Doğu Kürdistan’ın Mahabad kentinde ilan edilen Kürdistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunun üzerinden 78 yıl geçti.
Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti, 78 yıl önce bugün, 22 Ocak 1946'da Rojhılat’ın Mahabad kentindeki Çarçıra Meydanı’nda yapılan açıklama ile ilan edildi.
Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurucusu Qazi Muhammed ve arkadaşları 22 Ocak 1946 yılında ilk Kürdistan Cumhuriyetinin kuruluşunu ilan etti.
Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti hükümeti 13 bakanın bulunduğu bir yönetim kurulundan oluşuyordu. Qazi Muhammed de Cumhurbaşkanı seçildi. Bu cumhuriyet Sine, Şino ve Miyandoab şehirlerini kapsadığı gibi başkenti Mahabad'dı.
Cumhurbaşkanı Qazi Muhammed, Çarçıra Meydanı’ndaki ilan sırasında “Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti”nin altı maddeden oluşan manifestosunu şöyle açıkladı:
1- İran devleti içinde, İran Kürtlerine otonom bir yapı sağlanması,
2 - Kürtçenin yönetimde ve eğitim kurumlarında kullanılması,
3 - Kürdistan’da devlet işlerinin ve sosyal konuların yürütülmesine nezaret edecek bir yerel konseyin kurulması,
4 -Bütün devlet görevlilerinin, yerel şahsiyetlerden seçilmesi,
5 - Azerbaycan halkıyla birliktelik ve beraberlik,
6 - Sıradan insanları da seçkinleri de kapsayacak tek bir hukuk sisteminin oluşturulması.
Qazi Muhammed halka hitabında günün önemini anlatarak Kürtlerin birliğine vurgu yaptı. Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulması, bölgedeki Kürtler arasında büyük bir heyecan dalgasına yarattı.
Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti, Kasım 1945'te Sovyetler'in desteğiyle kurulan Azerbaycan Milli Hükûmeti ile iyi ilişkiler içerisinde oldu ve 3 Mayıs 1946'da taraflar arasında bir anlaşma imzalandı.
Bu anlaşmaya göre, Kürtlerin çoğunlukta olduğu Azerbaycan topraklarında Kürt yönetimi temsilcileri, Azerilerin çoğunlukta olduğu Kürt topraklarında ise Azeriler arasında temsilciler bulunduracaktı. Yine iki hükumet, ekonomik sorunlarla uğraşacak olan bir Birleşik Ekonomi Komitesi oluşturacak, gerekli olduğu zaman karşılıklı askerî yardım yapılacak ve İran hükumetiyle her türlü görüşmeler, iki hükumetin onayı alındıktan sonra yürütülecekti.
Azerbaycan hükumeti, kendi topraklarında yaşayan Kürtler için eğitim alanında girişimler örgütlemek amacıyla gerekli olan önlemleri almayı üstlendi. Kürt hükumeti de kendi tarafından, İran Kürdistan topraklarında yaşayan Azerbaycanlılar için aynı girişimleri gerçekleştirme vaadinde bulundu.
Ancak Sovyetler ordusu 9 Mayıs'ta İran topraklarından çekilince İran ordusu, Azerbaycan’a saldırıp hükümeti düşürdü, yöneticileri öldürdü ve Mahabad’a yöneldi.
Bunun üzerine Qazi Muhammed, şehri işgale gelen İran ordusu ve aşiretlerin niyetinin şehri talan etmek ve halka zarar vermek olduğunu bilmesinden dolayı askerlerin geri çekilmesi karşılığında kendisinin teslim olacağını belirtti.
Askerlerin geri gönderilmesi ve Qazi’nin teslim olması ile İran ordusu 17 Ocak 1947 günü Mahabad’ı işgal etti.
Qazi Muhammed, yaklaşık üç aylık bir tutukluluk sürecinin ardından, 31 Mart 1947 günü, Başbakan Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Han Seyfi ile birlikte cumhuriyetin kurulduğu yer olan Çarçıra Meydanı'nda asılarak idam edildi.
Kısa tarihe önemli gelişmeler sığdırıldı
Yalnızca 11 ay sürmesine rağmen Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti bu süre zarfında kurumsallaşma adına küçümsenmeyecek başarılar elde etti.
Cumhuriyete bağlı modern ordu çekirdeklerinin oluşturulması, idari yönetsel örgütlenmelere gidilmesi, mahkemeler kurulması, vergi toplanması, hazine oluşturulması, sağlık ve eğitim sorunlarının çözülmesi bunlardan bazılarıdır.
Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti’nde Kürdistan Bayrağı parlamento binasına asılıp milli bayrak seçti ve Kürd şair Dildar’ın 1938’de Bağdat’ta hapisteyken yazdığı “Ey Reqîb” şiiri bestelenerek milli marş ilan edildi.
Gazete ve dergiler, radyo ile birlikte Kürt dili ve kültürünün güçlenip yayılmasında önemli rol oynadılar. Dünya klasiklerini Kürtçe bastılar.
Kürtçe eğitim dili oldu ve ilköğretim zorunlu hale getirildi. Yetişkinler için akşam kursları kuruldu. Kadınların toplumsal yaşama katılımı arttırılarak sosyal kurumlarda görev almaları sağlandı. Açılan ilk okullardan birisi kız öğrenciler içindi.
Fakat bu gelişmelerin daha ileri kazanımlara taşımaya Cumhuriyetin ömrü yetmedi.