Kürt halkının ulusal taleplerine şiddet, baskı, gözaltılar ve keyfi idamlarla karşılık veren İran İslam Cumhuriyeti\'ne karşı silahlı mücadele başlatan PDK-İ Peşmergelerinin Kürdistan\'ın etkin partilerinden ve yayın organlarından gerekli desteği almadığı Mustafa Hicri\'nin cenaze törenindeki konuşmasında da gün yüzüne çıktı.
İran - Kürdistan Demokrat Parti Peşmergeleri ile İran Ordusu arasındaki savaş uzun yılların ardından yeniden başladı.
15 Haziran 2016, Çarşamba günü Doğu Kürdistan’ın Şino bölgesinde İran Pastarları ve Besiç milisleri ile Peşmergeler arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda 12 pastar ve besiç öldürülürken, 6 Peşmerge de şehit oldu.
Bu çarpışmaların ardından İran ordusu Kürt köylerine yönelik yoğun bir bombardıman gerçekleştirdi, siviller yaşamını yitirdi, onlarca ev yıkıldı.
PDK-İ Peşmergelerinin Doğu Kürdistan’da Kürt halkına zulmeden İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı verdiği bu onurlu mücadele tüm Kürtler tarafından gururla karşılanırken, PKK-YNK ve Goran’ın bu direnişi görmezden gelen tavrı kamuoyunun dikkatinden kaçmadı.
Kürdistan mücadelesini kendi tekellerinde gören ve tüm enerjilerini sadece kendi hareketlerinin ve kitlelerinin çıkarlarına endeksleyen her 3 Kürt Partisinin, İran ile yakın ilişkileri ve PDK-İ Peşmergelerinin PDK’ye yakınlıkları nedeniyle İran gibi insanlık düşmanı bir devlet karşısındaki mücadelesine kayıtsız kalmaları kabul edilebilir bir yaklaşım değil.
19 Haziran 2016, Pazar günü çatışmalarda şehit düşen 6 peşmergenin cenaze töreninde bir konuşma gerçekleştiren ve “Kürtler, farklı siyasi düşüncelere sahip olsa da, vatan toprağını korumakta hemfikirdir” diyen PDK-İ Genel Sekreteri Mustafa Hicri’nin önünde duran mikrofonlar, PDK-İ Peşmergelerinin trajik yalnızlığını dışa vurmaktaydı.
Anadolu Ajansı’nın dahi takip ettiği Mustafa Hicri’nin konuşmasını, YNK, PKK ve Goran medyasının takip etmediği bir fotoğraf karesi Kürtler adına utanç duyulması gereken bir karedir. Propaganda ve ajitasyon söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayanların, Doğu Kürdistan Kürtlerinin mücadelelerini de samimi bir şekilde desteklemesi gerekmez mi?
Kürtlerin her parçada maruz kaldıkları zulmü ve bu zulüm karşısındaki direnişlerini parti ayrımı yapmadan desteklemek ve kamuoyuna duyurmak genelde tüm Kürt oluşumlarının, özelde Kürt basınının boynunun borcudur, sorumluluğudur, namusudur.