Sınırda yaşananlar Erdoğan’ın B planı
Suruç sınırındaki üçüncü günümüz polis ve jandarma saldırısının en yoğun yaşandığı gün olurken, bölge halkı da yaşananlar nedeniyle devlete tepkili.
Suruç sınırındaki üçüncü günümüz polis ve jandarma saldırısının en yoğun yaşandığı gün olurken, bölge halkı da yaşananlar nedeniyle devlete tepkili. Burada trajedi, savaş ve direnişin iç içe geçtiği günler yaşanıyor.
SINIRDA A VE B PLANI YORUMU
Önceki gün polisin sınırda birikmenin önüne geçmek için Suruç’un Edmanik sınır noktasında saldırıları sürerken orada bulunan 50’li yaşlardaki İsmail Ercan, yanımıza yanaşıyor ve konuşmaya başlıyor: “Erdoğan, çözüm süreci için A ve B planımız var diyordu ya, Kürt’ü kandırdığı zaman o A planıdır. Kandıramadığı zaman (eliyle polisin gazlı saldırısına göstererek) işte bu da B planıdır.” Ayaküstü yapılan bu kısa diyalog bile burada herkesin ne kadar politikleştiğini gösteriyor.
BİR EVDE 10 MİSAFİR
On binlerle ifade edilen gelenler için Suruç Belediyesi, Kürt kurumları ve genel olarak Suruç halkı elinden gelen her türlü çabayı gösteriyor. Konuştuğumuz bir Suruçlu, kendi akrabalarının evlerinde Batı Kürdistan’dan gelen yaklaşık 100 kadar akrabalarının bulunduğu söylüyor ve ekliyor: “Suruç’ta neredeyse her ev aynı durumda.” Ağabeylerinden birinin 3 oda 1 salonluk evinde 5 kişilik kendi nüfusuyla birlikte BAtı Kürdistan’dan gelen 10 kişiyi de misafir ettiğini anlatıyor.
BİR YARDIM KURULUŞUNUN ÇALIŞMASI
Burada gelenlerin oluşturduğu ihtiyacı çok büyük oranda Suruç Belediye başta olmak üzere çeşitli Kürt kurumları karşılamaya çalışıyor. Buna ek olarak sayısı sınırlı da olsa dışarıdan da bir yardım çabası var. Bunlardan birisi de Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi’ne bağı IMPR Humanitarian. Bu kurumun Urfa Sorumlusu Ümit Algan, 2. gün akşam saatlerinden itibaren sınırda yardım çalışması yürütmeye çalıştıklarını anlattı. İlk olarak su, büsküvi, kuru gıda yardımları yaptıklarını belirten Algan, 3. gün itibariyle bir depo tuttuklarını ve bebek maması, çocuk bezi, kadın pedi, su, konserve, hijyen malzemesi, battaniye, havlu, su gibi ihtiyaç maddeleri getirerek dağıtmayı planladıklarını söyledi. Algan, “İnsanlık dramı çok büyük. Sabaha kadar sınırda eşinin gelmesini bekleyenler var. Hayvanların içeri alınmaması nedeni ile de endişe içindeler” dedi.
IŞİD SINIRDAN ARABAYI GÖTÜRDÜ
Batı Kürdistan’dan gelenler içinde, sınırda arabaları, hayvanları bulunanların IŞİD’in arabalarını, hayvanlarını alıp götüreceği endişesi taşıyan çok sayıda kişiye rastladık. Dün konuştuğumuz bir yardım görevlisi ise bu manzaraya doğrudan kendisinin tanıklık ettiğini söyledi. Bölgede görev yaptığı için ismini vermek istemeyen ve ismi bizde saklı olan bu kişi gördüklerini şöyle anlattı: “Kobanê’nin doğusunda kalan, Akçakale’ye 25 km uzaklıkta bulunan ve Türkiye sınırında Dikmetaş köyünün tam karşısına denk gelen, sınırın Batı Kürdistan tarafındaki IŞİD’in elinde bulunan Karamuğ köyünden gelen IŞİD’liler, aradaki demiryolu geçip ara bölgede yer alan Rojavalıların arabalarından birini alıp gitti.”
TAMPON BÖLGE ENDİŞESİ
Suruç sınırında askeri varlığın giderek artması ve Türkiye tarafından Kobanê’ye destek amacıyla gerçekleştiği bilinen geçişlerin engellenmesinin akıllara getirdiklerinden birisi de “Tampon bölge için Kobanê mi düşünülüyor” sorusu.
Savaşın askeri boyutuyla ilgili de YPG’nin ciddi bir direniş göstererek pozisyonunu koruduğuna dair duyumlar da, IŞİD’in ağır silahlarla Kobanê’nin merkezine doğru ilerlediğine dair haberler de alıyoruz. Açıkçası sınırın Suruç tarafından bunu çok net olarak algılamayabilmek pek mümkün olamadığı için, bu konuda iddialı cümleler kurmak yerine temkinli bir dil kullanmayı tercih etmek gerekiyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda belki daha net konuşmak mümkün olabilir.
(Evrensel)
Nerina Azad
Bu haber toplam: 13329 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:40:45