Belediyelerin kurduğu 4 çadır kent (Kobanê, Rojava, Suphi Nejat Ağırnaslı, Ârîn Mîrxan ) ve AFAD’a ait 2 çadır kentte toplam 17 bin 256 kişi yaşıyor. Ayrıca o dönemde yeni kurulan Kader Ortakkaya çadır kentine yerleşimler devam ediyor. Çadır kent koşullarında yaşam zor. Revirlere gelen hastaların büyük çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. En sık üst solunum yolu enfeksiyonu, ishal, bebeklerde pişikler, kuruluğa/soğuk havaya bağlı deri döküntüleri, diş eti hastalıkları görülüyor. İki gün çalıştığım Ârîn Mîrxan çadır kentindeki 450 çadırda 5 bin kişi yaşıyor. Suruç’a uzak oluşu sebebiyle insanlar çadır kent dışına pek çıkamıyorlar. Hızla ve özveriyle çadır kent koşullarının düzeltilmesine çalışılıyor. Fakat o dönem için çocuklara yönelik oyun alanının olmayışı, onların sıklıkla küçük yaralanmalara maruz kalmalarına sebep oluyordu. Çadır kentte yaşayanlarının revire olan yoğun talebi hem bulundukları koşullar neticesinde hastalanmaları hem de bulundukları psikoloji sebebiyle sosyalleşme istekleriydi. Havalandırma için açılan revir penceresinden, insanların reçete veya bir ilaç kupürü uzatıp ilaç istemeleri ise sık karşılaştığımız bir olaydı. Bunu arkadaşlarla paylaşıp nedenlerini sorduğumuzda, Suriye’de ufak bir rahatsızlık için bile doktora gittiklerinde çok fazla ilaç aldıklarını ve fazla ilaç kullanımının yaşamlarında bir alışkanlık halini aldığını öğrendik.
Gönüllü sağlıkçılar olarak tedaviye yönelik sağlık hizmetinin dışında burada oluşturulmaya çalıştığımız koruyucu sağlık hizmeti ve insanların ilaca bağımlılığının düşürülmesi oldu. Buna yönelik çalışmalara ilk olarak Rojava çadır kentinde başlandı ve yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Amatör sağlıkçı olarak adlandırılan çalışmada, her çadır kent sokağındaki çadırlarda yaşayan kadınlarla ortak bir alanda toplanılıp yaşadıkları sağlık sorunları ve korunma yollarıyla ilgili bilgilendirme yapılıyor. Ardından her sokaktan gönüllü bir-iki kadın her sabah çadırları dolaşıp hasta olup olmayanları, hasta olanların durumlarını kontrol edip gerekirse revire yönlendiriyor.
Gebe ve yeni doğanlar çadır kentte önemli bir nüfusa sahip. Gebe takibi, aşılanma ve benzeri gibi konularda Suruç’ta bulunan aile hekimlerinden yalnızca birkaçı çalışma yapıyor. Suruç’ta olağanüstü bir durum yaşanırken, yalnızca birkaç kilometre ileride -ki aslında savaşın tam ortasında- bir yaşam savaşı verilirken, dünyanın gözleri önünde yüz binlerce insan vahşetten kaçıp gelirken, feda edilen, yitip giden canlar ve daha fazlası olup biterken, Suruç’ta bulunan 30 aile hekiminin olağan çalışma sistemlerine devam etmesi ise gerçekten hayret verici.
Çadır kent koşulları hızlı ve özverili bir şekilde iyileştirilmeye çalışılıyor. Çadır kentlerdeki alt yapı olmayışı sokaklarda su birikintileri oluşmasına sebep oluyor. Elektrik yetersizliği geceleri kadınların ve çocukların tuvalet kullanımlarına engel oluyor. Ayrıca elektrik yetersizliği mevsim koşulları baz alındığında bugünlerde ısınma için çok ciddi bir sorun oluşturuyor. Bu ve benzeri sorunların çözülmesi için koordinasyon hızlı ve özverili şekilde çalışmalarına devam ediyor fakat daha çok gönüllüye ihtiyaç var.
İnsanlık için biraz zaman ayırın. Bir-iki gün için değil, “Ben de oradaydım” demek için değil oradaki yaşam içinde bulunmak, bir işin ucundan tutmak için gidin. Yapılacak çok iş var. Orada çok uzun süre kalmak gönüllü giden insanları yorabiliyor, nöbet değişimi için gidin.
Gidin, çadır kent sokaklarında öylece dururken koşup gelen güzelim çocukların gözlerindeki ışıltıyı mutluluğu görmek için gidin. O güzellik size bir şeyler söyleyince dilini anlamadığınıza lanet edersiniz. İyisi mi birkaç kelime öğrenip öyle gidin.
Kaynak: Evrensel
