Doğu Kurdistan'daki açlık grevi 24. gününde

13.12.2014, Cts - 08:54

Doğu Kurdistan'daki açlık grevi 24. gününde
Haberi Paylaş
Doğu Kürdistan\'ın Urmiye Cezaevi’nde bulunan 29 Kürt siyasi tutuklunun cezaevi koşullarının düzeltilmesi ve siyasi tutuklu haklarının yerine getirilmesi için başlattığı açlık grevi 24’ncü günü geride bırakırken birçok cezaevinde de dayanışma amacıyla açlık grevlerleri başlatıldı.

Elî Ehmed Silêman, Osman Mistefapûr, Elî Riza Resûlî, Yusif Kakememî, Seyîd Samî Huseynî, Bêhrûz Allxanî, Mistefa Elî Ehmed, Elî Efşarî, Ebdullah Bîsilnûn, Seyîd Cemal Mihemedî, Ehmed Temoyî, Welî Efşarî, Ebdullah Emoyî, Sîrwan Nijawî, Saman Nesîm, Şoreş Efşarî, Îbirahîm Îsapûr, Xizir Resûlmurwed, Hebîb Efşarî, Mistefa Dawidî, Mihemed Ebdullahî, Cafer Efşarî, Şêrko Hesenpûr, Ebdullah Esğerî û Parêzer Mesûd Şemsnijad’ın başlattığı açlık grevinin 24’ncü gününde ancak Xizir Resûlmurwet, Şêrko Hesenpûr, Yusif Kakememî, Mihemed Abdullahî û Alî Riza Resûlî’nin durumunun kritik olduğu bildirilirken Eli Efşarî’nin ise ölüm sınırında olduğu haber verildi.

Eli Efşarî ve diğer tutukluların tedavi kabul etmedikleri öğrenildi. Siyasi tutuklular, taleplerinin yerine getirilmeyene kadar açlık grevini sürdüreceklerini duyururken insan hakları kurumları ise hala sessizliğini koruyor.

‘AÇLIK GREVLERİ YAYILIYOR’

Açlık grevlerini yakından izleyen gazeteci Omer Hojebri, Umriye Cezaevi’nde başlatılan açlık grevinin kritik bir aşamaya geldiğini belirterek, birçok tutuklunun durumu kritik olduğunu söyledi. Bunlardan 6 tutuklunun ölüm sınırında olduğunun altını çizen gazeteci Hojebri, “ Urmiye Cezaevi’nde 29 tutuklunun başlattığı açlık grevinin temel noktası yaşanan haksızlıklar, hak gaspları ve siyasi tutukluların aynı yerde tutulmaması uygulamaya karşı. Şuanda açlık grevi 24’ncü gününde. Bu tutuklulardan 6 kişinin durumu kritik ve ölüm sınırında. Bunlardan Ali Efşari’nin durumu ağır. Yaşam tehlikesi var. Dün bayılmanın sonucu zorla hastaneye kaldırıldı ancak Efşari kendine geldiğinden sonra tedaviyi kabul etmeyerek, tekrar cezaevine getirildi. Bendar Abbas, Minabe, Sine, Recayî Şar, Zahidan ve Bender Lenge gibi cezaevlerinde de dayanışma amacıyla açlık grevleri başlatılmış durumda” dedi.

‘SİYASİ TUTUKLULARIN HİÇ BİR HAKKI YOK’

İran’daki cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların hiçbir hakkının olmadığını hatırlatan gazeteci Omer Hojebri, şunları söyledi: “Tarihten günümüze kadar İran’da siyasi tutukluların üzerinde ciddi baskılar var. Birçok hakları gasp ediliyor. İradeleri yok sayılıp, baskıyla karşı karşı yakalıyorlar. Bu uzun yıllardır böyle devam ediyor. Kurulan formalite ve göstermelik mahkemelerle birçok siyasi tutukluya ağır cezalar veriliyor ya da idam ediliyor. Yıllarca cezaevinde kalıyorlar ardından idam cezası veriliyor. Çünkü faşist, diktatör ve ideolojik bir devlet sistemi var. Bütün siyasi muhaliflere baskı yapıyor ve acımasız davranıyor. Şimdiye kadar birçok siyasi tutuklu idam ediliyor. Neredeyse her gün idamlar oluyor. İran’da iki yol var siyasi tutuklular için yar teslim olmak ya da direnmek. Direnirsen işkence, ağır cezalara maruz kalıyorsun ya idam ediliyorsun. Bugünkü baskılara neden olan da; siyasi tutsakların kendi koğuşlarından çıkartılıp, uyuşturucu, cinayet ve çeşitli suçlardan tutuklu bulanların bulunduğu yerde tutulmaları, halklarının gasp edilmesinden dolayı açlık grevine başlatıldı.”

İran’da binlerce siyasi tutuklunun olduğunu belirten Hojebri,” Siyasi parti taraftarları, yazar, aydın ve Kurt yurtseverleridir. Büyük bir tecrit olduğu için tam olarak sayısı bilinmiyor. Aileler gidemiyor, Avukatları yok, insan hakları kurumlarına da konu hakkında bilgi verilmiyor. Ancak yüzlerce Kürt yurtseveri şuanda İran’da cezaevlerinde bulunuyor” dedi. Gazeteci Hojebri, uluslar arası devletleri de eleştirerek,” çıkarları olduğunda İran’a karşı Kürt sorunu ve insan hakları sorunu kart olarak kullanıyorlar. Ancak İran ger adım attığında hemen susuyorlar. Buda iki yüzlü ve çıkarcı politikalardır” diye tepki gösterdi.

Konuşmasında Kürt halkına ve uluslararası kamuoyuna da seslen gazeteci Omer Hojebri, şu çağrıda bulundu:”Kürt siyasi partiler arasında bir koordinasyon oluşmalı ve acil eylem planı çıkartılmalı. Cezaevlerinde başlatılan açlık grevine destek olmalıyız. Avrupa ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan halkımız da uluslararası insan hakları kurumları nezdinde girişimlerde bulunmalı. Ve açlık grevi dünya kamuoyunu duyurmalıdır. Yoksa sonuçları kötü olacak durumlarla karşı karşıya kalabiliriz.”

Nerina Azad
Bu haber toplam: 23094 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:48:11
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x