Terminal: Efrinli Kürd ailenin Moskova dramı

Efrinli sanatçı Hasan Ahmed eşi ve dört çocuğu ile Avrupa’ya gitmek için çıktıkları umut yolculuğunda Rusya’da mahsur kaldı. 70 gün havalanında yaşamak zorunda kalan aile şimdilerde kaderlerini bekledikleri bir kampa yerleştirilmiş durumda.

23.12.2015, Çar - 07:46

Terminal: Efrinli Kürd ailenin Moskova dramı
Haberi Paylaş

BasHaber\'den Çimen Gümüş Efrinli sanatçı Hasan Ahmed\'in moskovada yasağı zorluğu kaleme almış. Efrinli sanatçı Hasan Ahmed eşi ve dört çocuğu ile Avrupa’ya gitmek için çıktıkları umut yolculuğunda Rusya’da mahsur kaldı. 70 gün havalanında yaşamak zorunda kalan aile şimdilerde kaderlerini bekledikleri bir kampa yerleştirilmiş durumda. Vize aldığı halde pasaportunun sahte olduğu gerekçesiyle haftalarca Moskova Havaalanı’nda eşi ve dört çocuğuyla birlikte alıkonulan Ahmed, şimdi verdiği hukuk mücadelesinin sonucunu bekliyor.

Ahmed Ailesi’nin başına gelenler Terminal filminde havalanında yaşamak zorunda kalan bir yolcunun öyküsünü andırır cinsten.

Ortadoğu’da yaşanan kaos ve Suriye’deki iç savaşın ardından dünyanın en büyük krizi haline gelen mülteci krizi gün geçtikçe derinleşiyor. Milyonlarca insan evinden binlerce km uzakta kurşunların hedefi olmayacakları ve çocuklarını ölümden uzak bir gelecek umuduyla Avrupa’ya geçmek için çıktıkları umut yolcuğunda akla gelebilecek her tür zorluğu yaşamanın yanı sıra binlercesi de yollarda yaşamını yitiriyor. Bunlardan biri de Efrinli sanatçı Hasan Ahmed. Eşi ve çocukları ile birlikte Rusya üzerinden Avrupa’ya geçmek için yola çıkan Ahmed ailesinin Rusya’da karşı karşıya kaldığı durum tam bir mülteci dramı.

Hasan Ahmed, eşi ve dört çocuğu ile birlikte Avrupa’ya geçmek için uzun yıllardır yaşadığı ve vatandaşı olduğu Irak pasaport merkezine başvurur. Kendisi eşi ve iki büyük oğlunun Irak pasaportu varken, Bağdat aslen Suriyeli oldukları gerekçesiyle iki küçük çocuğu için pasaport vermez ve kendilerinin pasaport süreleri dolduğunda yenilenmeyeceğini belirterek onlara Suriye’de pasaport almaları gerektiğini söyler. Halep’te yaşayan kardeşinin aracılığıyla Suriye’den kendisi, eşi ve çocukları için pasaport alan Ahmed, ardından Erbil’de bulunan Rusya konsolosluğuna vize talebinde bulunur. Bir hafta içinde problemsiz bir şekilde vize alan Ahmed, yolculuk hazırlıklarını tamamladıktan bir süre sonra yola çıkar. Erbil Havaalanı’ndan İstanbul aktarmalı olarak Rusya’ya giden Ahmed ailesinin, Moskova’daki Sheremetyevo Havaalanı’nda Rus polisi tarafından ülkeye girmeleri engellenir. Havaalanında her şey yolunda giderken ve herhangi bir sıkıntı ile karşılaşmamış olan Ahmed ailesinin dramı Rusya’ya adım attığı gibi başlıyor. Rusya’nın sahte pasaport gerekçesiyle ülkeye sokmadığı aile, 70 gün havalimanında yaşamak zorunda kalır.

Rusya’ya göre Halep’ten alınan pasaport sahte

Eşinin kız kardeşi ve bazı akrabalarının Rusya’da bulunması nedeniyle Avrupa’ya gitmek için bu yolu seçen Ahmed ailesi burada akrabaları ile görüştürülmez. Sahte pasaportla geçiş yaptığı gerekçesiyle havaalanında yakalandıklarını ve haklarında dava açıldığını kaydeden Hasan Ahmed, pasaportun sahte olmadığını kanıtladıkları halde tüm girişimlerin ise sonuçsuz kaldığını söylüyor. Rus polislerin önceleri Suriye muhalefetinden olduğundan şüphelendiğini belirten Ahmed, “Sonra başka şeyleri bahane etmeye başladılar. Pasaportun sahte olmadığını kanıtlamaya çalıştıkça onlara sahte olduğunu iddia ediyor. Pasaportun sahte olmasını iddia etmelerini sebebi ise Halep’ten alınmış olası ve Türkiye’den geçmiş olmamız” dedi. Polisin pasaportun sahte olduğunu kanıtlayamadığı halde ısrarla sahte olduğunu iddia etmesinin yersiz olduğunu aktaran Ahmed, “Bizim durdurulma gerekçemiz ise yükümüzün fazlalığının şüphe çekmiş olmasıdır. Pasaportla hiç alakası yok” dedi.

