Ahval News\'te bir yazı kaleme alan Ergun Babahan, Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile yapılan görüşmelerde, Uluslararası Koalisyonu’nun Türkiye saldırısını önlemek için hava sahasını kapatma kararı aldıklarını bildirdikleri iddiasını dile getirdi. Babahan, bölgeden güvenilir bir kaynağın kendisine “Koalisyonun söyledikleri, biz hava sahasını kapatıyoruz…” dediğini aktardı.
Türkiye, Fırat’ın Doğusu için askeri hareket hazırlıklarını tamamlar ve Amerikan yönetimine bu konuda baskısını artırırken Başkan Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Jeffry, Ankara ve Rojava’daki temaslarını tamamladı. Jeffrey’in açıklamalarından “Güvenli Bölge\" konusunda yeni bir gelişme olmadığı ortaya çıktı. Türkiye’yi tatmin edecek bir formülün çıkması da zor görünüyor.
Jeffry’nin Rudaw’a verdiği demeçte beş ile 15 kilometrelik bir güvenli bölgeden bahsettiği ileri sürülüyor ancak Rojava yönetimi beş kilometrenin üzerini kabul etmelerinin imkânsız olduğunda ısrarlı.
Amerikan yönetimi ise iki tarafa da psikolojik baskı uygulamayı sürdürüp bir orta yol bulmaya çalışıyor. Ancak, Ankara’nın sınır boyunda savaş hazırlıklarını tamamladığı ve dört noktadan hamle yapmak istediği bildiriliyor. Buralar; Minbiç, Kobane, Gire Sipi ve Serekaniye… Amaç Suriye Özerk Bölge Yönetimi’nin yerleşim birimleri arasına tampon bölge yaratmak.
Minbiç için 50 bin kişilik, Gire Sipi için 45 bin kişilik güç hazırlandığı ve Özgür Suriye Ordusu unsurlarıyla büyük bir hamleye hazırlanıldığı bilgisi geliyor. Özgür Suriye Ordusu unsurlarının Cerablus’ta eğitildiği ve Çukurca-Şemdinli sınırındaki Lelikan’a getirildikleri haberleri var. Lelikan’daki güçlerin Kandil operasyonu için hazırlandığı iddia ediliyor.
Yaşar Yakış’ın da vurguladığı gibi, sınırdaki güç “İki zırhlı tugay, iki mekanize tugay ve iki komando tugayını içeren yığınak neredeyse bir kolordu büyüklüğünde….” Yakış’ın değerlendirmesine göre “Sınırın Suriye tarafında, ABD hava kuvvetleri dışında, bu kadar büyük bir askeri güçle eşleşebilecek bir kuvvet yok.”
Amerika açısından ise IŞİD’e karşı birlikte savaştıkları Kürtleri yarı yolda bırakmama duygusu kadar, IŞİD’le mücadelenin sekteye uğramaması meselesi çok önemli. Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Kobane, Türkiye’nin saldırısı durumunda Rakka ve Minbiç’teki güçlerini derhal sınır bölgesine çekeceklerini ve Türkiye’ye karşı topyekûn bir savaş başlatacaklarını Haseke’deki görüşmemiz sırasında bize söylemişti. Savaşın tüm Türkiye sınırına hatta Irak’a yayılabileceği uyarısı yapmıştı.
Ziyaretimiz sırasında Suriye Demokratik Güçleri’nin olası bir işgal hareketine karşı hazırlıklar yaptığını ve bu hazırlıkların tüm sınır boyuna yayıldığını gözlemlemiştik. Böyle bir durumda Afrin’in de bu savaştan etkileneceğini kabul etmek gerekecek.
Mazlum Kobane, bu gerçeği Amerikalılara da aynı netlikle ifade ettiklerini söyledi. Bu durumda Rakka ve Der Zor gibi bölgelerde IŞİD’in tekrar canlanması, boşluktan yararlanan Suriye rejiminin gireceği bölgelerde örgütle mücadelenin darbe alacağı aşikâr.
Amerika’nın Terörizmle Mücadele’den Sorumlu Koordinatörü Büyükelçi Nathan A. Sales dün Washington’da yaptığı açıklamada IŞİD’le mücadelenin birinci öncelik olduğu Jeffrey ile koordineli biçimde bu amaç için çalıştıklarını açıkladı.
IŞİD’in Afrika’nın tamamı ve Afganistan’da etkili olduğunu belirten Sales, birinci amacın örgütün kurulduğu bölgede toprak hakimiyetini yeniden oluşturmasını önlemek olduğunu vurguladı. Türkiye’nin askeri harekâtının bunu zorlaştıracağı, hatta IŞİD’e alan açacağı aşikâr.
Amerika’nın öncelikli amacı SGD’nin elindeki 10 binden fazla IŞİD’liyi yargı önününe çıkarmak. Bu amaçla 2 bin yabancı tutuklunun vatandaşı olduğu ülkeler tarafından geri alınıp yargılanması için çabalar sürüyor. Jeffry, Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’le mücadelenin sürdüğünü ve bu amaçla SGD ile işbirliğinin devam edeceğini belirtti. Türkiye’yi de rahatlatmak da isteyen Jeffrey, mesajına PKK faktörünü de ekliyor ve bu amaçla Ankara ile görüşmelerin devam ettiğini söylüyor.
Amerika bu amaçla uluslararası koalisyona baskısını sürdürüyor ve bu çabalarından sonuç alıyor. Kürt yönetimiyle yapılan görüşmelerde Fransa’nın Suriye’ye ek asker gönderme kararı aldığı ve bu askerlerin Serekaniye ve Gire Sipi taraflarına yerleştirileceği bilgisinin verildiği belirtiliyor. Bölgeye büyük bir havaalanı kurulacağı ve var olan üslerin sayısının artırılacağı bildiriliyor.
Amerika, Suriye Demokratik Güçleri olmadan Der Zor’da kalamayacağını biliyor ve o güçlerin orada kalmaya devam etmesini güvence altına almak istiyor. Türkiye, saldırırsa bunun olmayacağı biliniyor. Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile yapılan görüşmelerde, Uluslararası Koalisyonu’nun Türkiye saldırısını önlemek için hava sahasını kapatma kararı aldıklarını bildirdikleri iddia ediliyor. Bölgeden güvenilir bir kaynak bana dün “Koalisyonun söyledikleri, biz hava sahasını kapatıyoruz…” dedi.
Bölgenin hava sahasının kapatılması Saddam döneminde Irak Kürtlerini korumak için ilan edilen “Uçuşa Yasak Bölge”ye benzer bir sonuç doğurabilir. Hava gücü olmadan askerî harekâta girişecek Türkiye’nin kara gücünün büyüklüğü ne olursa olsun askeri açıdan çok önemli avantajı kaybedeceği bir gerçek. Bu iddia doğruysa, Suriye’de mevcut durumunun belirsiz bir süre devam edeceği ve Esad adım atmazsa bu gerçeğin değişmeyeceği öngörülebilir. Elbette bu iddia şu anda ispata muhtaç. Ancak bölgeden gelen haberler bu yönde.
Elbette burası Ortadoğu… Her şey bugünden yarına değişebilir ancak Jeffrey’in ziyareti sonrası bölgede görülen son tablo bu