Hasan Bildirici: Seçimler ve HDP
Savaşı andıran yerel seçimlerin sonucu şaşırtıcı olmadı.
Savaşı andıran yerel seçimlerin sonucu şaşırtıcı olmadı. Muhafazakar Türklüğün ezici çoğunluğu ve bunun Kürdistan ayağı AKP\'de karar kıldı. BDP, bazı yerlerde oyunu artırarıp bazı yerlerde düşürerek, Kürdistan seçmeni üzerindeki etkisini sürdürdü.
Seçimde en büyük atağı Bitlis ve ilçeleri gösterdi. Kürtlüğün eski merkezi olan Bitlis, uyandı. Mutki, Ahlat ve Hizan\'da seçimleri kazanacak kadar gücü belirginleşti. Gece yarısı entrikasıyla Ahlat belediyesinin AKP\'ye devredilmesi, Bitlis alanındaki Kürdün yükseliş gerçeğini gölgelmez.
Açığa çıkmış bir sürü yolsuzluk belgesine rağmen Türk ve Kürt seçmeninin AKP\'de ısrar etmesi, toplumun anti demokratik, çıkarcı ve daha yurttaş olamamış özelliğiyle açıklanabilir. Erdoğan\'ı ancak bir seks kaseti yıkabilirdi ki, gerçeği yayınlansa dahi, ona da montaj denecekti.
CHP\'yi anlatmak lüzumsuz. Hikayenin bileşenleri ve çapı aynı. Cumhuriyeti kuran Kemalist yorgun elit ile Türk İslamcılığına karşı Kemalizmi bir sığınak olarak gören Alevi kesimin desteği CHP\'yi iktidara taşımaya yetmiyor. MHP, aynı ırkçı kulvarda yoluna devam ediyor. Esasında Türk seçimleri var olanları noter gibi tasdiklemenin ötesine geçmiyor. Yapısal bozukluk, seçimlerde bozuk yapıları iktidara taşımanın ötesinde bir işlev görmüyor.
Güvenliğinden AKP hükümetinin sorumlu olduğu 2014 yerel seçimleri Türkiye\'nin en şaibeli seçimi oldu. Bir yolsuzluk, rüşvet ve bataklık hükümeti olan AKP, oy sayımı sırasında bir çok ilde elektrik kesintisine giderek; karşılıksız oylar attırıp gerçek oyları ortadan kaldırarak sandıklarda yapacağı hileyi yaptı. Erdoğan ve AKP\'nin yolsuzluk karakteri bütün boyutlarıyla ortaya çıktığı için, seçim hilesinin büyüklüğünü kestirmek güç değil.
Kürtlerden alınmış milletvekili desteğiyle kurulan HDP, beklenenin çok altında bir oy aldı. Anadilde eğitim yasağını bile ortadan kaldıramamış Kürtlerin, daha doğrusu Kürt siyasetinin Türkiye\'yi demokratikleştirme projesi bir türlü tutmuyor. Sorun Kürt ulusal sorunun farklı karakterinden ve sol bileşenlerinin tarihsel yenilgisinden kaynaklanıyor. Türkiye solu, yenik dünya solunun kaba bir kopyasıdır ve tabansızdır. Ayrıca fazlasıyla Türktür.
Geleneksel sol karıştlığa itibar etmeyen ve dünya görüşünü sola yaslamış biri olarak diyebilirim ki; mevcut haliyle Türkiye solu, kendi başına ayakta durmayı beceremiyor. Kendi başına ayakta durmayı beceremeyen Türkiye soluna Kürt hareketinin taktığı solunum cihazıyla da ancak bu kadar olabiliyor. Bitkisel hayata girmiş bir canlıya takılan solunum cihazı, onun bitkisel hayat altındaki cılız yaşamını uzatmaktan başka bir işe yaramıyor. Kürt hareketi Türkiye solunu kendi haline bıraksa, eminim ortaya daha sağlıklı ve iddialı bir sol dalga çıkacak.
Kürt hareketinin bir kaç milletvekillik ve makamla kendine bağladığı sol çatı partisi aslında Türk şehirlerinde yaşayan Kürtlere de pek umut vermiyor. Buna rağmen sürekli deneniyor ve her defasında aynı umutsuz sonuç elde ediliyor.
İranlılaşma, Iraklılaşma ve Suriyelileşme nasıl tutmadıysa Türkiyelileşme de tutmuyor. HDP\'nin aldığı düşük oy, bunu gösteriyor. Ulusal sorunu olan ülkelerde zaten sorun da devletin bütün ulus bileşenlerini tek çatı altında toplamasından kaynaklanıyor. Devletlerin deneyip başaramadığı bir işi, başka bileşenler aracılığıyla başarmak mümkün görünmüyor.
HDP\'nin aldığı oy miktarı hangi inanç ve dünya görüşüne sahip olursa olsun Kürtlerin Kürt; Türklerin Türk olarak örgütlenmesinin gerekliliğini gösteriyor. İsteyen karma örgütlenmeler içinde de yer alabilir. Kürt olarak örgütlenmek, Kürtlerin gidermesi gereken mutlak ulusal açlığı ve ulusal zorunluluğudur.
Rojevakurdistan.com
Nerina Azad
Bu haber toplam: 12175 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:01:46:12