10 Eylül’den beridir mahsur

Başka bir ülkeye geçmek için geldikleri Rusya’da 10 Eylül’den beridir mahsur kaldıklarını ve yakınlarının evlerine de gitmelerine izin verilmediğini aktaran Ahmed, “Önceden kalabiliriz diye düşünüyorduk. Ama artık Rusya’da kalmak istemiyoruz. Çünkü inancım ve güvenim kalmadı. Kendileri bize vize verdi ve yine kendileri durdurdu. Bana pasaportumun sahte olduğunu söylüyorlar. Ve ardından, ‘Suriye güzeldir. Neden bırakıp gidiyorsunuz, neden Avrupa’ya gidiyorsunuz’ benzeri bir sürü şey söylüyorlar” dedi.

Çocuklarının alınma tehlikesi var

Yaşadıklarının ardından eşinin sağlığının bozulduğunu ve yaklaşık 15 gün hastaneye yattığının altını çizen Ahmed, “Üç ayı geçkindir buradayız. Bir suç işlediğinde yıllarca ceza alsan da bilirsin. Bizim ise tek suçumuz bu yoldan gelmek oldu. Çocuklarımın psikolojileri bozuldu” dedi. Rusya’daki ilk günlerde, 6 yıllık hapis cezasının dışında çocuklarının alınacağının kendisine ifade edildiğini kaydeden Ahmed, uzaklaşmış bir tehlike olsa bile en büyük korkusunun çocuklarının alınması olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Çocuklarımın benden alınmasıyla ilgili bir savaş yürütüyoruz. Biraz uzak kaldığını düşünüyorum. Ama buraya güvenmiyorum. Her şey olabilir. Hala bir bahaneyle çocuklarımı benden alabilirler. Bu ülkede olduğum sürece rahat edemeyeceğim” dedi.

20 Kasım’da kampa yerleştirilen aile, kendilerine yanıt verilmesini bekliyor. Bu yanıta göre ya Suriye’ye gönderileceklerini ya da süreli oturum verileceğini aktaran Ahmed, “1 yıllık bir oturum verirlerse biz de daha rahat bir şekilde istediğimiz ülkenin konsolosluğuna başvuru yapabiliriz. Net bir durum yok. Bildiğimiz şey artık bu ülkeden çıkmak istiyoruz” dedi.

70 gün havalimanında yaşadılar

En büyük çocuğu 12 yaşında olan Hasan Ahmed, 10 Eylül günü çıktığı yolculuğun ardından son durağı olan Moskova’daki Sheremetyevo 2 Havaalanı’nda, 70 gün boyunca yaşamak zorunda kalır. Dört çocukla birlikte ilk günlerde yatma imkanları olmadığı için beton zeminde uyumak zorunda kalan Hasan Ahmed, eşi Gülistan’ın hastalanmasından ve 15 gün hastanede yatmasının ardından uluslararası kuruluşlarında devreye girmesiyle birlikte bir kampa alınır. Ahmed ailesi, 70 günün ardından kampa geçerek dört çocuğu ve eşiyle burada tek gözlü bir odaya yerleştirilir.

Dört çocuğuyla birlikte 70 gün boyunca havalimanında yaşamak zorunda kalan Hasan Ahmed, o günleri şöyle anlatıyor: “Rezaletti. Yemekler çok pahalı idi. Dışarından gelen yardımlara izin verilmediği gibi, bizim de dışarıda alışveriş yapmamıza izin verilmiyordu. Akrabalarımızın getirdiği yemeklere uzun bir süre izin vermediler. Yıkanmak zaten yoktu. Kıyafetlerimizi lavaboda yıkıyorduk. En küçük çocuğum olan 3 yaşındaki kızımı da bazen lavaboda yıkamak zorunda kalıyorduk. Havaalanında kaldığımız ilk gün üzerinde uyuyacağımız hiçbir şey yok. Ailece beton zeminde yatmak zorunda kaldık.”

Rênas’tan Putin’e mektup

Uluslararası yardım kuruluşları tarafından Ahmed ailesine bir avukat gönderilir ve açılan davada iki kez duruşma yapılır. Çıkarıldıkları ikinci duruşmada para cezasına çarptırılan Ahmed ailenin en büyük oğlu Rênas Ahmed, bunun üzerine Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin’e bir mektup yazar. Mektubunda Putin’e pasaportlarının sahte olmadığını ve haksız bir yargılama yapıldığını ifade ederek bir an önce bu haksız duruma son verilmesini ister.

BasHaber
Bu haber toplam: 2887 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:22:41:12
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x