Doğu Kürdistan'ın Urmiye Merkez Hapishanesi'ndeki gizli hapishane hücrelerinde tutulan mahkumlar, bir tür "ceza" olarak bu hücrelere "yasadışı" bir şekilde transfer edildiklerini söylüyorlar.
İran Cezaevleri Örgütü başkanına ve uluslararası insan hakları gruplarına hitaben yazılan mektupta, hücrelerin uyumalarının mümkün olmayacak kadar kalabalık olduğu belirtiliyor.
Mektubu yazmak için "normal" koğuştan yaklaşık 20 mahkum ve "gizli" hapishane koğuşundan 19 mahkum işbirliği yaptı.
Bazı mahkumların altı ay boyunca 30 metrekarelik bu sıkışık bloklarda tutuldukları, ailelerine durumlarıyla ilgili bilgi verilmediği ve bu koğuşlara hiçbir yetkilinin gelmediği belirtiliyor.
Mektupta ayrıca koşullarını protesto eden mahkumların "işkenceye" maruz kaldığı ve tıbbi tedaviden mahrum bırakıldığı belirtildi. Bir yetkilinin kendisini ziyaret etmesini talep eden tutuklular, derin bir çaresizlik içinde olduklarını belirterek, "Hayattan tüm beklentilerimizi kaybetmiş bir şekilde yaşıyoruz, hatta tesellimizi ölümde görüyoruz."
Şubat ayında Urmiye Merkez Hapishanesindeki 800'den fazla mahkûm, kötü muamelenin intihar olaylarının artmasına katkıda bulunduğunu iddia ederek hapishane şefinin görevden alınması çağrısında bulundu.
Uluslararası Af Örgütü'ne göre İran'daki mahkûmlar "aşırı kalabalık, sağlıksız koşullar, yetersiz havalandırma, fare veya böcek istilası ve yatak, tuvalet ve çamaşır yıkama olanaklarına erişimin zayıf olması veya hiç olmaması dahil olmak üzere zalimce ve insanlık dışı koşullara maruz kalıyor."
Çoğu zaman, hapishane yetkilileri ve savcılık makamları, işkence sırasında meydana gelen yaralanmalar da dahil olmak üzere mahkumlara yeterli tıbbi tedaviyi kasıtlı olarak reddediyor.
2021'de kendisine Edalatê Ali (Ali'nin Adaleti) adını veren hacktivist bir grup, İran hapishanelerindeki mahkumlara sistematik kötü muameleyi açığa çıkardığı iddia edilen videoları ve gizli belgeleri sızdırdı.
