Dilan Kent: Turizmde insan ve emek

Turizm sektörü dünyada yaklaşık 300 milyon insanı istihdam etmektedir.

12.07.2014, Cts - 15:57

Dilan Kent: Turizmde insan ve emek
Haberi Paylaş
Turizm sektörü dünyada yaklaşık 300 milyon insanı istihdam etmektedir. Başka bir ifadeyle; dünyada her 16 çalışandan /%1’i turizm sektöründedir ve tüm uluslararası sermaye yatırımlarının yaklaşık /%7’si turizm alanına yapılmaktadır (EMEKLİ, 2005). Bu da demek oluyor ki, turizm eğitimi veren kurumlar işletmelere ve sektöre sağladığı insan kaynağı ile turizmin geleceğinin şekillenmesinde önemli rol üstlenmektedir.

Eğer biz şu an, turizmden yana yakınarak söyleniyorsak unutmayın ki bizlerin ve hocalarımızın eli taşın altındadır!

Haberlerde insanlara aksettirilen tek şey önümüzdeki yıllarda turizm sektöründe patlama olacaktır. Peki ya döviz, ülke tanıtımı, çok büyük sermayeli yeni oteller, işsizliğin giderilmesinde önemli bir istihdam kapısı olarak görülen ancak çoğu zaman mevsimlik çalışanların yani 3-4 aylık boğaz tokluğuna çalışan iş görenler…! Bunun dışında kalan zamanlarda işsizler ordusuna katılan bizler, bu süre zarfında konuşup ta çözmediğimiz sorunlarımız

1. Düşük ücrete ve yoğun çalışma temposu (bazı günler 18 -20 saati bulan

2. Turizmin gelişimi=oteller değil, turizm gelişimi=halkın turizme olan rızasıdır.

3. Kadın-yoğun iş alanı fakat az bir yöneticilik payının olması

\ 4. Ast- üst arasındaki mesleki farksızlıklar

5. Kadına ve erkeğe yönelik cinsel tacizler vs.

Düşük ücrete 18-20 saati bulan ağır iş şartları; küçük yaşlarda ve ergenlik dönemindeki gençlerin maruz kaldığı ağır işler, uzun süreli çalışmalar ve kısıtlı tatiller bu sektörde ki iş çekiciliğini azaltmaktadır ve bu da elde ki personeli tutamayarak kalifiyeli iş gören oranını düşürmektedir.

Günümüzde turizm algısı; kültürel yozlaşma, ahlakın bozulmasına sebep olduğuna inanılmaktadır. Halbuki bu algının tek sebebi rızasız yapılan ve halkın istekleri önemsenmeden yapılan turizm faaliyetleridir. Bu algıyı kırmanın tek yolu ise halkın düşüncesine ve isteklerine de önem verildiğinin belirtmek gerekir. Rızasız turizm olaylarının dezavantajı ise; turizm gelişmekte(lüks otellerle) ve gelen turist sayısı artmakta fakat gelirde pek bir artışın olmamasıdır.

Dr. Ekrem CENGİZ ve Dr.Fazıl KIRKBİR çalışmasının girişinde bu konudan bahsetmektedir; “ Fransa, İtalya, İspanya, ve Yunanistan gibi diğer birçok ülke çok yüksek gelir elde etmektedirler. Turizmin bu ülkelerde gelişimine bakıldığında doğal, tarihi ve kültürel çevreden başka buralarda yaşayan yerel halkın turistlere olan yaklaşımlarının da çok önemli bir rol oynadığı görülmektedir” (KIRKBİR, 2007).

Ast-üst arasındaki mesleki farksızlıklar; Muğla üniversitesi öğretim görevlilerinden M. Özgür YANARDAĞ ve Mehmet AVCI’nın araştırmalarına göre; “Türkiye’de konaklama işletmeleri ve restoranlarda istihdam edilenlerin P’den fazlası eğitimsiz ya da ilkokul mezunudur. İstihdam edilenlerin sadece %7-8’i üniversite mezunudur” (AVCI, 2012).

Eğitimli personel, hizmet kalitesi ile eş değerdir. Bizde ise tam tersi mesleki teknikler dışında daha çok önem verilen değerler; yoğun işe düşük ücret, el pençe müşteri hizmeti ve üst düzey yöneticilere her daim itaat eden iş görendir. Böyle bir yöneticilik sistemi kendi personel profilini yaratarak ast-üst arasında ki mesleki becerileri farksızlaştırıyor malesef!

Diğer madde ise kadının yoğunlukta olup fakat yöneticilik katında yerinin yok denecek kadar az olmasının sebepleri nelerdir?

Bir diğer araştırma sonucu ise; Turizm sektöründe kadınların yönetici pozisyonlarındaki paylarının artmaya devam ettiği bununla birlikte yükselme oranlarının yavaş olduğu, erkeklerin oranı ile eşit olmadığı görülmektedir. Türkiye’deki durum incelendiğinde ise, hizmet sektöründe çalışan kadınların oranı B,4 erkeklerin oranı W,6 iken yönetici olarak görev yapan kadınların oranının ),8 ve erkek yöneticilerin oranının p,2 olduğu görülmektedir (PERÇİN, 2008)

• Neden kadın çalışanlar bu durumda dersek eğer;

• Erkeğin kadın üzerinde ki otoritesi

• Kadının önceliği çocuktur

• Hemcinsler arasındaki çekememezlikler

• Ve en önemlisi ise iş yerinde cinsel taciz olaylarıdır.

