BDP ve HDP'nin Zoraki Evliliği- Hüseyin Turhallı

Nasıl olsa bin yıllardır kız alıp kız vermişiz.

18.04.2014, Cum - 07:50

BDP ve HDP'nin Zoraki Evliliği- Hüseyin Turhallı
Haberi Paylaş
Nasıl olsa bin yıllardır kız alıp kız vermişiz. Tavuklarımız birbirine karışmış. Partilerimizi de birbiri ile eversek ve oylarımız da birbirine karışsa ne olur yani….?

Ne olur sahi?

BDP’nin feshedilip yada içinin boşaltılıp HDP’ye akıtılması hafta sonu İmralı’ya gidecek olan heyetin dönüşü ile kesinleşmiş olacak. Büyük olasılıkla İmralı talimatı “katılın” biçiminde olacak. Ve Kürd siyaseti tarihinin en büyük ikinci yanlışını da böylece yapmış olacak.

Daha önceki bir yazımızda “PKK tarihinin en büyük yanlışı, KUM’u (Kurdistan Ulusal Meclisi) tasfiye etmesidir” demiştik. O süreci yaşayanlar bilir. Kürdistan davası ve PKK, KUM aracılığı ile ciddiye alınıyor ve kabul görüyordu. Birkaç aylık ömrüne rağmen çok sayıdaki devletin parlamento ve hükümeti tarafından kabul görmüş, ilişkiler ve bağlantılar sağlanmıştı. Bu hızlı gelişim seyrine rağmen Cemil Bayık’ın deyimiyle “darbe” vuruldu. Bileşenleri de yok edildi.

Aradan 22 yıl geçmesine rağmen Kürd diplomasisi aldığı bu büyük darbeden dolayı hala dizleri üzerine doğrulamamıştır. Mücadelenin soluk alma ihtiyacı gereği olarak legal parti milletvekilleri ve belediye başkanları son birkaç yılda bu boşluğu kısmen de olsa doldurdu. Anacak görülen o ki 22 yıl önce KUM’un başına geçirilen lanetli çorap şimdi BDP’nin başına geçirilmek isteniyor……

HEP, 6 Kasım 1991’de yapılan seçime giremiyordu. Yerelde yapılan kanaat yoklamalarından sonra SHP ile ittifak içinde seçime girilmesine karar verildi. O süreçteki HEP Merkez yönetiminin SHP ile yaptığı ittifaka göre, seçim sonrasında HEP kendisini kapatacak, SHP’ye katılacaktı.

Ancak çocuk bir kez doğmuştu. Ana rahmine geri göndermenin maddi koşulları kalmamıştı. Bu proje ve anlayış , 1992 Newroz’unda yaşanan katliamdan sonra ölümcül bir darbe aldı.

Newroz gösteri ve şenliğinde sadece Şırnak’ta 57 sivil insan katledildi. Ülke genelinde ise bir gün içinde 153 sivil Kürd öldürüldü. Ancak buna rağmen SHP listesinden seçilen HEP’li 24 milletvekili DYP-SHP koalisyonu içinde hükümet etmenin inanılmaz hafifliğini yaşıyordu. HEP’in kendisini fesh edeceği uygun zamanı bekliyorlardı. Bu beklenti nedeniyle SHP’den kovulan Leyla Zana ve Hatip Dicle dışında tek bir kişi bile bölgeye gelmemişti. Kaderimizle baş başa bırakılmıştık.

Diyarbakar’a Çeşitli bölgelerden getirilen yüzlerce yaralı, hastaneleri doldurmuştu. 2000 kişi kan vermek için sıraya girmişti. Sadece ilaç için en az 1 milyar (bu gün için 1 milyon YTL) acil paraya ihtiyaç vardı. 1500-2000 civarında yaralı-hasta yakınlarına ise barınacak yer arıyorduk. Bu hengame içinde arkadaşlar “meclisten Zübeyir Aydar seni istiyor” dediler.

-Alo, buyurun kiminle görüşüyorum?

-Hüseyin ben Zübeyir, Zübeyir Aydar. Nasıl tanımadın?

-Hayır tanıyamadım. Hangi ilden, hangi partiden?

-Ya Hüseyin ben Zübeyir, Zübeyir…. Nasıl tanımazsın?

-Kusura bakmayın Zübeyir Bey, tanıyamadım. Arkadaşlar meclisten aradığınızı söyledi. Hangi partidendiniz?

-Ya Hüseyin yapma! Ben Zübeyir HEP’ten Siirt milletvekili.

-Yanlışınız var Zübeyir bey! HEP’in mecliste milletvekilleri yok. Zübeyir Aydar isminde birini de tanımıyoruz.

-SHP’den diyeyim.

-O zaman yanlış yer aradınız Zübeyir Bey. Burası Diyarbakır HEP İl başkanlığı. Size SHP’nin telefon numarasını vereyim orayı arayın.

-Tamam dur o zaman telefonu Ahmet Abi’ye (Ahmet Türk) vereyim.

-Verin!

-Merhaba Hüseyin. Sizi dinledim. Biz kendi başımıza bunları yapmıyoruz. Yaşadıklarınızı biz de burada yaşıyoruz. Arkadaşlar “SHP içinde kalın” dedikleri için kalıyoruz.

