İsmail Beşikçi Vakfı, IŞİD’in Kürdistan’a yönelik saldırılarına ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, ’’ Bugün bütün Kürdistani güçlerin doğal bir biçimde aynı cephede buluşmaları Kürd toplumunda mutluluk ve heyecan yaratmıştır.’’ dedi.
İsmail Beşikçi Vakfı resmi internet sitesinde ’’Kürdistan halkının özgürlük mücadelesi tarihi bir dönemeçten geçmektedir.’’ başlığıyla yayımlanan açıklamada IŞİD’in, 8 Haziranda Musul’a saldırdığı ardından Akdeniz enerji koridoruna sahip olmak, Güneybatı Kürdistan ile Güney Kürdistan arasındaki bağı koparmak, bir bütün olarak Bağımsız Kürdistan’ın ilanını engellemek ve Kürdistan özgürlük mücadelesini boğmak için Kobaniye, şimdi de Zummar, Rabia, Şengal ve Maxmura saldırılarını yoğunlaştırdığı belirtildi.
Açıklamada Şengal’in tarihi, kültürel, dini değerleri ve ayrıca coğrafi konumu açısından jeo-politik ve jeo-stratejik açıdan can alıcı bir noktada olduğu belirtilerek, Şengale hâkim olmanın Duhok, Hewler, Kobani ve Efrin’in ağır tehdit altında olması anlamına geldiği ifade edildi.
’’Irak Baas rejimi artıkları, El-Kaideci ve dünyanın dört bir yanından gelen paramiliter unsurlardan oluşan IŞİD, Sünni Araplar dışındaki tüm halklara (Kürd, Ezdi- Kürd, Süryani, Türkmen, Yahudi, Şebek ve Hıristiyan v.s) katliam politikası uygulamaktadır.’’ denilen açıklamada bu insanlık dışı vahşetin dünyanın gözü önünde ve adeta dünyaya meydan okurcasına yapıldığı belirtildi.
Açıklamanın devamında şu sözlere yer verildi;
’’Birçok devlet ve istihbarat örgütünün piyonu olan ve uygulamaları kelimelerle ifade etmenin yetersiz kaldığı terör örgütü IŞİDi, Kürdistani oluşumlar, ulusal güçlerini birleştirerek ve milli bir duruş sergileyerek alt edebilirler.
Bugün bütün Kürdistani güçlerin doğal bir biçimde aynı cephede buluşmaları Kürd toplumunda mutluluk ve heyecan yaratmıştır. İnsanlığın ve Kürdlerin başına çökmüş bu beladan kurtulmanın yolu; parçacı, bölgeci ve yerel örgütsel hesaplardan kurtulup, Kürdistani yüksek bir bilinç üzerinden ulusal bir siyaset oluşturmakla mümkündür.
Dünya kamuoyuna, adalet ve vicdan sahibi bütün insanlığa sesleniyoruz: Bir saat içinde 500 Ezidi Kürdün katledilmesine, bir o kadar Ezidi kadının cariye edilmek üzere kaçırılmasına, dağlara sığınan Kürdlerin açlık ve susuzluktan ölümün pençesine düşmelerine, bir iki gün içinde 300 Kürd çocuğunun açlık ve susuzluktan ölmesine ve binlerce Kürdün katledilmesine sessiz kalınmasını insanlık ayıbı olarak görüyoruz.
Ey insanlık! Haklı bir biçimde Gazze’deki katliama karşı gösterdiğiniz duyarlılığı, Kürdistanda yapılan bu vahşete ve katledilmekte olan Kürt çocuklarına da gösterin.’’