Cinsel taciz’in birçok çeşidi vardır; imalı sözler, küfür, istenmeyen davetlerde bulunma, uygunsuz tekliflerdir. Bu gibi durumlarda, niyet değil mağdurun algısı önemlidir. İş ortamında kadın personeller, hem amirlerinin hem de müşterilerin cinsel tacizlerine maruz kalmaktadırlar.

Eğer örnek vermek gerekirse de, İstanbul Kadıköy’de 5 yıldızlı bir otelde kat görevlisi olan bir kadının otel müşterisi tarafından cinsel tacize maruz kalması ve iş arkadaşlarının söyledikleri ise; ‘O müşteri özel biri ve otellerde böyle şeyler olur, abartma’. İnsanların ucuzluğuna mı yanasın, yoksa seni de kendi gibi görmelerine mi? Birçok kadın bu durumu, çevre tarafında yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermek istememek ve işinden olma korkusu ile örtbas etmektedir.

İş yerinde cinsel taciz; cinsiyet, yaş, uyruk ya da eğitimden bağımsız bir durumdur. Bir insanın eğitim görmüş olması bu gibi yollara başvurmayacağı anlamına da gelmemektedir. Senin farkın eğitim görmüşlüğünle değil davranışlarınla sınırlıdır.

Aslında bunlar bizim ve göz ardı ettiğimiz sorunlarımızdır. Daha birçok şey sıralanabilir aklınızdan da geçebilir ve geçmelidir de. Bizim konuştuğumuz konular ise; üstsüz güneşlenen ahlak bozgunu turistler, oruç ve abdest bozan Rus kızları ya da kızlarımıza kötü örnek turistlerdir. Bu konuların tartışılması konuşuluyor olması, bizi bir yerlere götürmeyecek ve olduğumuz yerde saydığımızın kanıtıdır. Sorunlarımızı bir bir sıralamak yerine de çözüm üretmemiz gerekmektedir!

Üniversitedeki hocaların derslerde öğrencilerin gelecekte sektörde karşılaşacakları sorunlar ve bu sorunlar karşısında çözüm yollarının neler olduğunu anlatmalarıdır. Aşağıdaki sorulara verilecek iş kolu özelinde cevapların neler olduğunun derslerde ele alınması öğrencilerin sektörel başarısını artırarak ve sektörde tutunmalarını sağlayabilir.

Derse giren hocaların sektörel tecrübeleri yeterlimidir? Öğrencileri sektöre hazırlayabilecek birikimleri varmıdır?

• Otelde ki iş görenlere yapılan haksızlıklar ortaya çıktığında nasıl tepki göstermeliyiz?

• Turizmde çalışan kadınlara toplumun bakış açısı nedir? Mesleğin imajı nasıl düzeltilebilir?

• Okumuşluğumuzun bize iş alanında ki avantajları nelerdir?

• Turizmde çalışmayacak ya da çalışmaktan çekinen öğrenciler ile ilgili ne yapılmalıdır?

• Uygulama Oteli ve atölyeleri olmayan turizm okullarında öğrenci kendini nasıl geliştirmelidir?

Sonuç olarak turizm boş bir sektör ve okunmasıda gerekmeyen bir bölüm değildir, bizim verdiğimiz değer budur! Birçok insanın turizme bu şekilde bakması turizm öğrencisi olarak benim açımdan can sıkıcı bir durumdur, bunun bilincini eğer biz turizm sektöründeki insanlar kazanamazsak hangi bölümde okuyorsun cevabına turizm dediğinde ki insanların yüz şekillerine ya da iş yerinde ‘turizmde okunur mu, bak ben okumadım müdür oldum’ gibi cahilce tepkilere maruz kalacaksınız!

DİLAN KENT

Kaynakça

AVCI, A. Y. (2012). Turizm Sektöründe İstihdam Sorunları: Marmaris, Fethiye, Bodrum İlçeleri Üzerine Ampirik Bir İnceleme. Ege Stratejik Araştırmalar Dergisi , 6.

EMEKLİ, G. (2005). Avrupa Birliği\'nde Turizm Politikaları ve Türkiye\'de Kültürel Turizm. Ege Coğrafya Dergisi , 2.

KIRKBİR, E. C. (2007). Yerel Halk Tarafından Algılanan Toplam Turizm Etkisiyle Turizm Desteği Arasındaki İlişkiye Yönelik Yapısal Bir Model Önerisi. Sosyal Bilimler Dergisi , 1.

PERÇİN, Ş. A. (2008). Turizm Sektöründe Kadın Çalışanların Karşılaştıkları Kariyer Engelleri ve Cam Tavan Sendromu: Cam Tavanı Kırmaya Yönelik Stratejiler. Yönetim Bi

Nerina Azad
Bu haber toplam: 11282 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:04:33:05
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x