Anayasa Mahkemesi eski raportörü, Prof. Osman Can, “(HDP) Partinin PKK’nin bazı siyasal taleplerini benimsemesi, ana dilde eğitim gibi ya da özerklik gibi ve buna benzer talepleri dile getirmesi, söylem olarak PKK ile paralel düşünmesi parti kapatma sebebi olarak kabul edilemez” dedi.
Rûdaw TV Haber Bültenine katılan Anayasa Mahkemesi eski raportörü, yazar ve akademisyen Osman Can, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) açılan kapatma davasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Can, “Bu davanın siyasi bir dava olduğu yönünde çok ciddi şüpheler var. Çünkü, Kobani olayları sırasında ya da Hendek olayları sırasında böyle bir davanın açılabilmesi için anlaşılabilir gerekçeler vardı. Ancak aradan 6 yıl geçtikten sonra aşırı milliyetçi, aşırı sağcı bir siyasi parti lideri aniden HDP’nin mutlaka kapatılması gerektiğini ve onlara siyasi yasak getirilmesi gerektiğini söyledikten sonra çok kısa bir süre içerisinde Yargıtay Cunhuriyet Başsavcılığı harekete geçiyor ve iddianameyi hazırlıyor” ifadelerini kullandı.
Ortada toplumsal zihinde, kamuoyunda böyle bir beklenti yokken böyle bir davanın açılmasının çok ciddi siyasal mesaj ya da siyasal etki kuşkusu yarattığını belirten Can, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 68’inci maddesinde siyasi partilerin hangi gerekçelerle kapatılacağı yazıyor. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye iç hukukunun parçası ve bu bağlamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadları Türkiye için bağlayıcıdır. Bunları birlikte değerlendirdiğimiz zaman bir siyasi partinin, Anayasal düzenin bazı hususlarını beğenmemesi, değiştirme taleplerini gündeme getirmesi, faklı politik tercihler ortaya koyması kapatma gerekçesi olamaz” diye konuştu.
“Devlet rejimi ve cumhurbaşkanını eleştirmek parti kapatma gerekçesi olamaz”
Anayasa’nın ideolojisi ile uyum içinden olmamanın siyasi parti kapatma nedeni olamayacağını kaydeden Can, hükümet, devlet rejimini ya da cumhurbaşkanı eleştirisinin de hiçbir surette parti kapatma gerekçesi olamayacağını vurguladı.
Parti kapatmaları hukuki yönden değerlendiren eski milletvekili Osman Can, şu ifadeleri kullandı:
“Parti kapatabilmek için özellikle HDP kitlesi açısından söylüyorum: Devletin toprak bütünlüğünü zedelemeyi, parçalamayı hedef alması ve bunda şiddeti metod olarak kabul etmesi gerekir. Ancak bu şartlarda siyasi parti kapatma daavası açılabilir ve kapatma kararı meşru olur. Ancak iddianameye bakıldığı zaman buna ilişkin bir veri yok. Düşünce açıklaması terör propagandası olarak yer alıyor. Bunlar nedeniyle parti kapatmayı talep etmek hukuki değildir.
“PKK’nin bazı siyasal taleplerini benimsemesi parti kapatma sebebi olarak kabul edilemez”
Tabiki HDP’nin ciddiye alınacak eylemleri var. Hendek olaylarında sırasında ya da bazı milletvekilllerinin teröristlere silah taşıması benzeri bazı eylemler var, bunlar önemli. Ama bunların partiye isnat edilmesi ilgili bir araştırma yapılması gerekiyor. Bunlar doğru kabul edilse bile parti kapatma için yeterli değil. Çünkü parti ile partinin yönetiminin bu eylemlerle arasında bir mesafe koymamış olması gerekiyor. Diğer yandan partinin PKK’nin bazı siyasal taleplerini benimsemesi, ana dilde eğitim gibi ya da özerklik gibi ve buna benzer talepleri dile getirmesi, söylem olarak PKK ile paralel düşünmesi parti kapatma sebebi olarak kabul edilemez. Bunu AİHM de söylüyor. Bu yönlerden değerlendirildiği zaman bu iddianame parti kapatma için oldukça zayıf. Anayasa Mahkemesi’nin nasıl bir gerekçelendirme yapacağını görmemiz gerekir.
Kobani eylemleri ile HDP’yi ilişkilendirerek Selahattin Demirtaş tutuklandı ama AİHM bunun hukuki bir temelinin olmadığını söyledi. Bu açıdan bakıldığı zaman Kobani eylemlerinin HDP’ye yöneltilmesi de oldukça zor. Bu nedenle HDP’nin kapatılma ihtimalinin çok düşük olduğunu söylüyorum. Hukuken de kapatılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hukuk devletinde her şey hukulki gerekçeyle ilerlemek zorundadır. Alınan kararlarda yasal gerekçeler olmalı.”
Osman Can, “Hukuki bir atmosfer yoksa siyasi hedeflerin ne olduğu araştırılmalı. HDP’nin kapatılması ve erken bir seçimle HDP’nin milletvekili sayısı AKP’ye geçecek hesap bu olabilir muhtemelen ve bu da AK Parti’nin oy kaybına rağmen Meclis’te çoğunluğu sağlayacak” dedi.