HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP'ye yönelik gözaltı operasyonlarını Haber Aktüel'de ARTI TV'ye değerlendirdi.
"Bu operasyonu tamamen AKP'nin çözüm sürecinin devam ettiği dönemde oylarının azalması, süreç sonrası çökertme planı ve yürüttükleri siyasi yöntem ile düşünmek gerekiyor" diyen Beştaş, "Bugün HDP’li olma zamanı. Gerçekten hukuksuzluğa adaletsizliğe karşıysak bu kadar büyük bir haksızlık ve zorbalık karşısında hukuku ve adaleti savunmayacaksak yarın çok geç olabilir" uyarısında bulundu.
"Böyle büyük saldırılar dünyanın herhangi bir yerinde bir partiye yönelik yapılsaydı şuanda yerinde yeller eserdi. Peki şimdi biz neden ayaktayız? Çünkü haklıyız" ifadelerini kullanan Beştaş, "Burada aslında Türkiye toplumuna şu mesaj veriliyor ‘Evet yargı bizim elimizde’. Yargı tarafsız ve bağımsız değil biz ne istersek yaptırırız. Başsavcı bunun örneğidir aslında" dedi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş'ın ARTI TV'ye yapmış olduğu değerlendirme şöyle oldu:
"Bu operasyonlar devam eden, süreklileşen bir siyasi karara karşılık bir durum. Yani bu bir yargı operasyonu değil. Kesinlikle HDP’ye yönelik bütün saldırılar, yargılamalar, cezalandırmalar kayyum atamalarının hepsi AKP'nin kendi içerisinde iktidar olarak ortağı ile beraber alan adı yürüttüğü sistematik operasyonlardır. Son operasyonda da 6 yıl önceki bir olaya dair burada büyük bir siyasi kampanya yürütüldü ve bugüne kadar MYK üyelerimizin gidip ifade verdiği dosyanın açık olduğu hiçbir şekilde işlem yapılmadığı ciddiye alınmadığı bir soruşturma dosyasından bahsediyoruz.
"Çökertme Planı"
Ortada soruşturulacak bir suç yok soruşturulacak bir fiil yok. Operasyon tamamıyla AKP'nin çözüm sürecinin devam ettiği dönemde oylarının 7 Haziran'da azalması çözüm sürecini bitirdikten sonra karar almış oldukları çökertme planı ve bu plandan sonra ortaya koymuş olduğu her türlü siyasi yöntem ve daha pek çok meseleyi bir arada düşünmeyi gerektiriyor.
"İktidar Kendi Suçunu HDP'ye Atmak İstiyor"
Şunu önemle hatırlatmak istiyorum Kobane döneminde çözüm sürecinin hala devam ettiğini ve iktidarla partimiz arasında görüşmelerin sürekli olduğunu önemle hatırlatmak istiyorum. Yani o dönemde Başbakan Davutoğlu ile Genel başkanımız Selahattin Demirtaş'ın yüz yüze görüşmesini size hatırlatmak istiyorum. Efkan Ala ile yapılan telefon görüşmelerini hatırlatmak istiyorum. Neden bunları anlatıyorum şu sebeple ortada HDP'nin sebep olduğu tabii ki hiçbir suç fiili yok. Siyasi iktidar bu manzarayı kendi üstünden atıp 6 yıl sonra HDP'ye yüklemek istiyor. Bunu büyük bir sahtecilikle yapıyor yani yargı dosyaları ile de oynayarak yeni soruşturmalar açarak. Demirtaş ve Yüksekdağ’ı tutuklayarak HDP’yi güçsüzleştirmek, zayıflatmak ve korku iklimini büyütelerek HDP’lilerden uzaklaştırmak istiyor. Dün başaramadı bugün de başaramayacak.
"'Yargı Bizim Elimizde' Mesajı Alenen Veriliyor"
Bir Ankara Başsavcısı olarak Yüksel Kocaman’ın başka bir ziyaretini de hatırlatmak istiyorum. AİHM Demirtaş kararı için ihlal deyince ertesi gün Cumhurbaşkanı ile görüşen bir savcı kendisi. Erdoğan’ın biz karşı hamlemizi yapar bitiririz dediği bir görüşmenin parçası aynı zamanda taraflarından biri. Yine tüm Türkiye’nin gözüne sokulan bir düğün ve balayı söz konusu. Meclise kayyum olarak atanan bir başsavcı aynı zamanda. Bütün vekillerin soruşturmalarının kendisine gittiği ve kendisinin fezleke hazırladığı başsavcı, yine Demirtaş ve Yüksekdağ dosyasında aynı fiilden ikinci defa soruşturma kararı alan ve ikinci defa tutuklama verdiren bir savcı. 9 bin liralık bir otel fiyatı ile balayına gidiyor düğünden sonra yeni damatlık ve gelinlikler giyiliyor Cumhurbaşkanlığına gidiliyor ve hediyeler alınıyor. Hepsi planlanmış meseleler bunlar. Burada aslında Türkiye toplumuna şu mesaj veriliyor ‘Evet yargı bizim elimizde’. Yargı tarafsız ve bağımsız değil biz ne istersek yaptırırız. Başsavcı bunun örneğidir aslında.
'BU HUKUK TANIMAZLIK SADECE HDP İLE SINIRLI KALMAZ'
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı işte dün operasyonu yürüten başsavcı olarak önümüzde duruyor. Burada kim yargıdan hukuktan bahsedebilir. Kamuoyu her şeyin farkında. AKP’nin yarattığı yeni bir konsept söz konusu. Eskiden bazı suçlar işlenirdi ama gizlenirdi, kabul edilmezdi, üstü örtülürdü. Şimdi işkence de alenileşti, yargı üstündeki baskı da alenileşti. Yargıya talimat, tehdit de alenileşti, yargının bütün bunlar sonucunda Türkiye’nin 3. Büyük partisi olan HDP’ye operasyon yapmak da alenileşti. Alenileşti derken büyük bir pervasızlıktan, siyasi etik yoksunluğundan söz ediyorum aynı zamanda. Saldırının hedefi HDP olarak görülüyor ama bütün Türkiye halkına şunu söylemek istiyorum. Bu hukuk tanımazlık sadece HDP ile sınırlı kalmaz.
"Yarın Çok Geç Olabilir"
Dünden bu yana çok farklı kesimlerden dayanışma mesajı alıyoruz. Bu dayanışmanın demokrasinin önünü açacağına inanıyorum. Bugün HDP’li olma zamanı gerçekten hukuksuzluğa adaletsizliğe karşıysak bu kadar büyük bir haksızlık ve zorbalık karşısında hukuğu ve adaleti savunmayacaksak yarın çok geç olabilir. Böyle büyük saldırılar dünyanın herhangi bir yerinde bir partiye yönelik yapılsaydı şuanda yerinde yeller eserdi. Peki şimdi biz neden ayaktayız? Çünkü haklıyız. Biz gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz haklı olanlar değil haksız olanlar korkarlar".
