Türkiye NATO üyelikleri karşılığında İsveç ve Finlandiya ile; PKK ve PYD hakkında bazı yeni taahhütler içeren bir mutabakat metni imzalamış, buna göre İsveç ve Finlandiya, PKK’yi “terör örgütü” olarak teyit ederken Rojava’da PYD ve YPG’ye destek vermeyeceklerini taahhüt etmişti.
Ayrıca bu anlaşmanın akabinde Türkiye İsveç ve Finlandiya’dan, çoğu Kürt, 33 kişinin iadesini istedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ise “Verilmiş sözler var. Örneğin İsveç 73 teröristi bize gönderecek. Şu anda 3-4 tane gönderdiler. Ama bunlar bizim için yeterli değil” ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye’nin 2 ülkeye yeşil ışık yakması Rojava’da da yankılandı.
\"Endişe kaynağı\"
Rojava Özerk Yönetimi Kürdistan Bölgesi Temsilcisi Fethullah Hüseyni konuya ilişkin şunları aktardı:
“Türkiye’nin NATO’ya üyelikleri konusunda iki ülkeye rıza göstermesi ve ortada bir anlaşmanın olması bize göre endişe kaynağı.
Bizim bir siyasi projemiz var ve Türkiye ilk günden bize karşı savaş yürütüyor, bizi tehdit ediyor, toprağımızı işgal ediyor. Böyle biz zamanda iki ülke de Erdoğan ile işbirliği yapıyor.
Bize göre bu ülkeler siyasetlerini gözden geçirmeli ve şunu anlamalılar; Türkiye sadece Rojava ve Suriye üzerinde değil, Körfez ülkeleri, Ortadoğu coğrafyası, Avrupa ve onunla bugün anlaşan taraflar için de bir tehlike.”
\"PKK ve Türkiye ile ilgili\"
Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-S) Merkez Komite Üyesi Nafih Abdullah ise son gelişmelere ilişkin Rûdaw’a şunları aktardı:
“Suriye Kürtleri olarak diyoruz ki bu anlaşmanın tarafı değiliz ve bizi bağlamaz; bu anlaşma Türkiye ve PKK ile ilgili. Biz Suriye Kürtleri olarak Kürt taraflar arasında ortak bir idare kurmak istiyoruz. Bu idarede tüm bileşenler yer alacak.”
