2019 yılında yapılan yerel seçimlerde Millet İttifakı adaylarının özellikle İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya gibi büyük kentleri kazanmasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve bu parti seçmeninin tercihleri önemli rol oynadı.
Eğer bir erken seçim olmazsa bir buçuk yıl sonra 2023 Haziran’ında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de kamuoyu anketlerinde oy oranı yüzde 10-yüzde 12 bandında gezinen HDP’nin tutumu sonuç üzerinde belirleyici olabilir.
27 Eylül’de Tutum Belgesi’ni açıklayan parti, bugün İstanbul’da gazeteci, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve aydınlarla bir araya gelerek bu tutumlarıyla ilgili görüş alışverişinde bulundu.
‘‘Son ana kadar cumhurbaşkanı adayımızı açıklamayacağız’’
Toplantıda konuşan HDP’nin TBMM Grup Başkan Vekili Saruhan Oluç, kendileri için cumhurbaşkanının kim olduğundan çok aday olacak kişinin politik tutumunun önemli olduğunu belirtti.
Oluç, ‘‘Siyasi tutum belgesi içinde bulunduğumuz dönemin yol haritası. Yalnız seçime kadar değil seçimden sonrası döneme ilişkin de tutumumuzu gösteren bir yol haritası. İktidarın değişmekte olduğu, değişeceği görülüyor. Ama gelecek olan ne olacak? Onunla ne yapacağız? Bu tutum belgesinde ne tür adımlar atılması gerektiğine işaret ettik. Cumhurbaşkanlığı seçiminde isim tartışmaktan kaçındık. Son ana kadar da olacaksa adayımızı açıklamayacağız. Bu seçimde kişilerden ziyade politik tutumların önemli olduğunu düşünüyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayımız HDP’li olsa da hangi politik profilini olduğu önemli. Bunu müzakere etmek istiyoruz’’ dedi.
‘‘HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etme operasyonuna direneceğiz’’
İktidar bloğunun partilerini kapatmak için uğraştığını ancak buna direneceklerini belirten Saruhan Oluç, HDP ve beraberindekilerin Türkiye’nin yönetimine ortak olmak istediklerini dile getirdi.
HDP Grup Başkan Vekili, ‘‘Biz yeni dönemde yönetime aday ve ortak olmak istiyoruz. Kürt halkı ve Türkiye demokratik güçleri Türkiye’yi yönetme ve yönetimine ortak olma liyakatine ve iddiasına sahip. Partimizi kapatma davası sürüyor. Ön savunmamızı verdik. Kobani davasında da ağır iddialar hem de içi bomboş ağır iddialar var. Bu davaların amacının ne olduğu açık. HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etme operasyonu. Davalarla yakından ilgileniyoruz. Bunun mücadelesini mutlaka yapacağız. Daha açık söylemek gerekirse, demokratik siyasetten tasfiye operasyonuna direneceğiz, bunu asla kabul etmeyeceğiz. Ve her ne olursa olsun yeni bir yol açacağız’’ dedi.
‘‘Muhalefetin güven vermesi gerekiyor’’
İktidarın yıpranmakta olduğunu görmekle birlikte şimdiden iktidarın kaybettiğini söylemenin imkansız olduğunu belirten Saruhan Oluç, seçimin sonuna kadar geçecek sürecin birçok zorluk ve sorun yaratacağına dikkat çekti.
HDP Grup Başkan Vekili, ‘‘Çok zor bir dönem. İş bitti bunlardan iktidarı alacağız demek sakıncalı. Hiçbir şey bitmedi. Evet, toplumda çok ciddi bir kopuş var ama muhalefetin yanlış yapmaması gerekiyor. Bizi herhangi bir yanlış yapmamak için özel bir çaba gösteriyoruz. Muhalefetin bir şey yapması gerekiyor. Halkın AKP-MHP koalisyonunu değiştirdikten ülkeyi iyi yöneteceğine dair güven vermesi gerekiyor. Var olan iktidardan uzaklaşıyor toplum ama nereye gideceği konusunda karar vermiş değil. Çünkü muhalefet yönetebilme konusunda güven vermiş gözükmüyor. Üstelik cumhurbaşkanını değiştirmek sistemi değiştirmeye yetmiyor. Anayasa değişikliği için 360 sandalye lazım’’ diye konuştu.
HDP’nin Siyasi Tutum Belgesi’ni tartışan katılımcılardan kimileri laiklik ile ilgili ifadelerin daha güçlendirilmesi gerektiğini söylerken bazıları ise mevcut metindeki vurgunun yeterli olduğunu savundu. Kimileri Kürt Sorunu’nun çözümü için neler yapılması gerektiği konusunu zayıf bulurken kimileri de kadın ve LGBTİ vurgusunun güçlendirilmesini talep etti.
Tayyip Temel: ‘‘ Cumhurbaşkanlığı seçiminde birçok seçenek var zamanı gelince bakacağız’’
Toplantı sonrası kapanış konuşmalarından birini yapan HDP Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel de HDP’nin tasfiye edilmek istendiğini söylerken partisinin üçüncü bir yol olarak inşa etmeye çalıştığı demokrasi ittifakının da Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli bir rol oynayabileceğini savundu.
HDP Genel Başkan Yardımcısı, ‘‘AKP ve MHP’ni temel hedeflerinden biri Kürt direnişini kırmaktır. Tabii bunun için HDP’yi tasfiye etmek ve siyaset dışı bırakmak için çok yönlü tasfiye planı uygulanıyor. HDP’nin Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinin temel mücadele alanlarında biri olması hasebiyle bu mücadele ya Erdoğan iktidarının ömrünü uzatacak ya da kısaltacak şey bu. Demokrasi İttifakı için HDP esneyebileceği en esnek haline rağmen hala çeşitli rezervlerle engellerle karşılaşıyor. Yan yana durma zemininin bugünden daha elverişli olacağı bir sürece denk gelemeyebilir ve bu fırsatı kaçırabiliriz. Demokrasi İttifakı’nın zeminini mutlaka hazırlamak zorundayız. Şu anda Irak ve ABD ile Rusya’nın artık anlaşmaya başladığı Suriye’de en büyük kaybeden AKP-MHP rejimidir. Cumhurbaşkanlığı seçimine gelince, orada birçok seçenek var zamanı gelince bakacağız’’ dedi.