-Kim söylerse söylesin şu an içinde bulunduğunuz durum bir ihanet durumudur. Güvenoyu verdiğiniz ve destek sunmaya devam ettiğiniz Demirel-İnönü hükümeti dünden bugüne 157 sivil insan öldürdü. Yüzlerce yaralı var. Kasabalar, şehirler yıkılıp yakıldı. Biz bu halka zulüm edenlere destek verenleri başımızda tutamayız. Bir daha da bizi ve burayı aramayın, dedim ve telefonu kapattım.

Ertesi günü 18 milletvekili SHP’den istifa ettiğine ilişkin ortak bir deklarasyon yayınladı….

Yani o gün yok edilmesine engel olmaya çalıştığımız legal Kürd siyaset kurumları, infaz, işkence, zindanlara rağmen HEP’ten BDP’ye uzanarak bu günlere vardı.

Kaldıki BDP artık cenin veya çocuk değil, kaytan bıyıklı bir delikanlıdır. 100’ü aşkın belediye ve 36 milletvekili ile Kürd diplomasisini, siyasetini yürütüyor. Yani 22 yıl önce KUM’un dağıtılması ile yapılan yanlış, BDP ile kısmen de olsa düzeltilmiştir. Bu durumda BDP’nin kendisini feshedip HDP’ye katılması delikanlı birinin ana rahmine zorla geri dönderilmesi gibi bir durum olacak. Ve Kürd siyaseti mücadele tarihinin en büyük ikinci yanlışını yapmış olacak.

Bu işler yapılırken birden bire Rojava’daki hendek meselesi gündeme sokuldu. Rojava hendek meselesi 6-7 aydan beri sürdürülen bir çalışma. Yeni değil. Bu bir. İkincisi ve belki de en önemlisi Güney Kürdistan’ın bağımsızlık söylemini yüksek sesle ifade etmeye çalıştığı bu süreçte abartılı haber ve yorumlarla ortamın gerilmesi olayı üzerinde düşünülmesi gerekiyor.

PKK Başkanlık Konseyi Üyesi Duran Kalkan önceki gün Gündem’de yayınlanan yazısında “Rojava’ya karşı savaş hazırlığı yapıldığını, kazılan şeyin hendek değil, mevzi olduğunu” söylüyordu. Şimdi muharebe bilgisi ve tecrübesi olmayanlar bu sözün doğru olduğunu sanabilir.

Bir mevzinin genişliği 50-70 cm arasında olur. 2-3 metre genişliğinde mevzi….!? Darbe ve patlama etkilerini sınırlandırmak için mevziler L-Z-S şeklinde kazılır. 2-3 metre genişliğinde ve 605 km uzunlukta bir mevzi savaş tarihinde görülmemiştir. Maddi veriler hendek olayının savaş ve muharebe ile alakasının olmadığını gösteriyor. Kanaatimce bu olay daha çok, kitleleri Rojava konusu üzerinde yoğunlaştırıp Kuzey Kürdistan legal siyasetine operasyon geliştirmeye yöneliktir.

Aslında bu operasyon kısmen seçim öncesinde oluşturulan komisyonlarla zaten tamamlanmıştı. Şimdi geriye kalan kısmı tamamlanacak.

Bilindiği üzere İmralı talimatı gereği BDP kendisini fesih edip HDP çatısı altında seçimlere girecekti. Ancak bu talimatın dirençle karşılaşması üzerine ikili bir yöntem benimsendi. Batı illerinde HDP, Kürdistan’da ise BDP çatısı altına seçimlere girildi. HDP bu seçimden hezimetle çıktı.

Ayrıca gözden kaçan bir hatırlatma yapmakta yarar var. Seçim öncesinde Kongresini yapan HDP’ye Başbakan Tayyip Erdoğan kutlama mesajı göndermişti. Sahi bayram değildi, seyran da. Eniştem ablamı niye öpmüştü?

HDP’ye katılma konusunda Direniş ve tartışmaların yoğunlaştığı bu dönemde KCK tutuklularının serbest bırakılması, takviye güç kaydırması olduğu iddiaları sosyal medyada yoğunca tartışılıyor ve veriler sunuluyor.

Edindiğim izlenim göre BDP çok yakın bir dönemde feshedilecek HDP’ye dahil edilecek.

Bilindiği üzere HDP gibi bir partiye ihtiyaç olduğuna ilişkin bu sayfalarda defalarca görüş beyan ettim. Türkiye için böyle bir parti gereklidir ve Kürdler bu partiye de destek vermelidir. Ancak Kürd kurumlarının dağıtılarak Türkiye kurumalarına dâhil edilmesini Kürd ve Kürdistan davası aleyhine işlenen bir suç olarak görüyorum.

Tavuklarımız birbirine karışmış. Partilerimizi de birbiri ile eversek ve oylarımız da birbirine karışsa ne olur ….?

-BDP parçalanır. Geleneği devam ettirmek isteyen bir yelpaze çıkar. Çatışma ve kadrosuzluktan dolayı uzun süre ciddi bir varlık gösteremez.

-Türkiyelileşme iddiasını taşıyan kanat ilk başlarda bir pohpohlama yaşasa da süreç içinde hem Kürdler hem de Türkler tarafından izole edilir ve biter.

-Hizbullah türü ve türevi kontra örgütler güçlenir ve toplum tam bir kaosa sürüklenir.

İsterseniz deneyin! Doğru çıkarsa tarih bu oyunun sahiplerini yargılayacak, yanlış çıkarsa ben de aklımı, tecrübemi ve vicdanımı yargılarım.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 23708 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:05:54:50
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x