşmanın başarısı aynı zamanda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, SDG ittifakının öncülüğünü yapan YPG’ye karşı tehdit oluşturan askeri harekâtı erteleyip erteleyemeyeceğine de bağlı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu ay Suriye'nin yeni yönetimine "YPG'nin yarattığı işgal ve terörü sona erdirme fırsatı verilmesi gerektiğini" söyledi ancak Ankara'nın YPG'nin silahsızlanması için ne kadar süre bekleyeceğini ve ardından operasyon düzenleyeceğini söylemedi.
Türk Dışişleri Bakanlığı kaynağı, silahlı grupların silahsızlandırılması ve "yabancı terörist savaşçıların" ülkeden ayrılmasının Suriye'nin istikrarı ve toprak bütünlüğü açısından elzem olduğunu belirterek, bunun ne kadar erken olursa o kadar iyi olacağını söyledi.
Kaynak, "Bu beklentimizi hem ABD ile hem de Şam'daki yeni yönetimle temaslarımızda en güçlü şekilde dile getiriyoruz" dedi.
ABD ve Türk yetkililer arasında "çok yoğun" görüşmeler yapılıyor
Reuters'a konuşan üst düzey bir ABD diplomatı, eski El Kaide bağlantılı Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki savaşçıların 8 Aralık'ta Esad'ı deviren kuzeybatıdaki kalelerinden başlattıkları yıldırım saldırısından bu yana ABD ve Türk yetkililer arasında "çok yoğun" görüşmeler yapıldığını söyledi.
Diplomat, iki ülkenin "işlerin nereye varması gerektiği konusunda ortak bir görüşe" sahip olduğunu, buna tüm yabancı savaşçıların Suriye topraklarından çıkması gerektiği inancının da dahil olduğunu belirterek, Türk müzakerecilerin meseleleri çözmek için "çok yüksek bir aciliyet duygusuna" sahip olduğunu kaydetti.
Ancak bazı kaynaklar gibi hassas müzakereleri görüşmek üzere isminin açıklanmasını istemeyen diplomat, görüşmelerin "son derece karmaşık" olduğunu ve zaman alacağını söyledi.
Her iki tarafın yetkilileri, ABD ile DSG ve HTŞ, Türkiye ile HTŞ ve DSG ile HTŞ arasında paralel görüşmelerin yürütüldüğünü söylüyor.
