Suriye’de işler Ankara’nın istediği gibi gitmiyor. Kamuoyu ve Avrupalı müttefiklerinin baskısına dayanamayan Başkan Trump, Suriye’de en az 400 asker bırakmayı kabul etti.
Rusya Dışişleri Bakanı, Kürt’ler konusunda Türkiye ile aralarında ciddi görüş farkı bulunduğunu açıkladı. Türkiye’nin güvenli bölge kurma teklifini kabul edilmez bulurken alternatif öneri olarak Rusya’nın bölgeye girmesini teklif etti.
Amerika ve Rusya’dan istediği desteği bulamayan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Menbic’e askeri müdahale söylemini düşürdü ve Batı ile ortak bir operasyon teklifinde bulundu. Durum karışık ama Türkiye’nin isteklerinin yakın zamanda gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Üstelik ufukta Amerika ile yaşanması muhtemel bir S400 krizi görünüyor.
Bu tablo bize ne anlatıyor, bölgedeki muhtemel gelişmeler ne olabilir? İşte Gazeteci FehimTaştekin’in Ahval'da yer alan değerlendirmesi:
Amerikan yönetiminin Suriye’den çekilme stratejisi, 400 askeri geride bırakıp Avrupalı ortaklarla birlikte bir güvenlik bölgesi oluşturma yönünde dönüşüm geçiriyor. Bu tampon bölgede sadece Türkiye’nin bulunmasını isteyen Ankara’nın ters köşeye gittiği bir sonuç. Pentagon’un bu güçle ilgili görev tanımı, Türkiye sınırlarına paralel uzanan bölgede istikrar ve güvenliğin sağlanmasından söz ediyor.
Ayrıca bu güce IŞİD’in yeniden doğmasını önleme misyonu biçiliyor. Ancak IŞİD saldırılarının geleceği ya da hortlayacağı yer güney, kuzey değil. Kuzeyde Türkiye var. Haliyle bu güvenli bölge Türkiye’yi bloke etmeye yönelik. Kürtler buna birkaç açıdan önem atfediyor: Türkiye’ye karşı koruma kalkanı, rejim üzerinde baskı aracı ve IŞİD’e karşı mücadelede zafiyet oluşmasının önlenmesi.
Elbette Amerikan askeri varlığı sayının ne olduğuna bağlı olmaksızın bir caydırıcı etki yaratacaktır. Bu hem Türkiye hem Suriye yönetimleri açısından geçerli bir etki.
Fakat Kürtler açısından bu garantinin geleceğinin olup olmadığı tartışılır. En azından şu söylenebilir: 2014’de koşulların ışığında kendiliğinden gelen Amerikan desteğinden farklı olarak bu sefer Kürtlerin kalmasında ısrar ettiği Amerikan askeri varlığının siyasi süreçlerde bağlayıcı etkisi olacaktır.
Amerikalılar şimdiden Kürtlerin Şam’la müzakerelerine taş koyabileceklerinin sinyalini veriyor. Coğrafyanın realitelerinden hareket edildiğinde müzakereyle çözümün alternatifi yok. Savaş hem Kürtler hem Şam açısından şu anda dışlanan bir seçenek. Bu iki taraf için de yıkım olur.
Kimse o noktada değil. Ama ABD çözümü bloke ederse Fırat’ın doğusundaki fiili durumun geleceği belirsizleşir. Belki Amerikan koruması askeri müdahaleleri bertaraf edebilir ama sahadaki durumun idare edilmesi bundan sonra ne kadar mümkün olacaktır? ABD varsa her şey kontrol altında demek mümkün değil.
Amerikan karşıtı cephenin orada çok farklı senaryoları devreye sokması mümkün. Beri tarafta Amerikan askeri varlığı Türkiye, Rusya ve İran’ın olduğu Astana masasında farklı bir arayışı tetikleyebilir. Elbette Türkiye, Kürtlere karşı çökertme hedefine endeksli bir tampon önermesine Rusya ve İran’dan destek görebilmiş değil.
Rusya, Amerikan askeri varlığına karşı Türkiye’nin önünü açan bazı esnek yaklaşımlar gösterilebilir, geçmişte Fırat kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarına yeşil ışık yakarak gösterdiği gibi. Ama kendi içindeki Kürt sorununa rağmen ne İran ne de Rusya Türkiye’nin izlediği siyasete yeşil ışık yakıyor. Türkiye’nin önüne konulan bir kırmızı çizgi bir de alternatif yol haritası var.
Kırmızı çizgi olası bir askeri müdahale ancak Şam’ın izniyle mümkün olabilir. Çözüm yolu ise Adana Mutabakatı çerçevesinde Şam’la kurulacak ortak mekanizma. Türkiye’yi çökertme stratejisini bir kenara bırakması için bu seçeneğe ikna etmeye çalışacaklardır. Yani Türkiye bu düşmanca siyasetiyle yalnız. Tam bu noktada tekraren şunu söylememiz gerekiyor:
Türkiye’nin bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. Kürtleri ABD’ye mahkum eden siyasetini bir kenara bırakırsa sınır hatlarında barış tesis edilir. Bu iç barışın sağlanmasına da olumlu katkı sunar. Aksi halde Kürtlerin kazanımlarına karşı düşmanlık Türkiye’nin bütün dış ilişkilerini zehirlediği gibi iç barışını da tehdit ediyor. İhtiyaç duyduğumuz içeride ve dışarıda normalleşme.